23.08.2015 Views

11 OLAĞAN GENEL KURUL ÇALIŞMA RAPORU

çalışma raporu - Sosyal-İş

çalışma raporu - Sosyal-İş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

19. Yüzyıl kapitalizmi, geniş yığınları proleterleştirmiş; emeğinden başka satacak şeyleriolmayanların oluşturduğu bir işçi sınıfının doğuşuna ortam hazırlamıştı. Öyle görünüyor kiyeni bir binyılın eşiğinde boy vermekte olan kumarhane kapitalizmi, insanlara, emeklerinidahi satmak olanağı tanımayan bir dünya sunmaktadır.Yeni Dünya Düzeninde SendikacılıkHalkımızın bir sözü vardır: “Et kokarsa tuz var; tuz kokarsa ne var?” denilir.19. Yüzyılın büyük düşünürleri, sendikaları, yalnızca kapitalizmin ortaya çıkardığı sorunlarınçözümü için değil; kapitalizmin son bulması için de gerekli ve kaçınılmaz ilk adımlar olarakgörmekteydiler. 26 Yeni Dünya Düzeni koşullarında, sendikaları bu görevlerini yapamayacakkonuma indirgemek yönünde bazı nedenler ortaya çıkmış görünüyor.Yeni Liberal iktidarlar, uyguladıkları yapısal uyum politikalarıyla işsizliği görülmemişölçülerde artırırlarken, sendikaları baskı altında tutmak ve zayıflatmak konusunda da etkin birsilaha kavuşmuşlardır. Yeni liberal politikaların uygulandığı her yerde sendikalı işçi kitlesi,sendikasız düşük ücretle çalışmak veya sendikalı kalmakta direnerek işsiz kalmak arasında birtercihe zorlanmıştır. Bu çaresizlik ortamı sayesindedir ki Reagen, hava trafik kontrolleriningrevini, Demir Leydi de Arthur Scargill’in önderliğindeki madencilerin genel grevinibaşarısızlığa uğratarak sosyal devlet karşıtı politikalarının yolunu açmışlardır.Sendikalı işçi kitlesi üzerindeki ekonomik baskılar, ülkelerin koşullarına göre değişen başkabazı yöntemlerle eşlenmiştir. Latin Amerika’da örnekleri görülen diktatörlük rejimlerineözgü uygulamalar ve cinayetler, bu yöntemlere dahildir. Bizde bu durumun örnekleri 12 Eylüluygulamalarında doruğa ulaşmıştır. Ayrıca, 12 Eylül öncesinde DİSK Genel Başkanı KemalTürkler’in, daha yakın tarihlerde Türk-İş Genel Sekreteri Şemsi Denizer’in öldürülmeleri ve 1Mayıs 1977 katliamı gibi olaylar, sendikalar üzerindeki baskıcı uygulamaları bütünlemiştir.Sovyet sisteminin çökmesinin ve dünyanın tek kutuplulaşması olarak ifade edilen koşullarında egemen sınıfların sendikalar karşısında izledikleri politika üzerinde yansımaları olmuştur.Kabul etmek gerekir ki geçmişte Bolşevik devrimini Dünyaya ve özellikle de Batıya ihraçetme yönündeki çabalar, Batılı ülkelerin kapitalistlerini ve onların güdümündeki iktidarlarıderinden etkilemiştir. Batılı egemenler, kapılarını çalan devrim tehlikesinden kurtulabilmekiçin işçilerinden yükselen talepler karşısında daha tavizkâr olmak yolunu seçmişler; böylece,sosyal devletin doğuşu karşısında daha az engel oluşturan bir tutum izlemek zorundakalmışlardır.Sendikacılık da bu çerçeve içinde yerleşiklik kazanabilmiştir. Üstelik, en belirgin örnekleriAmerikan sendikacılığının yakın tarihinde bolca görüldüğü üzere, sendikalar çoğu zamanuluslararası düzeyde Batılı egemenlerin anti-komünist mücadelelerinin bir aracı olarak işlevgörmüşlerdir. Dolayısıyla, Sovyetlerin çökmesinin Batılı egemenlerin sendikalara ihtiyacınınve hoşgörüsünün sınırlarını daraltan sonuçlar doğurmuş olması doğaldır. Bu durumu,Türkiye’nin NATO’nun ileri karakolu olarak taşıdığı önemin ortadan kalkmasınabenzetebiliriz.26 “[Sendikalarda] gerçekte söz konusu olan; görünüşte söz konusu olandan -yani, ücretin belirlenmesindenibaretolsaydı ve sermaye ile emek arasındaki mevcut ilişkiler ebedi olsaydı, bu birleşmeler gerçeklerinzorunluluğu karşısında başarısızlığa uğrardı. Fakat onlar işçi sınıfının birleşmesine ve sınıf çatışmalarıyla birlikteeski toplumun tümüyle yıkılmasının hazırlanmasına hizmet ederler.” Karl Marks, Travail salarié et capital(1891), Pekin, 1982, s.82.

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!