11 OLAĞAN GENEL KURUL ÇALIŞMA RAPORU
çalıÅma raporu - Sosyal-İŠçalıÅma raporu - Sosyal-Ä°Å
İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKMIŞ GİBİ YAPILMIŞTIR.MECLİS SERMAYENİN BÜTÜN İSTEKLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.KONFEDERASYON BAŞKANLARI İŞVERENLERİN KURTARILDIĞINIGİZLEMEKTEDİR.Milyonlarca işçinin uzun yıllardan beri öncelikli talebi olan, AB uyum yasaları çerçevesiiçinde yer alan İş Güvencesi yasa tasarısıyla ilgili yaşanan son gelişmelerdüşündürücüdür. Yıllardır işçi ve emekçilerin işsizliğe ve yoksulluğa mahkum olmasınınortak sorumluları, bu kesimlere şirin görünebilmek için ellerinden geleni yapmışlar, birtaraftan tasarıyı desteklediklerini ve yasayı çıkaracaklarını vurgulayan konuşmalaryaparken diğer taraftan fiili olarak iş güvencesi yasasını ertelemişlerdir.Altını bir kez daha çiziyoruz. Yasa çıkmış gibi yapılmıştır. Sözü edilen tarihte, yani 15Mart’ta yürürlüğe girmesi ise iş yasası değişikliklerinin yapılması şartına bağlanmıştır. İşyasası değişiklikleri yapıldıktan sonra iş güvencesi yasasının eş zamanlı olarak yürürlüğegireceği Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından bizzat açıklanmış, yeni Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanı Sayın Arseven’de TBMM’nde yaptığı konuşmada bu noktayı çokaçık ve net bir biçimde ortaya koymuş ve zabıtlara geçirilmiştir. Açıktır ki, iş yasasındakideğişiklikler gerçekleşmediğinde, iş güvencesi yasasının yürürlüğü tekrar ertelenecektir.Dolayısıyla, sermaye çevrelerinin istekleri Meclis tarafından karşılanmıştır. Ortada biruzlaşma değil, bir teslimiyet söz konusudur. Meclisi oluşturan Partiler, işçilerin oyunualabilmek için şov yapmışlar ama esas olarak sermayenin isteklerini yerine getirmişlerdir.Birbirimizi kandırmayalım! Ortada iş güvencesi yasası yoktur! Dolayısıyla işçileraçısından bir kazanım söz konusu değildir. Ortada bir uzlaşma yoktur! Sermayenin bütünistedikleri Meclis tarafından gerçekleştirilmiştir.Sermaye, iş güvencesinin iş yasası değişiklikleriyle birlikte ele alınmasını istemiştir.Bunun nedeni açıktır. Hazırlanan iş yasası değişiklikleriyle birlikte iş güvencesinin hiçbiranlamı kalmamaktadır. Çünkü iş yasasında yapılması planlanan değişiklikler; çalışmayaşamını tümüyle esnekleştirmeye, kuralsız çalışmayı hakim kılmaya, taşeronlaşmanınasıl işin kendisi haline getirilmesine ve hepsinden önemlisi işçilerin başta kıdem tazminatıolmak üzere kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya yöneliktir.Sermaye, son olarak yürürlüğün geciktirilmesini istemiştir. Çünkü arada kalan süre içindeişyerlerindeki sendikal örgütlenmeyi bitirmeyi planlamaktadır. Dolayısıyla daha kolaydeğil, daha zor bir döneme girilmiştir. Herkes hazır olmalıdır!Bütün bu gerçekler apaçık ortada iken, Konfederasyon Başkanlarının açıklamaları üzücüve düşündürücüdür. “Meclisi sıkıntıdan kurtardık” diyerek işverenlerin kurtarıldığıgizlenmeye çalışılmaktadır. Bu ortaklığın yakın gelecekteki sonuçlarını ibretle vedikkatle izlemek, işçi sınıfı ve emekçilerin görevi olmak zorundadır. İş yasasındakideğişiklikleri 12 eylül yasalarının değiştirilmesi olarak sunmak, bu değişiklikleri“demokratik ve çağdaş” değişiklikler olarak göstermek mümkün değildir. Çünkü 1475sayılı yasanın kökeni 1967’de çıkarılmış olan 931 sayılı İş Yasasıdır ve 12 Eylül’leuzaktan yakına ilişkisi yoktur.Parlamentodaki siyasi partilere gelince! İşçi sınıfının kağıt üzerinde kalan hiçbirdüzenlemeyle kandırılamayacağını seçimlerde açık bir biçimde göreceklerdir. İşçilerin
oş sözlerle, boş yasalara karnı toktur. Somut bir düzenleme getirmeyenler cevabınısandıkta alacaklardır.Başta sendikalı işçiler olmak üzere tüm işçi sınıfını uyarmayı görev sayarak, buaçıklamayı yapmak zorunda kaldık. İşçilerin geleceğiyle oynayanlara, oy avcılığınasoyunanlara ve yakın bir gelecekte yüz binleri sokağa bırakacaklarını açıklayanlara karşıbirliğimizi güçlendirmek zorundayız.Özcan KESGEÇGenel BaşkanZiya YILMAZGenel BaşkanEnver ÖKTEMGenel Başkan***15 Mart 2003’de yürürlüğe girmesi kabul edilen iş güvencesi yasası ile, iş yasasıdeğişikliği ve ikisinin de EŞZAMANLI yürürlüğe girmesi PEŞİNEN kabul edilmiştir. Bupeşin kabulden sonraki süreçte ise Konfederasyonumuzun tek başına kimi çabaları iseistenilen sonucu almaya yetmemiştir.Yeni iş yasasının TBMM’nde görüşülmesi sırasında, C.H.P. Grubunun ve işçi kökenliMilletvekillerinin mücadelesini belirtmemek haksızlık olacaktır. Bu konu ile ilgili olarak,C.H.P. Grubuna gönderdiğimiz yazı ve yanıtı aşağıdadır.Sayın Prof. Dr. Oğuz OYANTBMM CHP Grup Başkan VekiliAnkaraA.K.P. iktidarınca T.B.M.M.’ne sevkedilen ve 1475 sayılı yasanın yerine ikame edilmekistenen “yeni iş yasası tasarısı” çağdışı, işçilerin kazanılmış haklarını yok eden,dayanakları Roma hukuku ve Mecelle’de bulunan köleci anlayışa sahip bir tasarı idi.Tasarının T.B.M.M’nde görüşülmesi sırasında; tasarının bu biçimi ile yasalaşmamasıkonusunda, başta siz olmak üzere, C.H.P. meclis grubu ve sendikacı kökenli milletvekiliarkadaşlarımızın gösterdiği, tutarlı ve doyurucu çaba ve katkılara sendikamız genelyönetim kurulu olarak, en içten teşekkürlerimizi sunmayı bir görev biliyoruz.Bu hissiyatımızın C.H.P. grubuna iletilmesine aracılığınızı diler, siz ve tüm C.H.P.grubuna sevgi ve saygılar sunarız.Özcan KESGEÇ Tamer ATIŞGenel Başkan Genel Sekreter***
- Page 2 and 3: GENEL YÖNETİM KURULUGENEL BAŞKAN
- Page 4 and 5: SUNUŞ10 ARALIK 1966. Sendikamızı
- Page 6 and 7: Çalışma raporlarına başlarken
- Page 8 and 9: kullandırmak amacı ile başvurula
- Page 10 and 11: GENEL KURULUMUZ ; kamunun, kamu ikt
- Page 12 and 13: 6- ILO (UÇO) SÖZLEŞMELERİUlusla
- Page 14 and 15: 1. BÖLÜMÖNCELİKLİ SORUNLARIMIZ
- Page 16 and 17: Bambaşka bir dünya görüşünü
- Page 18 and 19: alınması ve yürütülmesi doğru
- Page 20 and 21: Uluslararası sermaye, küreselleş
- Page 22 and 23: Oysa, neo-liberalizm, devletin öze
- Page 24 and 25: görmüş; bu nedenle, izlenmesine
- Page 26 and 27: yapılmaktadır; geri kalan tümü
- Page 28 and 29: Bütün bu nedenlerin sonucu olarak
- Page 30 and 31: 3. İşçiler ve sendikalar tüm em
- Page 32 and 33: IMF Türkiye ekonomisi ve hükümet
- Page 34 and 35: ♦17. Stand-by anlaşması ile uyg
- Page 36 and 37: özelliği de “yapısal reformlar
- Page 38 and 39: karşın faiz dışı fazla % 6. 7
- Page 40 and 41: tutulmuştur : yatırıma %5.8, per
- Page 42 and 43: fazla yaratmaya öncelik tanıdığ
- Page 44 and 45: sonucunda reel faizlerin aşağıya
- Page 46 and 47: edilen işçi sayısının 5 milyon
- Page 48 and 49: Yıl/Ay İşçi Sayısı Sosyal-İ
- Page 52: Sayın Özcan KESGEÇSosyal-İş Se
- Page 55 and 56: harcamış, adaylıktan çekilmeyi
- Page 57 and 58: - Mersin’de kurulu AREL GIDA Turi
- Page 59 and 60: - Güçsüzler Yurdu işyeri üyele
- Page 61 and 62: - AYEK işyeri baştemsilcisi ve te
- Page 63 and 64: Eylül Anayasa’sı karşısındak
- Page 65 and 66: - AREL Gıda Turizm San. ve Tic. Lt
- Page 67 and 68: çalışanlar kapsam dışıdır”
- Page 69 and 70: Tez Koop-İş SendikasıGenel Başk
- Page 71 and 72: Grosmarket çalışanlarının irad
- Page 73 and 74: Biz bir taraftan bu antidemokratik
- Page 75 and 76: ettikten sonra, şimdiki açıklama
- Page 77 and 78: - BU, İŞVERENİ İLGİLENDİREN B
- Page 79 and 80: - 17 Nisan 2000Dünya Bankası’n
- Page 81 and 82: - 01 Aralık 2000Emek Platformunca
- Page 83 and 84: - 22 Aralık 2002Irak’ta Savaşa
- Page 85 and 86: TOPLU SÖZLEŞME DAİRESİ ÇALIŞM
- Page 87 and 88: Ancak doğaldır ki , bu bir mücad
- Page 89 and 90: İş Gruplandırması ve iş grubun
- Page 91 and 92: ÜNİBEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SA
- Page 93 and 94: ALTIN PORTAKAL KÜLTÜR ve SANAT VA
- Page 95 and 96: EĞİTİM ve BASIN-YAYIN ÇALIŞMAL
- Page 97 and 98: İçel Ecza Koop yöneticileri İç
- Page 99 and 100: değiliz. Biz kooperatifin zarar g
İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKMIŞ GİBİ YAPILMIŞTIR.MECLİS SERMAYENİN BÜTÜN İSTEKLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMİŞTİR.KONFEDERASYON BAŞKANLARI İŞVERENLERİN KURTARILDIĞINIGİZLEMEKTEDİR.Milyonlarca işçinin uzun yıllardan beri öncelikli talebi olan, AB uyum yasaları çerçevesiiçinde yer alan İş Güvencesi yasa tasarısıyla ilgili yaşanan son gelişmelerdüşündürücüdür. Yıllardır işçi ve emekçilerin işsizliğe ve yoksulluğa mahkum olmasınınortak sorumluları, bu kesimlere şirin görünebilmek için ellerinden geleni yapmışlar, birtaraftan tasarıyı desteklediklerini ve yasayı çıkaracaklarını vurgulayan konuşmalaryaparken diğer taraftan fiili olarak iş güvencesi yasasını ertelemişlerdir.Altını bir kez daha çiziyoruz. Yasa çıkmış gibi yapılmıştır. Sözü edilen tarihte, yani 15Mart’ta yürürlüğe girmesi ise iş yasası değişikliklerinin yapılması şartına bağlanmıştır. İşyasası değişiklikleri yapıldıktan sonra iş güvencesi yasasının eş zamanlı olarak yürürlüğegireceği Başbakan Sayın Bülent Ecevit tarafından bizzat açıklanmış, yeni Çalışma veSosyal Güvenlik Bakanı Sayın Arseven’de TBMM’nde yaptığı konuşmada bu noktayı çokaçık ve net bir biçimde ortaya koymuş ve zabıtlara geçirilmiştir. Açıktır ki, iş yasasındakideğişiklikler gerçekleşmediğinde, iş güvencesi yasasının yürürlüğü tekrar ertelenecektir.Dolayısıyla, sermaye çevrelerinin istekleri Meclis tarafından karşılanmıştır. Ortada biruzlaşma değil, bir teslimiyet söz konusudur. Meclisi oluşturan Partiler, işçilerin oyunualabilmek için şov yapmışlar ama esas olarak sermayenin isteklerini yerine getirmişlerdir.Birbirimizi kandırmayalım! Ortada iş güvencesi yasası yoktur! Dolayısıyla işçileraçısından bir kazanım söz konusu değildir. Ortada bir uzlaşma yoktur! Sermayenin bütünistedikleri Meclis tarafından gerçekleştirilmiştir.Sermaye, iş güvencesinin iş yasası değişiklikleriyle birlikte ele alınmasını istemiştir.Bunun nedeni açıktır. Hazırlanan iş yasası değişiklikleriyle birlikte iş güvencesinin hiçbiranlamı kalmamaktadır. Çünkü iş yasasında yapılması planlanan değişiklikler; çalışmayaşamını tümüyle esnekleştirmeye, kuralsız çalışmayı hakim kılmaya, taşeronlaşmanınasıl işin kendisi haline getirilmesine ve hepsinden önemlisi işçilerin başta kıdem tazminatıolmak üzere kazanılmış haklarını ortadan kaldırmaya yöneliktir.Sermaye, son olarak yürürlüğün geciktirilmesini istemiştir. Çünkü arada kalan süre içindeişyerlerindeki sendikal örgütlenmeyi bitirmeyi planlamaktadır. Dolayısıyla daha kolaydeğil, daha zor bir döneme girilmiştir. Herkes hazır olmalıdır!Bütün bu gerçekler apaçık ortada iken, Konfederasyon Başkanlarının açıklamaları üzücüve düşündürücüdür. “Meclisi sıkıntıdan kurtardık” diyerek işverenlerin kurtarıldığıgizlenmeye çalışılmaktadır. Bu ortaklığın yakın gelecekteki sonuçlarını ibretle vedikkatle izlemek, işçi sınıfı ve emekçilerin görevi olmak zorundadır. İş yasasındakideğişiklikleri 12 eylül yasalarının değiştirilmesi olarak sunmak, bu değişiklikleri“demokratik ve çağdaş” değişiklikler olarak göstermek mümkün değildir. Çünkü 1475sayılı yasanın kökeni 1967’de çıkarılmış olan 931 sayılı İş Yasasıdır ve 12 Eylül’leuzaktan yakına ilişkisi yoktur.Parlamentodaki siyasi partilere gelince! İşçi sınıfının kağıt üzerinde kalan hiçbirdüzenlemeyle kandırılamayacağını seçimlerde açık bir biçimde göreceklerdir. İşçilerin