23.08.2015 Views

11 OLAĞAN GENEL KURUL ÇALIŞMA RAPORU

çalışma raporu - Sosyal-İş

çalışma raporu - Sosyal-İş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

♦2004 yılı bütçesindeki büyüklüklerin 18. stand-by anlaşmasına, bu bağlamda dezenflasyonprogramına uygun biçimde hazırlanmış olması sürpriz değildir. Bütçede ön planda tutulanilkeler mali disiplin, bağlantılı olarak faiz dışı fazla/GSMH oranının konsolide bütçede %5.5,tüm kamu kesiminde ise %6.5 olması ve yapısal reformlardır. Dolayısıyla bütçe borcundöndürülmesine odaklanmış ve biçimlenmiştir. Hedeflenen faizdışı fazlaya ulaşmak içinöngörülen GSMH’ nin %2’sine karşılık gelen 8.4 katrilyon TL tutarında ek önlemin gerekliolduğu belirlenmiştir. Toplam 160.9 katrilyon lira dolayındaki giderlerin 66.2 katrilyon lirasıfaiz ödemelerinden kaynaklanmaktadır. Faiz ödemelerinin toplam giderlere oranı %41.1olarak belirlenmiştir. Buna karşın reel harcamaların payı %32.8’dir. Bağlı olarak personelgiderleri %22, yatırım harcamaları ise yalnızca %4.7 olarak öngörülmüştür. Vergi gelirleritoplam giderlerin yalnızca %61.6’sını karşılayabilirken, faiz ödemelerinin %67.6’sına denkdüşmektedir. Kaçınılmaz olarak da toplam bütçenin %28.8’ine eşit bir bütçe açığı ortayaçıkmaktadır. Burada yukarıda sorduğumuz soruyu tekrarlayalım: yeni bütçede bu denliyüksek tutulan faiz dışı fazla dikkate alınınca borç yükünün reel olarak aşağı çekilebilmesiolanaklı mıdır? Yanıtımız hayır olacaktır çünkü ciddi bir bütçe açığı söz konusudur ve faizdışı fazla tutarı ile faiz ödemeleri arasında 45 katrilyon liranın üzerinde negatif bir sapmanınolduğu saptanmaktadır. Bu durumda borç servisini yerine getirmek için yeni borçlanmalarabaşvurulması kaçınılmaz olacaktır.VI. Sonuç Yerine: Kısa Bir BilançoNeo-liberal politikaların son halkalarını 17. Stand-by anlaşması, GEGP ve 18. Stand-byanlaşması kapsamında öngörülen ve gerçekleştirilen uygulamalar oluşturmaktadır. Seksenliyılların başlarında yürürlüğe konulan, özellikle de 1983 Sonbaharında iktidara gelen ANAPdöneminde yoğunluğu artırılan ve kapsamı genişletilen neo-liberal politikalar, izleyenhükümetler tarafından sürdürülmüştür. İç ve dış finansal serbestleşme ekseninde uygulananiktisat politikaları rant ekonomisinin giderek gelişmesine yol açmış ve gelir bölüşümünü hızlabozmuştur. Kamu maliyesi, bu bağlamda konsolide bütçe finansal birikimin aracı olmuş veyeni birikim rejiminin maliyetini üstlenmiştir. Özünde kamu maliyesi/devlet bütçesi, sözkonusu maliyeti birikim rejiminin faturasını emekçiler başta olmak üzere küçük üreticiler veemeklilere, bir başka deyişle kent ve kırsal kesim yoksullarına ödetmiştir. Bütçeden kamuhizmet alanına aktarılan kaynakların giderek kısılmasına bağlı olarak, kamu hizmetinin gereknicel, gerekse nitel olarak erozyona uğratılması sonucunda özellikle sağlık ve eğitim gibitemel hizmetlerin aksaması ve ticarileştirilmesi neo-liberal politikalardan zarar gören kitleningenişlemesine yol açmıştır.Özellikle 2000 yılı başlarından günümüze uzanan zaman diliminde iktisat ve sosyal alandakiuygulamaların ve alınan sonuçların olumlu olduğunu söylemek olanaksızdır. Çünkü; (a) 2000yılı başında uygulamaya konulan IMF programı, önce Kasım 2000, akabinde Şubat 2001krizine yol açmıştır. (b) Şubat 2001’de patlak veren finansal kriz aşırı değerli TL’nin önemlioranda devalüe edilmesine yol açarken, kriz hızla reel sektöre yayılmış ve sonuçta 2001yılında ekonomi %9.4 oranında küçülmüştür. (c) Krizin finansmanı için IMF’ den toplamı 31milyar dolara ulaşan dış kredi sağlanmış, böylece dış borç stoku artmıştır. Paralel olarak içborç stokunda sıçrama kaydedilmiştir. (d) Kriz reel sektörde ciddi bir tahribata yol açmıştır:kapanan ve üretimini kısan işletmelerin yanısıra bankacılık sektöründeki yeniden yapılanmapolitikaları belirleyici olmuştur. Böylece bir taraftan işini kaybedenler, diğer yandan işpiyasasına çıkan genç işgücünün iş bulamaması işsizliğin çığ gibi artmasına yol açmıştır. Reelücretlerdeki düşmenin yanısıra, kayıtdışı istihdamın hızla genişlemesi sonucunda asgariücretin altında çalışanların sayısı artmıştır. Sonuçta güvencesiz, düşük ücretle çalışan veyoksulluğa mahkum edilen milyonlarca kişi çarpıcı bir gelişme olarak gözler önüneserilmektedir. (e) GEGP ve 18. Stand-by anlaşması temelinde yapılan düzenlemeler

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!