♦17. Stand-by anlaşması ile uygulamaya konulan nominal kur çipasına dayalı dezenflasyonprogramı kamu maliyesi yönünden kamu iç borçlanmasını sınırlandırma, borçlanmanınvadesini uzatma ve faizleri aşağı çekmeyi hedeflemiştir. Programın bu açıdan önemli birözelliği de dış finansmanın, bu bağlamda dış borçlanmanın iç borçlanmayı ikame etmesitasarımıdır. Aslında dış finansman ve/veya borçlanma dezenflasyon programında olmazsaolmaz koşul veya değişkendir. Şöyle ki, Merkez Bankası net iç varlıklar kalemininsınırlandırılması, piyasa fonlamasının net dış varlıklara bağlanması söz konusudur. Böylecepiyasanın likidite ihtiyacının karşılanması için net uluslararası rezervlerin artırılması gereklikılınmıştır. Rezervler Merkez Bankası’nın stokladığı altın ve döviz miktarından brütuluslararası yükümlülüklerin çıkartılmasıyla elde edilmektedir. Emisyonu olanaklı kılanparasal taban genişlemesi ise rezervlerin artışına bağlıdır. Net rezerv artışı Hazine vebankaların Merkez Bankası’na döviz satışı ile olanaklı kılınmaktadır. Kısacası IMF modelininçalışabilmesi için Hazine’nin ve bankaların dış finansal piyasalardan borçlanabilmeleri,yabancı sermaye girişi ve döviz kazandıran özelleştirmelerin yapılması gerekli olmaktadır.Dikkate alınması gerekli diğer koşullar arasında cari açığın finanse edilebilir düzeydeseyretmesi, bütçe/kamu açıklarının kapatılması veya minimum düzeye çekilmesi vebankacılık sisteminin döviz/TL cinsinden likit kalması, yani yükümlülüklerini aksatmaksızınyerine getirmesi bulunmaktadır.♦Dezenflasyon programı 2000-2002 döneminde enflasyonu giderek düşürmeye kilitlenmiştir.Programa göre 2000 yılı sonunda TEFE artış hızı %20’ye TÜFE’ ninki ise %25’edüşürülecek, 2001 yılı sonunda TEFE ve TÜFE artış hızları sırasıyla %10 ve %12 olacak,2002 yılı sonunda ise ilgili oranlar sırasıyla %5 ve %7’ye çekilecektir. Program kamu kesimitemel dengesinin 2000 yılında - GSMH’ nin %1.5’ine eşit olacağı öngörülen depremharcamaları hariç- GSMH’ nin %3.7’si kadar fazla vermesini hedeflemektedir. 1999 yılındakamu kesimi temel dengesinin GSMH’ ye göre %1.9 açık verdiği dikkate alınırsa, GSMH’nin %5.6’sına karşılık gelen bir yeniden yapılanmanın öngörüldüğü ortaya çıkmaktadır. 2000yılı konsolide bütçesi de dezenflasyon programının hedefleri doğrultusunda hazırlanmıştır;46.7 katrilyon TL’ye ulaşan bütçe başlangıç ödeneklerinin %21.2’si personele, %5’i yatırımaayrılırken, faiz ödemelerinin payı %45.3 olarak saptanmıştır. Faiz ödemelerinin vergigelirlerine ve bütçe gelirlerine oranı ise sırasıyla %88.1 ve %64.9 olarak belirlenmiştir. Bütçegelirlerinin toplam giderleri karşılama oranı %69.8, vergi gelirlerininki ise %51.4 olaraköngörülmüş, toplam bütçenin %30.2’sine karşılık gelen 14.1 katrilyon TL tutarında bütçeaçığı hesaplanmış, ancak toplam bütçe ödeneklerinin %54.7’sine ulaşan faiz hariç giderlerden7 katrilyon TL’ye ulaşan, bir başka deyişle bu tür giderlerin %27.4’üne ulaşan bir tasarruffazlası hedeflenmiştir. Faiz dışındaki harcama kalemlerinden, özellikle reel harcamakalemlerinden yapılacak tasarrufun iç borç faiz ödemelerinde kullanılması söz konusudur.Dolayısıyla konsolide bütçenin finansman ihtiyacı 14 katrilyon TL dolayında belirlenmiştir.Devlet tahvili ve hazine bonosu (DİBS: Devlet İç Borçlanma Senetleri) ihracına dayalı kamuiç borçlanmasında vadenin uzatılması ve faizlerin düşürülmesi perspektifinde toplam DİBSstokunda kısa vadeli bono payının Aralık 1999 ile Aralık 2000 yılı aralığında %14.1’den%5.6’ya çekildiği,buna karşın uzun vadeli tahvil ihracına ağırlık verildiği gözlenmektedir.Borçlanma sürecinde Hazine bileşik faizinin Kasım 2000 krizine dek hızla düştüğü veortalama oranın %37.9’a eşitlendiği, yıllık ortalama enflasyon oranı (TÜFE) dikkatealındığında yıllık net getirinin - %10.9’a gerilediği saptanmaktadır. Ancak düşük kurpolitikasına paralel olarak DİBS’ lerin dolar bazındaki getirisi, 1999 yılına göre yarı yarıyaazalmış olmasına karşın, gene de yüksek bir oran olan %<strong>11</strong> düzeyini yakalamıştır. 2000yılında 13.5 katrilyon TL tutarında net borçlanmaya gidilmiş ve iç borç stoku 36.4 katrilyonTL’ye ulaşmıştır. Nakit dışı borcun oranı %19.2’ye ulaşmakta olup, sabit faizli borcun oranı%56, değişken faizli borcunki %36, döviz ve dövize endeksli borcun oranı ise %8’dir.
III. Programın Kaçınılmaz Sonucu: Finansal Krizler22 Kasım 2000 tarihinde beliren döviz/likidite krizi bizzat uygulanan modeldenkaynaklanmıştır. Düşük döviz kuru temelinde uygulanan politika demeti, cari açıktakipatlama ile dış ödemeler dengesinde somutlaşan istikrarsızlık ve çalkantı, hızla finansalpiyasalara yayılmıştır. Dış finansal serbestleşme ile faiz ve döviz kurunu politika araçlarıolarak kullanma olanağını yitiren Merkez Bankası’nın pasif konuma itilmesi, 17. stand-byanlaşması ile net iç varlıkların dar bir bir bant içine sıkıştırılmasıyla tamama erdirilmiştir. Buolgu bankaların likit olmaması ile birlikte ele alındığında krizin tetiklenmesi kaçınılmazolmuştur. Ancak likidite darlığını bankaların zaman içinde oluşan hastalıklı ve kırılganyapılarını dikkate alarak çözümlemek gerekmektedir. Ticari bankalar gerçek bankacılıkfaaliyetlerinden uzaklaşıp DIBS ticaretine odaklandıkları, yetersiz sermaye tabanına sahipoldukları, kredi riskini ölçme ve değerlendirmede gerçekçi olmadıkları, ortaklarına ve bağlışirketlere aşırı kredi kullandırdıkları, aşırı derecede vade uyumsuzluğuna sahip oldukları vekısa vadeli dış borçlanmanın yol açtığı aşırı (net) döviz açık pozisyonuna sahip olduklarıölçüde kırılgan bir yapıya sahip olmuşlardır. Sorunlu olan bankalar portföylerindeki DİBS’leri Merkez Bankası’na, daha sonra geri almak üzere satarak likidite sağlamalarınınsınırlandırılmış olması nedeniyle, çok yüksek faiz üzerinden repoya yönelmişler, MerkezBankası ise stand-by anlaşması gereği bankalara açtığı kredi ve açık piyasa işlemleri (APİ)hacmini genişletememiştir. Bir bütün olarak ele alındığında IMF patentli dezenflasyonprogramı dış finansman ve/veya borçlanmaya dayandığı ölçüde kırılganlığı bizzat bünyesindetaşımaktadır. Eylül 2000’den itibaren yaklaşan krizin sinyalleri dış piyasalar kadar içpiyasalardan da alınmaya başlanmıştır. Dış piyasalardan borçlanma faizine uygulanan riskprimi artmaya başlamıştır. İç piyasalarda ise, Ağustos ayından itibaren bankaların üç aylıktasarruf mevduatına uyguladıkları faiz, İnterbank gecelik faizi (TL) ve DİBS yıllık bileşikfaizi tırmanışa geçmeye başlamıştır. Bu ortamda likidite krizi, tümüyle yabancı ve yerliaktörlerin sıcak sermaye hareketlerinden oluşan; borsadan yurtdışına çıkışlar, yenilenmeyenkısa vadeli dış krediler, borç senetlerinin dolara çevrilmesi ve diğer yerli varlıkların dolara veyurtdışına yönelmelerinden ve on gün içinde net dış varlıklarda ve Merkez Bankasırezervlerindeki erimeden kaynaklanmıştır♦Kasım’da patlak veren krizin aşılması doğrultusunda Merkez Bankası IMF’ nin onayı ilebankalara API ile TL cinsinden likidite sağlamış, bir başka deyişle bankalarla repo yapmış,böylelikle belirli bir süre için net iç varlıklarını artırarak emisyona gitmiştir. Bankalar TLcinsinden likiditeyi kullanarak Merkez Bankası’ndan döviz satın almışlar, sonuçta Banka’nınbüyük ölçüde borçlanma yoluyla elde ettiği rezervleri önemli ölçüde erimiştir (17 Kasım-1Aralık tarihleri arasında brüt döviz rezervlerindeki azalma 5.5 milyar dolara ulaşmıştır).Faizlerdeki yükselme ve rezervlerin kullanılmasının yanısıra IMF’ nin açtığı kredi krizingeçiştirilmesinde etkin olmuştur. IMF’ nin “Ek Rezerv İmkanı” kapsamında kısa vadeli ve %7 gibi yüksek faiz üzerinden 7 450 milyon dolar tutarında desteğin yanısıra, stand-byçerçevesinde 1 670 milyon dolar tutarında kredi dilimini açmayı kabul etmiştir. Dünyabankası ise Ülke Yardım Stratejisi kapsamında 1 028 milyon dolar (778 milyon dolarlık kısmıkamu bankalarının özelleştirilmesi temel koşuluna dayalı Mali Sektör Kredisi, 250 milyondolarlık kısmı Özelleştirmeye Sosyal Destek Programı çerçevesinde verilen kredidir), kamubankalarının yeniden yapılandırılmasına Destek Kredisi olarak da 500 milyon dolar tutarındakaynağı BDDK’ ya tahsis etmeyi kabul etmiştir. Kriz sürecinde açıklanan 62 maddelik ekNiyet Mektubu’nda mevcut maliye/bütçe, para/kur ve gelirler politikalarının kararlılıklasürdürüleceği vurgulanmıştır. İlginç olan bir husus da bankalardaki mevduat garantisisteminin sürdürüleceğinin ve yabancı bankaların Türkiye’deki ticari bankalara açtıklarıkredilerin hükümetin güvencesinde olduğunun açıklanmasıdır. Niyet Mektubu’nun çarpıcı bir
- Page 2 and 3: GENEL YÖNETİM KURULUGENEL BAŞKAN
- Page 4 and 5: SUNUŞ10 ARALIK 1966. Sendikamızı
- Page 6 and 7: Çalışma raporlarına başlarken
- Page 8 and 9: kullandırmak amacı ile başvurula
- Page 10 and 11: GENEL KURULUMUZ ; kamunun, kamu ikt
- Page 12 and 13: 6- ILO (UÇO) SÖZLEŞMELERİUlusla
- Page 14 and 15: 1. BÖLÜMÖNCELİKLİ SORUNLARIMIZ
- Page 16 and 17: Bambaşka bir dünya görüşünü
- Page 18 and 19: alınması ve yürütülmesi doğru
- Page 20 and 21: Uluslararası sermaye, küreselleş
- Page 22 and 23: Oysa, neo-liberalizm, devletin öze
- Page 24 and 25: görmüş; bu nedenle, izlenmesine
- Page 26 and 27: yapılmaktadır; geri kalan tümü
- Page 28 and 29: Bütün bu nedenlerin sonucu olarak
- Page 30 and 31: 3. İşçiler ve sendikalar tüm em
- Page 32 and 33: IMF Türkiye ekonomisi ve hükümet
- Page 36 and 37: özelliği de “yapısal reformlar
- Page 38 and 39: karşın faiz dışı fazla % 6. 7
- Page 40 and 41: tutulmuştur : yatırıma %5.8, per
- Page 42 and 43: fazla yaratmaya öncelik tanıdığ
- Page 44 and 45: sonucunda reel faizlerin aşağıya
- Page 46 and 47: edilen işçi sayısının 5 milyon
- Page 48 and 49: Yıl/Ay İşçi Sayısı Sosyal-İ
- Page 50 and 51: İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKMIŞ G
- Page 52: Sayın Özcan KESGEÇSosyal-İş Se
- Page 55 and 56: harcamış, adaylıktan çekilmeyi
- Page 57 and 58: - Mersin’de kurulu AREL GIDA Turi
- Page 59 and 60: - Güçsüzler Yurdu işyeri üyele
- Page 61 and 62: - AYEK işyeri baştemsilcisi ve te
- Page 63 and 64: Eylül Anayasa’sı karşısındak
- Page 65 and 66: - AREL Gıda Turizm San. ve Tic. Lt
- Page 67 and 68: çalışanlar kapsam dışıdır”
- Page 69 and 70: Tez Koop-İş SendikasıGenel Başk
- Page 71 and 72: Grosmarket çalışanlarının irad
- Page 73 and 74: Biz bir taraftan bu antidemokratik
- Page 75 and 76: ettikten sonra, şimdiki açıklama
- Page 77 and 78: - BU, İŞVERENİ İLGİLENDİREN B
- Page 79 and 80: - 17 Nisan 2000Dünya Bankası’n
- Page 81 and 82: - 01 Aralık 2000Emek Platformunca
- Page 83 and 84: - 22 Aralık 2002Irak’ta Savaşa
- Page 85 and 86:
TOPLU SÖZLEŞME DAİRESİ ÇALIŞM
- Page 87 and 88:
Ancak doğaldır ki , bu bir mücad
- Page 89 and 90:
İş Gruplandırması ve iş grubun
- Page 91 and 92:
ÜNİBEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SA
- Page 93 and 94:
ALTIN PORTAKAL KÜLTÜR ve SANAT VA
- Page 95 and 96:
EĞİTİM ve BASIN-YAYIN ÇALIŞMAL
- Page 97 and 98:
İçel Ecza Koop yöneticileri İç
- Page 99 and 100:
değiliz. Biz kooperatifin zarar g
- Page 101 and 102:
Bu durumdan memnun değilseniz, bir
- Page 103 and 104:
5) Askerlik dönüşü işe alma ma
- Page 105 and 106:
Değerli Arkadaşlar, Üyelerimiz,
- Page 107 and 108:
***- 21-23 Kasım 2001Ulusal Sosyal
- Page 109 and 110:
- 28 Şubat 2003Türkiye-AB MEDA Pr
- Page 111 and 112:
Bakanlığı’nca yetki tespiti i
- Page 113 and 114:
* Szilvia BORBELY-Hungarian NIC (Ma
- Page 115 and 116:
Sendika aidatları bu ülkede çal
- Page 117 and 118:
(01.05.2000 - 31.10.2003)Sendikamı
- Page 119 and 120:
Ulaşım (Şehir içi) 123.900.000V
- Page 121 and 122:
- T.C. Ziraat Bankası Vadesiz hesa
- Page 123 and 124:
Bilanço Devir Hesabı 88.450.010.6
- Page 125 and 126:
Diğer 5.000.000ESKİŞEHİR ŞUBEK
- Page 127 and 128:
EMANETLER : 31.12.2001 tarihinde 3.
- Page 129 and 130:
Ulaşım (Şehir içi) 264.350.000V
- Page 131 and 132:
BANKALAR : 31.12.2002 tarihinde ban
- Page 133 and 134:
Ödenecek Vergi ve Fonlar 11.443.82
- Page 135 and 136:
Ulaşım (şehir içi) 590.750.000M
- Page 137 and 138:
BANKALAR : 31.10.2003 tarihinde ban
- Page 139 and 140:
GENEL DENETİM KURULU RAPORUSayın
- Page 141 and 142:
Muammer ÖZKAN Ersin ATLI Ali ÜNAL
- Page 143 and 144:
OLAĞAN DENETİM RAPORUTarih 12.05.
- Page 145 and 146:
PARASAL DENETİMHarcamaların GYK k