13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş 13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

sosyal.is.org.tr
from sosyal.is.org.tr More from this publisher
23.08.2015 Views

EklerSosyal-İş Sendikası 13. OlağanGenel Kurulu Çalışma RaporuEK-4024.11.2010GELECEK NESİLLERİN EMANET EDİLDİĞİ ÖĞRETMENLER KENDİ GELECEKLERİNİGÖREMİYOR!Özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenlerin de sendikası olan Sosyal-İş Sendikası olarak,tüm öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü en içten dileklerimizle kutluyoruz.Öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin ne kadar önemli olduğuna ilişkin nutukların atılacağı24 Kasım’da kendi örgütlenme alanımızda yer alan özel öğretim kurumu öğretmenleri başta olmaküzere tüm öğretmenlerimizin sorunlarına dikkat çekmeyi görev biliyoruz. Çünkü 2010 Türkiyesi’nde,gelecek nesillerin emanet edildiği öğretmenler kendi geleceklerini dahi göremez hale getirilmiştir.Çünkü;ATANMAYI BEKLEYEN ÖĞRETMEN SAYISI 374 BİNİ BULMUŞTUR ve BU RAKAM HER GEÇEN YILARTMAKTADIRBir çok umutla eğitim fakültelerine giren yüz binlerce genç öğretmen adayı mezun olduklarındaatamalarının yapılmaması ve işsizlik sorunu ile karşı karşıya kalmaktadır. Her yıl 50 binden fazla öğretmenineğitim fakültelerinden mezun olduğu Türkiye, işsiz öğretmenler ülkesi olmaya doğru gitmektedir.Ataması yapılmayan öğretmenler arasında intihar vakalarının giderek yaygınlaşması gelinendurumu gözler önüne sermektedir. Öğretmenlerimizin atamasını gerçekleştirmek ile sorumlu olanhükümet yetkilileri ise giderek büyüyen bu sorunu çözmek yerine atama bekleyen yüz binlerce öğretmeni“öğretmen olamayanlar” diyerek aşağılamaktadır.289ARTIK KAMUDA 4-A’LI DEVLET MEMURU STATÜSÜ YERİNE SÖZLEŞMELİ, ÜCRETLİ, VEKİL ÖĞRET-MENLİK TERCİH EDİLMEKTEDİRTürkiye’de kamusal istihdam kabuk değiştirmektedir. Artık kadrolu öğretmen (657 sayılı yasa 4-a)atamak yerine güvencesiz bir istihdam biçimi olan sözleşmeli personel (657 sayılı yasa 4- b) atamasınave ücretli ya da vekil öğretmen istihdamına ağırlık verilmektedir. 2007 yılında sözleşmeli öğretmensayısı 20.314 iken bu rakam 2010 yılı Şubat ayı itibariyle 73.950’ye ulaşmıştır. Sözleşmeli öğretmenistihdamı bir istisna olmaktan çıkarak kural haline gelmiş, her yıl atanan sözleşmeli ve kadroluöğretmen sayıları neredeyse eşitlenmiştir.Bunun yanı sıra Anayasa’ya aykırı olmasına rağmen “ücretli” ve “vekil” öğretmen istihdamı daher geçen gün artmaktadır. 2010 yılı Ocak ayı itibariyle “ders ücreti karşılığı çalışan öğretmen sayısı”(ücretli öğretmen) 61 bin 551’e yükselmiştir. Öte yandan Türkiye’nin dört bir yanında 10 binlerce vekilöğretmen çalıştırılmaktadır. Sonuç itibariyle Türkiye’de 100 binden fazla ücretli ya da vekil öğretmeniş güvencesinden yoksun biçimde, düşük ücretlerle, sağlık ve sosyal güvenlik hakları kısıtlanarakağır koşullarda çalıştırılmaktadır. Ahmet Fazlı Elçi isimli öğretmenin ücretli öğretmen olarak çalıştığıokulda ek gelir elde edebilmek için ders kitabı taşırken kalp krizi geçirerek yaşamını yitirmesi vahimtablonun en acı örneğidir.

Sosyal-İş Sendikası 13. OlağanGenel Kurulu Çalışma RaporuEklerÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA İŞ GÜVENCESİNDEN YOKSUN BİR İSTİHDAM BİÇİMİ UYGULAN-MAKTA, BİR TÜR “MODERN” KÖLELİK DÜZENİ YAŞAMA GEÇİRİLMEKTEDİR!Türkiye’de dershaneler, özel okullar, kurslar vb. örgün veya yaygın özel öğretim kurumlarında2009-2010 Eğitim yılı itibariyle 143 bin 829 öğretmen görev yapmaktadır. Ancak Özel Öğretim KurumlarıKanunu’nun 6. maddesi gerekçe gösterilerek, özel öğretim kurumlarında İş Yasası’na tabi işçiolarak çalışan öğretmenler ile en az 1 yıllık olmak üzere “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılmaktadır.Belirli süreli iş sözleşmesi bir istisna olmasına rağmen özel öğretim kurumlarında kural haline getirilmiştir.Dahası sözleşme kaç kez yenilenirse yenilensin “belirsiz süreli iş sözleşmesi”ne dönüşmemektedir.Özel öğretim kurumlarındaki yıllık (belirli süreli) sözleşme uygulaması “modern” bir kölelikdüzeninden farksızdır. Çünkü belirli süreli iş sözleşmesi, iş güvencesinin olmadığı sözleşme türüdür.Sözleşme süresi sona erdiğinde işverenler, öğretmenlerin sözleşmelerini yenileyip yenilememe hakkınasahiptir. Dolayısıyla “sözleşmelerin yenilenmemesi” tehdidi öğretmenlerin üzerinde DemoklesinKılıcı gibi sallanmakta, işverenler bu kozu kullanarak öğretmenlere “ağır çalışma koşulları ve düşükücret” dayatmaktadır.ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARININ ÇOĞUNLUĞUNDA İŞ YASASI DEĞİL AMİYANE TABİRİYLE “ORMANKANUNU” UYGULANMAKTADIR!290Başta dershaneler olmak üzere özel öğretim kurumlarında çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşmaktave çalışma süreçleri kuralsızlaştırılmaktadır. Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerinçalışma koşulları İş Yasası, Özel Öğretim Kurumları Yasası ve çeşitli yönetmeliklerle düzenlenmiştir.Ancak işverenlerin büyük çoğunluğu yasal mevzuata aykırı davranmaktadır. Hukuka aykırıolmasına rağmen işe girerken öğretmenlerden boş senet ve istifa kağıdı alınarak “modern kölelikdüzeni” pekiştirilmektedir. On binlerce öğretmen, yasa ve yönetmeliklerde belirtilen ders saat sayısıve çalışma süresinden fazla çalıştırılmakta çoğu zaman fazla mesai ücreti ödenmemektedir. Öğretmenlerinhafta tatili, yıllık ücretli izin gibi hakları gasp edilmekte; mevzuattan doğan hakları sürekliolarak ihlal edilmekte ve öğretmenlere angarya işler dayatılmaktadır. Öğretmenlerin ücretleri geciktirilmekteve hatta zaman zaman ödenmemektedir. Sigortasız çalıştırılan öğretmenlerin sayısı 10binleri bulmakta, sigorta girişi yapılan binlerce öğretmenin sigorta primleri eksik yatırılmakta ya daöğretmenlerce yatırılmaktadır. Staj dönemleri ise başlı başına bir faciadır; stajyer öğretmenlerin maruzkaldıkları hak ihlalleri giderek artmaktadır. Özetle başta dershaneler olmak üzere özel öğretimkurumlarının çoğunluğunda amiyane tabiriyle “Orman Kanunu” uygulanmaktadır. Ayrıca özel öğretimkurumlarında çalışan öğretmenlerin maaşları her geçen yıl daha da erimektedir. Artık birçokdershane “asgari ücret” ile öğretmen alır hale gelmiştir.ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI ÖĞRETMENLERİNE MESLEK ONURUNA AYKIRI İŞLER YAPTIRILMAK-TADIRÖzellikle dershanelerde öğretmenlere görev tanımları dışında, angarya niteliğinde, keyfi ve çoğuzaman meslek ilkeleri ve onuruna aykırı işler yaptırılmaktadır. Dershaneler arasında giderek artanrekabet, öğretmenlere yeni angaryalar yüklenmesi ile sonuçlanmaktadır. Öğretmenlerin görev tanımlarındayer almadığı halde, telefon görüşmeleri ya da yüz yüze görüşmeler yaparak dershaneyeöğrenci bulma, akşamları ya da geceleri öğrencilerin evlerine ziyaretler gerçekleştirme, öğrencilerarasındaki gönül ilişkilerini tespit ederek dershaneye ihbar etme, ayak işleri, temizlik gibi işleröğretmenlereyaptırılmaktadır. Öyle ki kimi dershaneler yazları öğretmenleri traktörlere doldurarak civarköylerde “öğrenci avı”na çıkmakta, kimileri de “öğretmeniniz bir telefon kadar yakında” diyerek öğ-

<strong>Sosyal</strong>-İş Sendikası <strong>13.</strong> OlağanGenel Kurulu Çalışma RaporuEklerÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARINDA İŞ GÜVENCESİNDEN YOKSUN BİR İSTİHDAM BİÇİMİ UYGULAN-MAKTA, BİR TÜR “MODERN” KÖLELİK DÜZENİ YAŞAMA GEÇİRİLMEKTEDİR!Türkiye’de dershaneler, özel okullar, kurslar vb. örgün veya yaygın özel öğretim kurumlarında2009-2010 Eğitim yılı itibariyle 143 bin 829 öğretmen görev yapmaktadır. Ancak Özel Öğretim KurumlarıKanunu’nun 6. maddesi gerekçe gösterilerek, özel öğretim kurumlarında İş Yasası’na tabi işçiolarak çalışan öğretmenler ile en az 1 yıllık olmak üzere “belirli süreli iş sözleşmesi” yapılmaktadır.Belirli süreli iş sözleşmesi bir istisna olmasına rağmen özel öğretim kurumlarında kural haline getirilmiştir.Dahası sözleşme kaç kez yenilenirse yenilensin “belirsiz süreli iş sözleşmesi”ne dönüşmemektedir.Özel öğretim kurumlarındaki yıllık (belirli süreli) sözleşme uygulaması “modern” bir kölelikdüzeninden farksızdır. Çünkü belirli süreli iş sözleşmesi, iş güvencesinin olmadığı sözleşme türüdür.Sözleşme süresi sona erdiğinde işverenler, öğretmenlerin sözleşmelerini yenileyip yenilememe hakkınasahiptir. Dolayısıyla “sözleşmelerin yenilenmemesi” tehdidi öğretmenlerin üzerinde DemoklesinKılıcı gibi sallanmakta, işverenler bu kozu kullanarak öğretmenlere “ağır çalışma koşulları ve düşükücret” dayatmaktadır.ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARININ ÇOĞUNLUĞUNDA İŞ YASASI DEĞİL AMİYANE TABİRİYLE “ORMANKANUNU” UYGULANMAKTADIR!290Başta dershaneler olmak üzere özel öğretim kurumlarında çalışma koşulları her geçen gün ağırlaşmaktave çalışma süreçleri kuralsızlaştırılmaktadır. Özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerinçalışma koşulları İş Yasası, Özel Öğretim Kurumları Yasası ve çeşitli yönetmeliklerle düzenlenmiştir.Ancak işverenlerin büyük çoğunluğu yasal mevzuata aykırı davranmaktadır. Hukuka aykırıolmasına rağmen işe girerken öğretmenlerden boş senet ve istifa kağıdı alınarak “modern kölelikdüzeni” pekiştirilmektedir. On binlerce öğretmen, yasa ve yönetmeliklerde belirtilen ders saat sayısıve çalışma süresinden fazla çalıştırılmakta çoğu zaman fazla mesai ücreti ödenmemektedir. Öğretmenlerinhafta tatili, yıllık ücretli izin gibi hakları gasp edilmekte; mevzuattan doğan hakları sürekliolarak ihlal edilmekte ve öğretmenlere angarya işler dayatılmaktadır. Öğretmenlerin ücretleri geciktirilmekteve hatta zaman zaman ödenmemektedir. Sigortasız çalıştırılan öğretmenlerin sayısı 10binleri bulmakta, sigorta girişi yapılan binlerce öğretmenin sigorta primleri eksik yatırılmakta ya daöğretmenlerce yatırılmaktadır. Staj dönemleri ise başlı başına bir faciadır; stajyer öğretmenlerin maruzkaldıkları hak ihlalleri giderek artmaktadır. Özetle başta dershaneler olmak üzere özel öğretimkurumlarının çoğunluğunda amiyane tabiriyle “Orman Kanunu” uygulanmaktadır. Ayrıca özel öğretimkurumlarında çalışan öğretmenlerin maaşları her geçen yıl daha da erimektedir. Artık birçokdershane “asgari ücret” ile öğretmen alır hale gelmiştir.ÖZEL ÖĞRETİM KURUMLARI ÖĞRETMENLERİNE MESLEK ONURUNA AYKIRI İŞLER YAPTIRILMAK-TADIRÖzellikle dershanelerde öğretmenlere görev tanımları dışında, angarya niteliğinde, keyfi ve çoğuzaman meslek ilkeleri ve onuruna aykırı işler yaptırılmaktadır. Dershaneler arasında giderek artanrekabet, öğretmenlere yeni angaryalar yüklenmesi ile sonuçlanmaktadır. Öğretmenlerin görev tanımlarındayer almadığı halde, telefon görüşmeleri ya da yüz yüze görüşmeler yaparak dershaneyeöğrenci bulma, akşamları ya da geceleri öğrencilerin evlerine ziyaretler gerçekleştirme, öğrencilerarasındaki gönül ilişkilerini tespit ederek dershaneye ihbar etme, ayak işleri, temizlik gibi işleröğretmenlereyaptırılmaktadır. Öyle ki kimi dershaneler yazları öğretmenleri traktörlere doldurarak civarköylerde “öğrenci avı”na çıkmakta, kimileri de “öğretmeniniz bir telefon kadar yakında” diyerek öğ-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!