Bambaşka bir dünya görüşünü ele alalım: Marks da belli anlamda bir küreselleşmeöngörmüştür. Onun kavramsallaştırdığı proletarya enternasyonalizmi de evrensel ölçekli birküreselleşme temelinde biçimlenmiş bir dünya demektir.Öte yanda, Hitler’i de küreselleşmeci saymamız gerekir. Ünlü komedyen Charlie Chaplin’in,onu karikatürize ederken küre şeklindeki bir balonla oynarken temsil etmesinin başka neanlamı olabilir?Acaba Mustafa Kemal Atatürk’ün küreselleşme konusundaki yerini nasıl belirleyebiliriz?Atatürk’ün tutuşturduğu kurtuluş alevi, Anadolu bozkırlarıyla sınırlı bir amaca yönelmişdeğildi. O, sömürgeciliğin ve emperyalizmin yeryüzünden ebediyen silineceği bir dünyanınkurulmasına katkı sağlamak amacıyla yola çıkmıştı. O, başından beri bilincinde olduğu budurumu, 9 Temmuz 1922’de yaptığı bir konuşmasında şöyle açıklamaktadır:“Türkiye’nin bugünkü mücadelesi yalnız kendi nam ve hesabına olsaydı belki daha kısa, dahaaz kanlı olur ve daha çabuk bitebilirdi. Türkiye âzîm ve mühim bir gayret sarfediyor. Çünkümüdafaa ettiği bütün mazlum milletlerin, bütün şarkın dâvasıdır.” 1Bütün bunlardan sonra, bugüne dek yeryüzünün sahne olduğu belli başlı düşünce akımlarınınve inanç sistemlerinin hemen hepsi gibi Kemalizm’in de küreselleşmeci olduğu sonucunavarabiliriz. Ancak, bunların her birini diğerinden ve diğerlerinden ayıran derin farklarbulunduğunu görmek zorunda olduğumuzu da unutmamamız gerekir. Bu farklılığı yaratan, netürde, ne nitelikte bir küreselleşme sağlanmak istendiğidir.İmparatorluk çağına dönüşYukarıda değindiğimiz küreselleşmeci eğilimlerin her birinin kendisine özgü bir iktidaryapılanması öngördüğü ve bu iktidarın belirlediği bir egemenlik kavramına göre biçimlenmişbir dünya amaçladıkları bellidir. Günümüzün küreselleşmecilerinin ne tür bir iktidarınegemenliği altında bir küreselleşmeden yana oldukları her zaman açıkça ortaya konulmuşdeğildir.Çoğu yerde, küreselleşmek için uluslararası pazara açılmak ve bu pazarın yasalarına kayıtsızşartsız teslim olmak gerektiğini ileri sürerler. Onlara göre, Adam Smith’in 19 yüzyılbaşlarında söylediği gibi, uluslararası pazarın da bireysel kararların bileşkesinden ibaret olanünlü “görünmeyen el”den başka yöneticisi yoktur. Üstelik iddia etmektedirler ki ezen-ezilen,sömüren-sömürülen çelişkisinden söz etmek modası geçmiş bir şarkıyı terennüm etmektenfarksızdır; artık, uluslar arasında kendi deyimleriyle bir “karşılıklı bağımlılık” dönemibaşlamıştır ve emperyalizm dönemi sona ermiştir. Bu iddialar karşısında İncil’deki ünlü sözüanımsamamak elde değil: “Şeytanın en büyük kurnazlığı kendisinin olmadığına biziinandırmasıdır”.Gerçekte ise Adam Smith’in sözünü ettiği gibi bir serbest rekabet düzeni, yalnızca bazı derskitaplarında yer almış; gerçek yaşamda hiç bir zaman gerçeklik kazanmamıştır. Gerçekte tümpazarlar gibi uluslararası pazarın da sahibi vardır. Uluslararası pazar, tüm pazarlar gibi, birgörünmeyen elin değil; giderek görünen, IMF, Dünya Bankası gibi uluslararası odaklardasomutlaşan uluslararası boyutlu tekellerin egemenliği altındadır. Yeryüzünde bir “dev1 Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, Atatürk Araştırma Merkezi, Türk Tarih KurumuBasımevi, 1989, 4.baskı, cilt:2, s.44.
şirketler ve cüce devletler” dönemi başlamış bulunuyor. 2 Sayıları beşyüze varan çok ulusluşirket, dünya ticaretinin %70’ini elinde tutmaktadır.Küreselleşmeye koşut olarak etkinlik alanları genişleyen uluslarüstü iktisadi güç odakları, tekkutuplulaşan dünyada rakipsiz kalan süper gücün ve onun başında yer aldığı G7 halkasınınsiyasal üstünlüklerinin ve iktidarlarının asıl dayanağını oluşturmakta ve bu iktidarın hizmetettiği temel çıkarı temsil etmektedirler.Bugüne dek açıklanmış olan görüşler içinde, günümüzde giderek belirginleşmekte olanküreselleşme gerçeğinin gerçek yüzünü ortaya koyan bir örneğe, ünlü İngiliz yazarı BernardShaw’un yazdıkları içinde rastlamaktayız.Bernard Shaw, Fabian Cemiyeti'nin bir üyesi olarak bu yüzyılın başında yayınladığıFabiancılık ve İmparatorluk isimli kitapçığında bugünün küreselleşme olgusuna şaşılacakölçüde benzeyen ve dolaylı bir sonuç olarak bu olgunun gerçek yüzünü teşhir eden görüşlerortaya koymuştur. Shaw'a göre, "bir ulusun kendi topraklarında, dünyanın geri kalan kısmınınçıkarlarını nazara almaksızın dilediğini yapma hakkına sahip olması fikri, artık geçerliliğiniyitirmiştir". Çünkü Shaw, dünyanın, insanlığın ortak malı olarak görülmesi ve dünyakaynaklarının etkin bir biçimde kullanımının, tüm diğer “dar ulusal çıkarlara” göre önceliktaşıması görüşündeydi. Dolayısıyla, ideal çözüm bir Dünya Federasyonunun kurulmasıolabilirdi. Ancak bu gelişimin çok uzağında bulunulduğunu kabul eden Shaw, "mevcutlariçindeki en sorumlu İmparatorluk Federasyonunun(Imperial Federation) onun yerini alması"nısavunmaktaydı. 3Bu çok samimi anlatım çerçevesinde savunulan, elbette ki emperyalizmin egemenliği altındatam bağımsızlık ilkesinin silinip gitmesinden, bir başka deyişle, çok sayıda bağımsız vedemokratik rejimler yerine tek ve evrensel bir imparatorluk rejiminin kurulmasından başkabir şey değildir.Günümüzde, küreselleştiği söylenen dünyayı bekleyenin de bundan ibaret olduğu her günbiraz daha iyi anlaşılıyor. Uluslararası ekonomik ilişkilerde gerçekleştirilen yenidenyapılanma süreci, güçlüyü daha güçlü yapan eğilime hız katmıştır. Bu yolla, görülmemişölçüde yoğunlaşarak uluslararasılaşan sermaye, bunalımın yükünü kendi dışına yansıtmaolanağını artırmıştır.Uluslararası sermaye, hiç bir kamusal denetimin boyutlarına sığmayan bir güce erişmiştir.General Motors’un cirosu, Danimarka’nın; Ford’unki Güney Afrika’nın; Toyota’nınkiNorveç’in gayri safi yurtiçi hasılasını aşmıştır. 4Sermayenin uluslararası boyutta böylesine büyük bir güç haline gelmesi, ulusal iktidarlarınönemini ortadan kaldıran ve giderek ulus devleti tarihe gömmeye yönelik sonuçlardoğurmaktadır.Temel nitelikteki mali, ekonomik ve dolayısıyla sosyal konulardaki kararların, IMF, DünyaBankası gibi uluslararası sermayenin çıkarlarının aracı konumundaki kurumlar tarafından2 Ignaciot Ramonet, “Firmes géantes Etats nains”, Le Monde diplomatique, juin 1998, s.1.3 Bernard Shaw, Fabianism and the Empire, bkz:G.D.H. COLE, A History of Socialist Thougt, Volume III, PartI, Londra, Macmillan, 1963, s.190-191.4 Ignacio Ramonet, Géopolitique du chaos, age, s.61-62.
- Page 2 and 3: GENEL YÖNETİM KURULUGENEL BAŞKAN
- Page 4 and 5: SUNUŞ10 ARALIK 1966. Sendikamızı
- Page 6 and 7: Çalışma raporlarına başlarken
- Page 8 and 9: kullandırmak amacı ile başvurula
- Page 10 and 11: GENEL KURULUMUZ ; kamunun, kamu ikt
- Page 12 and 13: 6- ILO (UÇO) SÖZLEŞMELERİUlusla
- Page 14 and 15: 1. BÖLÜMÖNCELİKLİ SORUNLARIMIZ
- Page 18 and 19: alınması ve yürütülmesi doğru
- Page 20 and 21: Uluslararası sermaye, küreselleş
- Page 22 and 23: Oysa, neo-liberalizm, devletin öze
- Page 24 and 25: görmüş; bu nedenle, izlenmesine
- Page 26 and 27: yapılmaktadır; geri kalan tümü
- Page 28 and 29: Bütün bu nedenlerin sonucu olarak
- Page 30 and 31: 3. İşçiler ve sendikalar tüm em
- Page 32 and 33: IMF Türkiye ekonomisi ve hükümet
- Page 34 and 35: ♦17. Stand-by anlaşması ile uyg
- Page 36 and 37: özelliği de “yapısal reformlar
- Page 38 and 39: karşın faiz dışı fazla % 6. 7
- Page 40 and 41: tutulmuştur : yatırıma %5.8, per
- Page 42 and 43: fazla yaratmaya öncelik tanıdığ
- Page 44 and 45: sonucunda reel faizlerin aşağıya
- Page 46 and 47: edilen işçi sayısının 5 milyon
- Page 48 and 49: Yıl/Ay İşçi Sayısı Sosyal-İ
- Page 50 and 51: İŞ GÜVENCESİ YASASI ÇIKMIŞ G
- Page 52: Sayın Özcan KESGEÇSosyal-İş Se
- Page 55 and 56: harcamış, adaylıktan çekilmeyi
- Page 57 and 58: - Mersin’de kurulu AREL GIDA Turi
- Page 59 and 60: - Güçsüzler Yurdu işyeri üyele
- Page 61 and 62: - AYEK işyeri baştemsilcisi ve te
- Page 63 and 64: Eylül Anayasa’sı karşısındak
- Page 65 and 66: - AREL Gıda Turizm San. ve Tic. Lt
- Page 67 and 68:
çalışanlar kapsam dışıdır”
- Page 69 and 70:
Tez Koop-İş SendikasıGenel Başk
- Page 71 and 72:
Grosmarket çalışanlarının irad
- Page 73 and 74:
Biz bir taraftan bu antidemokratik
- Page 75 and 76:
ettikten sonra, şimdiki açıklama
- Page 77 and 78:
- BU, İŞVERENİ İLGİLENDİREN B
- Page 79 and 80:
- 17 Nisan 2000Dünya Bankası’n
- Page 81 and 82:
- 01 Aralık 2000Emek Platformunca
- Page 83 and 84:
- 22 Aralık 2002Irak’ta Savaşa
- Page 85 and 86:
TOPLU SÖZLEŞME DAİRESİ ÇALIŞM
- Page 87 and 88:
Ancak doğaldır ki , bu bir mücad
- Page 89 and 90:
İş Gruplandırması ve iş grubun
- Page 91 and 92:
ÜNİBEL BİLGİ TEKNOLOJİLERİ SA
- Page 93 and 94:
ALTIN PORTAKAL KÜLTÜR ve SANAT VA
- Page 95 and 96:
EĞİTİM ve BASIN-YAYIN ÇALIŞMAL
- Page 97 and 98:
İçel Ecza Koop yöneticileri İç
- Page 99 and 100:
değiliz. Biz kooperatifin zarar g
- Page 101 and 102:
Bu durumdan memnun değilseniz, bir
- Page 103 and 104:
5) Askerlik dönüşü işe alma ma
- Page 105 and 106:
Değerli Arkadaşlar, Üyelerimiz,
- Page 107 and 108:
***- 21-23 Kasım 2001Ulusal Sosyal
- Page 109 and 110:
- 28 Şubat 2003Türkiye-AB MEDA Pr
- Page 111 and 112:
Bakanlığı’nca yetki tespiti i
- Page 113 and 114:
* Szilvia BORBELY-Hungarian NIC (Ma
- Page 115 and 116:
Sendika aidatları bu ülkede çal
- Page 117 and 118:
(01.05.2000 - 31.10.2003)Sendikamı
- Page 119 and 120:
Ulaşım (Şehir içi) 123.900.000V
- Page 121 and 122:
- T.C. Ziraat Bankası Vadesiz hesa
- Page 123 and 124:
Bilanço Devir Hesabı 88.450.010.6
- Page 125 and 126:
Diğer 5.000.000ESKİŞEHİR ŞUBEK
- Page 127 and 128:
EMANETLER : 31.12.2001 tarihinde 3.
- Page 129 and 130:
Ulaşım (Şehir içi) 264.350.000V
- Page 131 and 132:
BANKALAR : 31.12.2002 tarihinde ban
- Page 133 and 134:
Ödenecek Vergi ve Fonlar 11.443.82
- Page 135 and 136:
Ulaşım (şehir içi) 590.750.000M
- Page 137 and 138:
BANKALAR : 31.10.2003 tarihinde ban
- Page 139 and 140:
GENEL DENETİM KURULU RAPORUSayın
- Page 141 and 142:
Muammer ÖZKAN Ersin ATLI Ali ÜNAL
- Page 143 and 144:
OLAĞAN DENETİM RAPORUTarih 12.05.
- Page 145 and 146:
PARASAL DENETİMHarcamaların GYK k