23.08.2015 Views

11 OLAĞAN GENEL KURUL ÇALIŞMA RAPORU

çalışma raporu - Sosyal-İş

çalışma raporu - Sosyal-İş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Asgari ücret ile çalıştırılan sendikalaşan işçiler, “ekonomik” bahaneler öne sürülerekişten atılmıştır. Bu bahanenin ne kadar asılsız olduğu, işverenin süregidenuygulamalarından açıkça belli olmaktadır. Birkaç gün önce, üniversite, temizlik işleri içinsözde taşeron bir şirketle anlaşma yapmıştır. Sözde taşeron şirkete ödenen para, işçilerinüniversiteye önceki maliyetinden kat ve kat fazladır. Bellidir ki, sendikalaşan işçileri iştenatmak, işverenin, örgütsüzleştirme yönünde yaptığı bir saldırıdır. Baskıcı ve demokrasikarşıtı kafalar tarafından yönetilen üniversitelerin bilimsel ve özgür düşünce ile debağdaşmayacağı açıktır.Üniversite sahibinin ve bazı yöneticilerin estirdiği terör, bununla da sınırlı değildir.Sendikasız olmalarına rağmen, işe geri alınmak için üniversite kapısında bekleyensendikalı işçilere selam veren personel, istifaya zorlanmakta, işten atılmakla tehditedilmektedir. “Sendikalı” olmayı “işyerine ihanet” sayan çağdışı zihniyetin, değilüniversiteyi yönetmesi, üniversitenin kapısından içeri adımını bile atmaması gereklidir.Üniversite çalışanları üstünde estirilen korku rüzgarları sonucunda patronların keyfiuygulamaları iyice hak hukuk tanımaz hale gelmiştir. Örneğin, emekli olduktan sonraAtılım Üniversitesi’nde çalışmaya başlayan öğretim elemanlarına zorla ücretsiz izindilekçeleri imzalatıldığı, bu öğretim elemanlarının bilfiil çalışmalarına rağmen, “ücretsizizinli” gösterilerek vergi kaçırıldığı üniversitede ve öğretim elemanlarıncasöylenmektedir. Ayrıca öğretim elemanlarından, istendiği zaman kullanılmak üzeretarihsiz “istifa dilekçesi” toplandığı dillerden düşmemektedir.Üniversitelerin, özgürlüklerin güvencesi olan demokratik kurumlar olması gerekirken,Atılım Üniversitesi, çalışanlarının sesine kulak tıkayan, patronların ve birkaç yöneticinindemokrasi karşıtı keyfi tutumunun hakim olduğu kurum haline dönüşmüştür.Bu ‘dediğim dedikçi’ sağlıksız tutum, sadece çalışanların değil, öğrencilerin hayatıyla daoynamaktadır. Örneğin Atılım Üniversitesi’nde öğrencilerin 500 dolar servis parasıvermesine rağmen, hala hurdaya çıkmış otobüsler kullanılmakta, onlarca kişinin ölümüylesonuçlanabilecek felaketler şans eseri atlatılmaktadır.1980’li yılların sonlarında Bilkent Üniversitesi’nin yüzlerce sendikalı işçiyi kapının önünekoymasıyla, Atılım Üniversitesi’nde süregiden baskıcı uygulamaların arasında hiçbir farkyoktur. Üniversiteler, akademik ve idari personeliyle bir bütündür. Personelin ya daüniversite öğrencilerinin sesine kulak tıkayan zihniyet, sadece insanların hayatlarıylaoynamakla kalmamakta, insanları, görmeyen, duymayan, düşünmeyen, hareket etmeyen,duyarsızlaşmış, nefes alan ölüler haline getirerek bir insanlık suçu işlemektedir.Bu insanlık suçuna derhal bir son verilmelidir. Bizler, “kar”ın değil, “insan”ın merkezekonduğu üniversiteler görmek istiyoruz. Bu nedenle, Atılım Üniversitesi’ndeki işçilerinsendikalı olarak işe geri dönmesi, sadece birkaç işçinin sorunu değil, insan olup olmamasorunudur.Demokratikleşme yönünde atılacak adımlar, demokrasinin önkoşulu olan örgütlenmehakkının kullanılmasıyla gelecektir. Toplumsal barış, demokrasi ve özgürlük, işyerlerindeyer alacak demokratikleşmeden geçmektedir. Çalışmak ve insanca yaşayabilecek bir ücretalmak, vazgeçilmesi mümkün olmayan insan haklarıdır. Sosyal-İş Sendikası,sendikasızlaştırma dalgasına karşı direnmeyi sürdürecek, sendika üyesi olmalarınedeniyle işten atılan işçilerin örgütlenme ve çalışma haklarını kullanabilmeleri yönündemücadele vermeye devam edecektir. Bu arada 2 aya yaklaşan bir sürede Çalışma

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!