alınması ve yürütülmesi doğrultusundaki yeniden yapılanma süreci, Türkiye ile sınırlıdeğildir.Ottowa Üniversitesi profesörlerinden Michel Chossudovsky, bu sürecin, ülkelerin kamusalyönetim kurumları ve mekanizmaları üzerinde doğurduğu sonuçları şöyle anlatıyor:“...bu ülkeler vergi ve para politikaları üzerindeki tüm denetimlerini kaybediyorlar. Merkezbankaları ve maliye bakanlıkları ‘yeniden yapılanmış’, çoğu devlet kurumları lağvedilmiş,ekonomik vesayet kurulmuştur. Böylece, sivil topluma hesap vermek zorunda olmayan bir tür‘paralel yönetim’ uluslararası örgütlerce oluşturulmuştur.” 5Ulusal devletin tahribinin veya zayıflamasının beraberinde getirdiği ve daha da önemli olanbir diğer sonuç, demokrasinin rafa kaldırılmasıdır. Yalnızca işçi-işveren ilişkileriçerçevesindeki demokrasi, yani endüstriyel demokrasi değil, bir bütün olarak demokrasininkendisi tehdit altındadır. Unutmamak gerekir ki demokrasi, yeni liberalizmin fikir babalarıolan Von Hayek ve Friedman açısından, hiç bir zaman temel nitelikte bir değer ifadeetmemiştir ve onlar, Pinochet’nin Şili’sine daima hayranlık duymuşlardır. 6Yeni Dünya Düzeninde küreselleşen iktidar odakları tarafından temsil edilen ayrıcalıklılarındar çıkarlarının yansıması olan öncelikler ile demokrasi ilkeleri arasındaki çelişkinin aşılmasıolanaksızdır. 7 Bu nedenledir ki ulusal devlet ortadan kaldırılırken onun yerine konulmakistenen, uluslararası düzeyde bir demokrasi değil uluslararası totalitarizmdir, bir başka deyişleyeni dünya imparatorluğudur. Bu yöndeki gözlemler ve teşhisler giderek yaygınlaşmaktadır.Amerikan asıllı iktisatçı Susan George, bir “Dünya Bankası İmparatorluğu”ndan söz ederolmuştur. 8 Fransız düşünür Alain Minc ise, yeni bir Orta Çağ’a dönüşten söz etmektedir. 9Mevcut koşullarda, ulus devletin ortadan kaldırılması, tek tek uluslar bünyesindegerçekleştirilmiş bulunan demokratik kazanımların korumasız kalmaları sonucunudoğurmaktadır. Çünkü, ulus devletin ortadan kalkması, şu veya bu ölçüde demokratik olanrejimlerin kabuklarının kırılmasını, dolayısıyla ezilmelerinin kolaylaşmasını sağlamaktadır.Böylece, totalitarizmin yeni bir türünün doğmakta olduğunu söylemenin isabeti giderekaçıklık kazanmaktadır.“Örgütlü herhangi bir muhalefete yer tanımayan, kişilerin haklarını devletin yüce menfaatinetabi kılan, ve bu devlet bünyesinde, yönetimi ele geçirilmiş bulunan toplumun tümetkinliklerinin siyasal iktidar tarafından hükümranlık hakları kullanılarak yönetilen tek partilirejimlere ‘totaliter rejim’ denilmekteydi.Küreselleşme dogmalarına ve tek yönlü düşünceye dayalı olan bu yeni totalitarizm, başka hiçbir iktisat politikasını kabul etmemekte, yurttaşların sosyal haklarını rekabetçi mantığa fedaetmekte ve toplumun tüm yönetimini finans piyasalarına terk etmektedir.” 105 Michel Chossudovsky, “Comment éviter la mondialisation de la pauvreté”, Le Monde diplomatique,Eylül 1991, s.4.6 Bkz: Perry Anderson, “Histoire et leçons du néo- libéralisme”, L’Autre Davos, age, s.21.7 Bkz: A.. Işıklı, Küreselleşme ve Demokratikleşme, 2. Baskı, Tüze y., Ankara, 1996.8 Susan George and Fabrizio Sabelli, Faith and Credit, The World Bank’s Secular Empire, Penguin Books,Londra,1994.9 Herbert Kitschelt, The Transformation of European Social Democracy, Cambridge University Press,Cambridge, 1994, s.33; Anthony Giddens, The Third Way, Cambridge, 1998, s. 138.10 Ignacio Ramonet, “Régimes globataires”, Le Monde diplomatique, Ocak 1997, s.1.
Her şeyin piyasaya terk edilmesi, piyasaya egemen olanların tüm toplumsal yaşama egemenolmaları sonucunu doğurmakta; sonuçta, mali, ekonomik ve medyatik gücü elinde bulunduranbir avuç azınlığın tüm dünyayı yönetmesi gibi bir durum ortaya çıkmaktadır.Küreselleşmenin yeni bir tür imparatorluk demek olduğuna dair görüşler, yalnızca bu oluşumaeleştirel bir gözle bakanlar tarafından ileri sürülmüyor. Küreselleşmenin yandaşları arasındada kurulmakta olan küresel yapılanmanın düpedüz bir imparatorluk olduğuna dair görüşlereksik değil.Amerikadaki ünlü ve etkin kuruluşlardan biri olan, Carnegie Endowment vakfının kıdemliaraştırmacılarından Robert Kagan’ın da yeni bir imparatorluğun kurulmakta olduğundankuşkusu yok. Ancak, ona göre, tepesinde Amerika’nın yer aldığı bu yapılanma bir “alicenapimparatorluk”tur ve “aslına bakarsanız Amerika’nın alicenap hegemonyası dünya nüfusununbüyük çoğunluğunun çıkarınadır”. Bu şekilde biçimlenen yeni dünya düzeninde, demokrasitamamen gündem dışına itilmiştir ve sorun, hangi imparatorluğun daha iyi olacağıtartışmasına indirgenmiş bulunmaktadır. Kagan, hangi imparatorluğun daha iyi olduğunuşöyle açıklamaktadır:“ABD’nin hataları ne olursa olsun başka bir güç onun yerini aldığı takdirde dünya yenidurumu daha sevimsiz bulacaktır. Amerika zaman zaman küstah ya da bencil olabilir, gücünükullanmada aç gözlülüğe kaçabilir. Ancak, kusura bakılmasın ama kiminlekarşılaştırıldığında? Amerika’nın gücü Fransa’da olsaydı Fransızlar’ın daha az zorba , bencilve hata yapmaya az meyilli olduklarına inanan çıkar mı? (...) Eğer dünyada tek bir süper güçkalacaksa bu gücün ABD olması herkesin yararınadır.” <strong>11</strong>Amerika’nın ulusal güvenlik danışmanlarından ve yakın tarihinin önde gelen isimlerindenBrzezinski de, 1997 tarihli kitabında, bugünün dünyasını benzer çizgilerle tanımlamaktadır.Ona göre, “rakibinin çöküşü, Amerika Birleşik Devletleri’ni eşsiz bir konuma soktu. Birbiriardına hem ilk hem de tek küresel güç haline geldi. Amerika’nın küresel üstünlüğü bazıbakımlardan, daha sınırlı bölgesel etkinlik alanlarına rağmen eski imparatorluklarıandırmaktadır. Bu imparatorluklar güçlerini vasallar, tâbiler, protektoralar ve sömürgelerhiyerarşisine dayandırmışlardı; bunların dışında kalanlara da genellikle barbar gözüylebakılırdı.” 12Günümüzde hüküm sürmekte olan küreselleşme fikrinin anlamı, "uluslararası pazar güçlerinekayıtsız şartsız teslimiyet" olarak özetlenebilir. Bu nedenledir ki küreselleşme sonucundaulusal devletlerin iktidar alanları daralırken, onun yerine -iddia edilenin tersine- halkın değiluluslararası sermayenin egemenliği yoğunluk ve genişlik kazanmaktadır. Dolayısıyla,yalnızca ulusal devlet olgusunun son bulduğu bir dönem başlatılmış olmamakta; aynızamanda, demokrasi de sözde kalmaya mahkum edilmektedir. Bir başka deyişle, "egemenlikkayıtsız şartsız ulusundur" ilkesi yerine "egemenlik kayıtsız şartsız uluslararasısermayenindir" ilkesi egemen kılınmak istenmektedir.Günümüzde, küreselleşmenin bir düşünce veya özlem olmanın ötesinde elle tutulur birgerçeklik haline gelebilmesinin başlıca nedeni, teknolojinin gelişimi sonucunda dünyanınküçülmesidir. Ayrıca, görmek zorundayız ki küreselleşme, 70'li yıllardan bu yana süregelenbir bunalımın içinde yuvarlanmakta olan uluslararası sermayenin bu bunalımdan kurtulmakiçin başvurduğu yollardan biridir.<strong>11</strong> Robert Kagan, “Alicenap İmparatorluk”, Foreign Policy (Türkiye baskısı- İstanbul Üniversitesi yayını),Yaz 1998, s.24, 26.12 Zbigniev Brzezinski, Büyük Satranç Tahtası, Sabah kitapları, s.13.
- Page 2 and 3: GENEL YÖNETİM KURULUGENEL BAŞKAN
- Page 4 and 5: SUNUŞ10 ARALIK 1966. Sendikamızı
- Page 6 and 7: Çalışma raporlarına başlarken
- Page 8 and 9: kullandırmak amacı ile başvurula
- Page 10 and 11: GENEL KURULUMUZ ; kamunun, kamu ikt
- Page 12 and 13: 6- ILO (UÇO) SÖZLEŞMELERİUlusla
- Page 14 and 15: 1. BÖLÜMÖNCELİKLİ SORUNLARIMIZ
- Page 16 and 17: Bambaşka bir dünya görüşünü
- Page 20 and 21: Uluslararası sermaye, küreselleş
- Page 22 and 23: Oysa, neo-liberalizm, devletin öze
- Page 24 and 25: görmüş; bu nedenle, izlenmesine
- Page 26 and 27: yapılmaktadır; geri kalan tümü
- Page 28 and 29: Bütün bu nedenlerin sonucu olarak
- Page 30 and 31: 3. İşçiler ve sendikalar tüm em
- Page 32 and 33: IMF Türkiye ekonomisi ve hükümet
- Page 34 and 35: ♦17. Stand-by anlaşması ile uyg
- Page 36 and 37: özelliği de “yapısal reformlar
- Page 38 and 39: karşın faiz dışı fazla % 6. 7
- Page 40 and 41: tutulmuştur : yatırıma %5.8, per
- Page 42 and 43: fazla yaratmaya öncelik tanıdığ
- Page 44 and 45: sonucunda reel faizlerin aşağıya
- Page 46 and 47: edilen işçi sayısının 5 milyon
- Page 48 and 49: Yıl/Ay İşçi Sayısı Sosyal-İ
- Page 50 and 51: İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKMIŞ G
- Page 52: Sayın Özcan KESGEÇSosyal-İş Se
- Page 55 and 56: harcamış, adaylıktan çekilmeyi
- Page 57 and 58: - Mersin’de kurulu AREL GIDA Turi
- Page 59 and 60: - Güçsüzler Yurdu işyeri üyele
- Page 61 and 62: - AYEK işyeri baştemsilcisi ve te
- Page 63 and 64: Eylül Anayasa’sı karşısındak
- Page 65 and 66: - AREL Gıda Turizm San. ve Tic. Lt
- Page 67 and 68: çalışanlar kapsam dışıdır”
- Page 69 and 70:
Tez Koop-İş SendikasıGenel Başk
- Page 71 and 72:
Grosmarket çalışanlarının irad
- Page 73 and 74:
Biz bir taraftan bu antidemokratik
- Page 75 and 76:
ettikten sonra, şimdiki açıklama
- Page 77 and 78:
- BU, İŞVERENİ İLGİLENDİREN B
- Page 79 and 80:
- 17 Nisan 2000Dünya Bankası’n
- Page 81 and 82:
- 01 Aralık 2000Emek Platformunca
- Page 83 and 84:
- 22 Aralık 2002Irak’ta Savaşa
- Page 85 and 86:
TOPLU SÖZLEŞME DAİRESİ ÇALIŞM
- Page 87 and 88:
Ancak doğaldır ki , bu bir mücad
- Page 89 and 90:
İş Gruplandırması ve iş grubun
- Page 91 and 92:
ÜNİBEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SA
- Page 93 and 94:
ALTIN PORTAKAL KÜLTÜR ve SANAT VA
- Page 95 and 96:
EĞİTİM ve BASIN-YAYIN ÇALIŞMAL
- Page 97 and 98:
İçel Ecza Koop yöneticileri İç
- Page 99 and 100:
değiliz. Biz kooperatifin zarar g
- Page 101 and 102:
Bu durumdan memnun değilseniz, bir
- Page 103 and 104:
5) Askerlik dönüşü işe alma ma
- Page 105 and 106:
Değerli Arkadaşlar, Üyelerimiz,
- Page 107 and 108:
***- 21-23 Kasım 2001Ulusal Sosyal
- Page 109 and 110:
- 28 Şubat 2003Türkiye-AB MEDA Pr
- Page 111 and 112:
Bakanlığı’nca yetki tespiti i
- Page 113 and 114:
* Szilvia BORBELY-Hungarian NIC (Ma
- Page 115 and 116:
Sendika aidatları bu ülkede çal
- Page 117 and 118:
(01.05.2000 - 31.10.2003)Sendikamı
- Page 119 and 120:
Ulaşım (Şehir içi) 123.900.000V
- Page 121 and 122:
- T.C. Ziraat Bankası Vadesiz hesa
- Page 123 and 124:
Bilanço Devir Hesabı 88.450.010.6
- Page 125 and 126:
Diğer 5.000.000ESKİŞEHİR ŞUBEK
- Page 127 and 128:
EMANETLER : 31.12.2001 tarihinde 3.
- Page 129 and 130:
Ulaşım (Şehir içi) 264.350.000V
- Page 131 and 132:
BANKALAR : 31.12.2002 tarihinde ban
- Page 133 and 134:
Ödenecek Vergi ve Fonlar 11.443.82
- Page 135 and 136:
Ulaşım (şehir içi) 590.750.000M
- Page 137 and 138:
BANKALAR : 31.10.2003 tarihinde ban
- Page 139 and 140:
GENEL DENETİM KURULU RAPORUSayın
- Page 141 and 142:
Muammer ÖZKAN Ersin ATLI Ali ÜNAL
- Page 143 and 144:
OLAĞAN DENETİM RAPORUTarih 12.05.
- Page 145 and 146:
PARASAL DENETİMHarcamaların GYK k