13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş 13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

sosyal.is.org.tr
from sosyal.is.org.tr More from this publisher
23.08.2015 Views

EklerSosyal-İş Sendikası 13. OlağanGenel Kurulu Çalışma RaporuÜyemize “ya sürgün ya işten çıkarma” biçiminde bir seçenek sunuldu. Sendikal faaliyetleri nedeniyleöne çıkan Sedat Yaylacı üzerinden tüm işçilere bir mesaj ve gözdağı verilmek istendi. Nihayetindeüyemiz, hukuka aykırı bir biçimde işten çıkarıldı. Gösterilen gerekçe hukuka uygun olmak bir yanatrajikomik nitelikte. Sanki Yenice Meslek Yüksekokulu’nda ortaya çıkan ihtiyacı ancak ve ancak SedatYaylacı giderebilirmiş gibi bir izlenim ortaya konuluyor. Bu hukuksuzluğu ve haksızlığı kabul etmemizmümkün değil.Üniversite Rektörlüğü’nden bu karardan geri dönülmesi için görüşlerimizi iletmek üzere hemsözlü hem yazılı olarak randevu talep ettik. Bu talebimize en kısa sürede yanıt verileceğini ve sorununçözüleceğini umuyoruz.Buradan, bu vesileyle Çanakkale On Sekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü’ne bir kez daha çağrımızıyineliyoruz. Sedat Yaylacı’nın işine iade edilmesini ve eski görevinde çalışmayı sürdürmesinitalep ediyoruz.Değerli basın mensupları,Sedat Yaylacı arkadaşımız için sendikamız avukatları işe iade davası açtı. Ancak şunun altını önemleçizmek isteriz ki işe iade davasını taşeron şirkete değil üniversite rektörlüğüne açtık. Çünkü kağıtüzerinde taşeron şirketin işçileriymiş gibi gözüken işçilerin tümü aslında asıl, gerçek ve tek işverenolan üniversite rektörlüğünün işçileridir. Taşeron şirket, bordro işverenidir. Gerçekte işçilere emir vetalimat veren, işin sevk ve organizasyonunu yapan, işçilerin işe alıp çıkarılmasından işçilerin yasalhaklarına kadar her konuda asıl tasarruf sahibi olan üniversite yetkilileridir. Taşerona temizlik işi verilmişolmasına rağmen işçilerin çoğunluğu temizlik dışındaki işlerde, ağırlıkla da büro işlerinde çalıştırılmaktadır.Bu konuda Sosyal-İş Sendikası olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, ÇanakkaleOn Sekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron uygulamasının muvazaalı, yani hukuka aykırı olduğununtespit edilmesi ve işçilerin İş Yasası’nın 2. Maddesi uyarınca üniversite rektörlüğünün işçileri olduğununtescil edilmesi için gerekli incelemenin yapılmasını istedik.Öte yandan Sedat Yaylacı’nın işe iade edilmesi için önümüzdeki günlerde, emek ve demokrasigüçlerinin de desteğiyle çeşitli eylem ve etkinlikler de gerçekleştireceğiz. Bu çerçevedeki çalışmalarımıza,bugün yaptığımız basın toplantısı ile başlıyoruz. Yarın Sedat Yaylacı’nın mesai arkadaşları,Yaylacı’nın evine bir dayanışma ziyareti gerçekleştirecek.23 Temmuz 2011 Cumartesi günü ise saat 12:30’da ise Truva Atı’nın önünde toplanılarak, iskeleönüne kadar bir yürüyüş gerçekleştirileceğiz ve ardından kitlesel bir basın açıklaması yapacağız. Bueylemimize Çanakkale’deki emek ve demokrasi güçleri de destek verecek. Basın açıklamasını takibenVitalis Cafe’nin karşısında bir imza standı açarak, bir hafta boyunca Sedat Yaylacı’nın işine iade edilmesiiçin imza toplayacağız. 29 Temmuz Cuma günü topladığımız imzaları Rektörlüğe teslim edeceğiz.Çanakkale kamuoyunu, Çanakkale’de emekten yana olan herkesi bu eylem ve etkinlik sürecinedestek olmaya, cumartesi günü yapacağımız basın açıklamasına katılmaya ve imza kampanyamızagüç vermeye davet ediyoruz. Üyemiz Sedat Yaylacı işe iade edilene kadar bu sürecin takipçisiolacağımızın altını çizerek, bize desteklerini esirgemeyen tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkürediyoruz.Sosyal-İş Sendikası Genel Yönetim Kurulu adınaSosyal-İş Sendikası Örgütlenme Dairesi Başkanı Hüseyin Kaşif209

Sosyal-İş Sendikası 13. OlağanGenel Kurulu Çalışma RaporuEklerEK-223 Temmuz 2011Değerli basın mensupları,Değerli dostlarımız,Bugün bu basın açıklamasını Çanakkale’nin simgelerinden biri haline gelmiş olan meşhur Truva atıönünde yapıyoruz. Truva atının hikayesini herkes biliyor. Sözü uzatmadan hemen söyleyelim: Taşeronuygulaması, alın teri ile hayatını kazanmaya çalışan, her sektördeki, her alandaki tüm emekçilerin,işçi sınıfının içine sokulmuş bir truva atıdır. Taşeronlaştırma önce temizlik, yemekhane gibi birkaçalanında başlamış olsa da, bugün tüm kamu kurumlarını kanser gibi sarmıştır. Taşeronlaştırma denilenbu truva atının içinden, güvencesiz çalışma çıkmıştır. Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, keyfiuygulamalar çıkmıştır. İşçi haklarının ihlali çıkmıştır, sendikasızlaştırma çıkmıştır. Kamu kaynaklarının,işçinin alın terinin rant çevrelerine aktarılması çıkmıştır. Taşeronlaştırma, işçilerin işini, iş güvencesini,ekmeğini ateşe atmıştır.210Taşeron uygulamasının sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Bugün Uludağ Üniversitesi’nde sözdetaşeron şirkette çalışan, aslında mahkeme kararıyla üniversite rektörlüğünün işçisi olduğu tescil edilenarkadaşlarımız da desteğe gelmiştir. Soralım onlara, nedir taşeronlaştırma? Verilmeyen ya daeksik verilen yıllık izinlerdir, kullanılamayan haklardır. Mahkeme kararına rağmen, hem de bir kamukurumunda, bir üniversitede, taşerondaki ısrardır, inattır. Geleceğimizi şekillendiren, bilim yuvası olmasıgereken, haksızlığa, hukuksuzluğa geçit vermemesi gereken üniversitelerde yaşanan büyük haksızlık,hukuksuzluktur taşeronlaştırma. Yaşananları tek tek örnekleri ile anlatmaya kalksak, saatlercesürer bu basın açıklaması. Ama herkes bilsin ki her gün yeni örneklerini gördüğümüz bir zulümdürtaşeronlaştırma.Çanakkale’de ise taşeronlaştırmanın en somut sonuçlarından birini Sedat Yaylacı’nın işten çıkarılmasıile yaşıyoruz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron şirket bünyesinde 6 yıldırçalışıyordu Sedat Yaylacı arkadaşımız. Kağıt üzerinde temizlik işçisiydi. Ancak işe ilk girdiği tarihtenbu yana hem de Rektörlük binasında “demirbaş kayıt, kontrol ve takip” işi yapmıştır. Sedat Yaylacı, biryandan görevini layığıyla yürütürken, bir yandan da üniversitede halen kullanılmakta olan “demirbaştakip sistemi” yazılımının kurulmasından, geliştirilmesine kadar her aşamada görev yapmıştır. SedatYaylacı, bu çalışmaları nedeniyle bir önceki dönemde, Rektör imzalı bir takdir belgesi dahi almıştır.Ancak her ne hikmetse, üniversitede yönetim değişiminin ardından Sedat Yaylacı, 100 kilometreuzaktaki Yenice Meslek Yüksekokulu’na “temizlik işçisi” olarak sürülmek istenmiştir. Duyduk, duymadıkkalmasın! Taşeron şirketin dediğine göre Yenice Meslek Yüksekokulu’nun kapasitesi artmış,ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı karşılamanın tek yolu da Sedat Yaylacı’yı görevlendirmektir.Herkes lütfen elini vicdanına koysun… Buna inanmak mümkün müdür? Bu samimi bir yaklaşımmıdır? Bu gerçekçi bir yaklaşım mıdır?İşin özü Sedat Yaylacı, bu sürgün, bu ceza niteliğindeki görevlendirmeyi kabul etmediği için taşe-

<strong>Sosyal</strong>-İş Sendikası <strong>13.</strong> OlağanGenel Kurulu Çalışma RaporuEklerEK-223 Temmuz 2011Değerli basın mensupları,Değerli dostlarımız,Bugün bu basın açıklamasını Çanakkale’nin simgelerinden biri haline gelmiş olan meşhur Truva atıönünde yapıyoruz. Truva atının hikayesini herkes biliyor. Sözü uzatmadan hemen söyleyelim: Taşeronuygulaması, alın teri ile hayatını kazanmaya çalışan, her sektördeki, her alandaki tüm emekçilerin,işçi sınıfının içine sokulmuş bir truva atıdır. Taşeronlaştırma önce temizlik, yemekhane gibi birkaçalanında başlamış olsa da, bugün tüm kamu kurumlarını kanser gibi sarmıştır. Taşeronlaştırma denilenbu truva atının içinden, güvencesiz çalışma çıkmıştır. Düşük ücretler, ağır çalışma koşulları, keyfiuygulamalar çıkmıştır. İşçi haklarının ihlali çıkmıştır, sendikasızlaştırma çıkmıştır. Kamu kaynaklarının,işçinin alın terinin rant çevrelerine aktarılması çıkmıştır. Taşeronlaştırma, işçilerin işini, iş güvencesini,ekmeğini ateşe atmıştır.210Taşeron uygulamasının sonuçlarını hep birlikte yaşıyoruz. Bugün Uludağ Üniversitesi’nde sözdetaşeron şirkette çalışan, aslında mahkeme kararıyla üniversite rektörlüğünün işçisi olduğu tescil edilenarkadaşlarımız da desteğe gelmiştir. Soralım onlara, nedir taşeronlaştırma? Verilmeyen ya daeksik verilen yıllık izinlerdir, kullanılamayan haklardır. Mahkeme kararına rağmen, hem de bir kamukurumunda, bir üniversitede, taşerondaki ısrardır, inattır. Geleceğimizi şekillendiren, bilim yuvası olmasıgereken, haksızlığa, hukuksuzluğa geçit vermemesi gereken üniversitelerde yaşanan büyük haksızlık,hukuksuzluktur taşeronlaştırma. Yaşananları tek tek örnekleri ile anlatmaya kalksak, saatlercesürer bu basın açıklaması. Ama herkes bilsin ki her gün yeni örneklerini gördüğümüz bir zulümdürtaşeronlaştırma.Çanakkale’de ise taşeronlaştırmanın en somut sonuçlarından birini Sedat Yaylacı’nın işten çıkarılmasıile yaşıyoruz. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi’ndeki taşeron şirket bünyesinde 6 yıldırçalışıyordu Sedat Yaylacı arkadaşımız. Kağıt üzerinde temizlik işçisiydi. Ancak işe ilk girdiği tarihtenbu yana hem de Rektörlük binasında “demirbaş kayıt, kontrol ve takip” işi yapmıştır. Sedat Yaylacı, biryandan görevini layığıyla yürütürken, bir yandan da üniversitede halen kullanılmakta olan “demirbaştakip sistemi” yazılımının <strong>kurul</strong>masından, geliştirilmesine kadar her aşamada görev yapmıştır. SedatYaylacı, bu çalışmaları nedeniyle bir önceki dönemde, Rektör imzalı bir takdir belgesi dahi almıştır.Ancak her ne hikmetse, üniversitede yönetim değişiminin ardından Sedat Yaylacı, 100 kilometreuzaktaki Yenice Meslek Yüksekokulu’na “temizlik işçisi” olarak sürülmek istenmiştir. Duyduk, duymadıkkalmasın! Taşeron şirketin dediğine göre Yenice Meslek Yüksekokulu’nun kapasitesi artmış,ihtiyaç ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacı karşılamanın tek yolu da Sedat Yaylacı’yı görevlendirmektir.Herkes lütfen elini vicdanına koysun… Buna inanmak mümkün müdür? Bu samimi bir yaklaşımmıdır? Bu gerçekçi bir yaklaşım mıdır?İşin özü Sedat Yaylacı, bu sürgün, bu ceza niteliğindeki görevlendirmeyi kabul etmediği için taşe-

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!