23.08.2015 Views

13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

13. genel kurul çalışma raporu - Sosyal-İş

SHOW MORE
SHOW LESS
  • No tags were found...

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Giriş<strong>Sosyal</strong>-İş Sendikası <strong>13.</strong> OlağanGenel Kurulu Çalışma Raporu19mış, yığınların biriken öfkesini zamanında algılayarak desteklediği eski gerici rejimlerden desteğiniçekerek onların yıkılmasına imkan vermiş ancak yerine <strong>kurul</strong>an rejimlerin Latin Amerika’daki gibihalkçı ve anti-emperyalist bir karakter kazanmaması için kontrollü bir iç mücadele yaşanmasını sağlamıştır.Mısır ve Tunus bunun açık örneğini oluştururken süre giden Libya içi çatışma süreci emperyalistlerinesas amaç olarak Libya’nın zenginliklerini paylaşma hedeflerini Fransa ve İngiltere örneğindeolduğu gibi gözler önüne sermiştir.Kesin olan şudur ki; bir yandan halkların mücadeleleri bir yandan ise emperyalist müdahalelerbölgede taşları yerinden oynatmıştır. Taşların yeniden yerli yerine oturması ise öyle çok kolay olmayacak,emperyalist planlara sadık yeni yönetimler kurma çabası ile halkların kendi kaderlerini elinealma mücadeleleri arasındaki gerilim artarak devam edecektir.NATO kanalı ve Türkiye aracılığı ile “Arap Baharı” sürecine müdahil olan ABD emperyalizmiErdoğan’ı Arap ülkelerinde Müslüman kimliğini de kullanarak yeniden dizaynın baş aktörü konumunagetirmek istemektedir. İç çatışma süreçlerinin yıktığı Ortadoğu ve Arap ülkelerinin yeniden inşasınıniştahını kabarttığı Türkiye burjuvazisi ise Irak savaşı sonrası yaşadığı inşa yağmasının da verdiği coşkuile bu süreci desteklemektedir.“Arap Baharı” sürecinin önünü tıkayan en önemli güç ise Suriye’nin tutumudur. Arap Nusayri azınlığınyönetimde bulunduğu ve var olduğu süre içerisinde Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkilerini sürdürmüşsonrasında ise Rusya ile iyi ilişkiler kurmuş, Arap ulusalcılığı ideolojisine dayalı Baas Partisinintek parti olarak var olduğu Suriye yönetimini düşürmek baş hedef haline getirilmiştir. İran Şii iktidarı,Lübnan Şii Hizbullah’ı ve Gazze Şii Hamas yönetimi ile Ortadoğu’da Şii güç dengesinin belirleyici unsuruolan ve İsrail’le uzlaşmaz çelişkileri olan Suriye yönetimi, ABD için Ortadoğu’daki baş tehlikedir vedüşürülmesi durumunda Lübnan ve Gazze’nin düşürülmesi ile İran’ın yalnızlaştırılması sağlanacaktır.Bilindiği gibi nüfusunun çoğunluğu Şii olan, ancak azınlık Sünni bir yönetime sahip olan Umman’dakiiç çatışma gelişmeden önlenmiştir ve emperyalist medya hiç üzerine gitmemektedir.Anlaşıldığı kadarı ile Hürmüz Boğazı’nın çıkışında önemli bir stratejik konumda olan ve ABD üslerininbulunduğu Umman Sultanlığı için “demokrasi” emperyalistlerce stratejik nedenlerle erkenbulunmuştur.Türkiye, Erdoğan aracılığı ile ABD emperyalizminin Ortadoğu’ya müdahalesinde sadece aracı bir roloynamakla kalmamakta, emperyalist politikaların koçbaşı olma özelliğini de taşımaktadır. Türkiye’ninSuriye’ye karşı politikasındaki ani değişimi ve dikkate değer sertleşmesini bu biçimde okumak gerekmektedir.Dünyanın ezilen sömürülen halklar bakımından hareketli iki bölgesinde; Latin Amerika’da özgürlük,adalet, eşitlik yanlısı güçler mevzi kazanır ve güç biriktirirken, Ortadoğu’da emperyalist planlamayauygun bir gelişme yaşanmakta, adalet, özgürlük ve eşitlik yanlısı güçlerin yolunun bölgede daha çokuzun olduğu anlaşılmaktadır. Ancak her iki bölgede yaşanan pratiklerin ortak sonucu, dünyanın geribıraktırılmış, emperyalist sömürü altındaki halklarının savaşımının dünyanın yenilenmesinin güçleriarasında halen yer aldığını göstermektedir.Son on yılda ülkeyi yöneten AKP iktidarı, ülke tarihinin gördüğü en işbirlikçi iktidardır. Büyük OrtadoğuProjesinin “eş başkanlığını” üstlenen Tayyip Erdoğan, ABD’nin ileri karakolu olan İsrail ve Mısır’la“eş başkanlık” için sıkı bir rekabete girmiş bulunmaktadır. Biçilen rol doğrultusunda eski dostlarıyla

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!