2012 yÄ±l sonu beklentileri - YASED UluslararasÄ± YatÄ±rÄ±mcÄ±lar DerneÄi

OCTOBER 2012 ISSUE 47 / EKİM 2012 SAYI 47 

2012 yıl sonu 

beklentileri 

2012 year - end 

expectations

İÇİNDEKİLER 

INDEX 

2012 YILI SONU BEKLENTİLERİ 

2012 YEAR - END EXPECTATIONS 

ING BANK, PINAR ABAY: 

BÜYÜMENİN OLMAZSA OLMAZ KOŞULU 

FİYAT İSTİKRARI 

ING BANK, PINAR ABAY: 

PRICE STABILITY IS A PREREQUISITE FOR 

GROWTH 

NOKIA TÜRKİYE, ÇİÇEK UYANSOY İCAN: 

TÜRKİYE PAZARININ CANLI VE DİNAMİK 

OLMASI SEKTÖRÜN YÜKSELİŞİNİ TETİKLİYOR 

NOKIA TURKEY, ÇİÇEK UYANSOY İCAN: 

DYNAMISM OF THE TURKISH MARKET 

TRIGGERS THE INDUSTRY’S RISE 

10 22 38 

KAPAK KONUSU / COVER STORY BİZDEN HABERLER / NEWS FROM YASED 

YOL HARİTASI / ROAD MAP SOSYAL SORUMLULUK / SOCIAL RESPONSIBILITY 

SHELL, AHMET ERDEM: 

KARARLI VE BAŞARILI YÖNETİM TÜRK 

EKONOMİSİNİ KIRILGANLIKTAN UZAK TUTUYOR 

SHELL, AHMET ERDEM: 

STEADY AND SUCCESSFUL GOVERNANCE 

KEEPS THE TURKISH ECONOMY AWAY FROM 

VULNERABILITY 

SIEMENS, HÜSEYİN GELİS: 

ENERJİSİZ BÜYÜMEK İMKANSIZ 

SIEMENS, HÜSEYİN GELİS: 

GROWTH IS IMPOSSİBLE WITHOUT ENERGY 

U.N RO-RO, SEDAT GÜMÜŞOĞLU: 

AVRUPA'DA TANSİYON HER GEÇEN GÜN 

YÜKSELİYOR 

U.N RO-RO, SEDAT GÜMÜŞOĞLU: 

TENSION RISES IN EUROPE WITH EACH 

PASSING DAY 

YASED III. CEO TOPLANTISI 

III. CEO Toplantısı, 26 Eylül 2012 tarihinde 

“Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) Şirketler, 

Hissedarları ve Yöneticilerine Etkileri” başlığıyla 

düzenlendi. 

YASED III. CEO MEETING 

Third CEO Meeting was held on September 26, 

2012 with the topic of “The Impacts of the New 

Turkish Commercial Code (TCC) on Companies, 

Their Shareholders and Managers” 

YASED, 2012 AVRASYA BİLİŞİM 

ZİRVESİ'NDE YER ALDI 

YASED, 11-13 Eylül 2012 tarihlerinde Haliç 

Kongre Merkezi'nde gerçekleşen ICT Summit 

Eurasia Bilişim Zirvesi kapsamında panel düzenledi. 

13 Eylül Perşembe günü gerçekleştirdiği 

panelde “Yeni Nesil İpek Yolunun Merkezi: 

Türkiye 2023” konusunu ele aldı. 

YASED TOOK PART IN 2012 ICT SUMMIT 

EURASIA 

YASED held a panel at ICT Summit Eurasia, 

organized at Haliç Congress Center in Istanbul 

between September 11 and 13. The panel took 

place on Thursday, September 13, featuring 

the subject “Center of the New Generation Silk 

Road: Turkey 2023”. 

YOİKK 2012-2013 EYLEM PLANLARI 

AÇIKLANDI 

YOİKK 2012-2013 ACTION PLANS 

ANNOUNCED 

KOZA PROJESİNİN 4'ÜNCÜSÜ DE 

BAŞARIYLA TAMAMLANDI 

4TH KOZA PROJECT COMPLETED 

SUCCESSFULLY 

TÜRKİYE İLE İTALYA ARASINDA İLİŞKİLER 

ARTIŞ GÖSTERİYOR 

Türkiye’nin ekonomik gelişimine ve istikrarına 

güvenen İtalyan şirketlerin 50 yılı aşkın zamandır 

Türkiye’de faaliyet gösterdiğini söyleyen İtalya 

Başkonsolosu Gianluca Alberini ile Türkiye ve 

İtalya ticari ilişkileri hakkında sohbet ettik. 

RELATIONS BETWEEN TURKEY AND ITALY 

DEVELOPS 

We have discussed the trade relations between 

Turkey and Italy with the Italian Consul General 

Mr. Gianluca Alberini, who says that the Italian 

companies that have confidence in the economic 

growth and stability of Turkey, have been 

operating in the country for more than 50 years. 

ÇALIŞMA GRUPLARI / WORKING GROUPS 

YASED SİGORTACILIK VE BİREYSEL 

EMEKLİLİK ÇALIŞMA GRUBU KURULDU 

KEŞİF / DISCOVER 

RAPOR / REPORT 

44 

YASED INSURANCE AND PRIVATE PENSION 

WORKING GROUP IS ESTABLISHED 

YASED LOJİSTİK VE ULAŞTIRMA 

ÇALIŞMA GRUBU KURULDU 

YASED LOGISTICS AND TRANSPORTATION 

WORKING GROUP IS ESTABLISHED 

2023 HEDEFİNE ULAŞMAK İÇİN FİKRİ 

MÜLKİYET HAKLARI ÖNEMSENMELİ 

INTELLECTUAL PROPERTY RIGHTS MUST BE 

ACCORDED IMPORTANCE TO REACH 2023 

TARGET 

EŞSİZ GÜZELLİKTEKİ İSPANYA TAM BİR 

TURİZM CENNETİ 

52 

SPAIN IS A TRUE TOURISM PARADISE WITH 

AN UNMATCHED BEAUTY 

TÜRKİYE'YE UDY GİRİŞLERİ 2012 YILI İLK 

YARISINDA 8,2 MİLYAR $ OLDU 

58 

IN THE FIRST HALF OF 2012, FDI INFLOWS 

TO TURKEY AMOUNTED TO $8.2 BILLION 

BP TÜRKİYE, LONDRA 2012 

OLİMPİYAT&PARALİMPİK OYUNLARI 

SPONSORU OLDU 

SIEMENS'İN TAC KONSEPTİ KARTAL 

TESİSLERİNDE HİZMET VERİYOR 

DHL ÇALIŞANLARI, KÜRESEL GÖNÜLLÜLÜK 

GÜNÜ'NÜ ÇOCUKLARLA GEÇİRDİ 

VODAFONE'DAN TEKNOLOJİDE KADIN 

HAREKETİ 

KÜLTÜREL GÜNCE / CULTURAL DIARY 

STING, 26 KASIM'DA İSTANBUL'DA SAHNE 

ALACAK 

İSTANBUL RESİTALLERİ KLASİK MÜZİĞİN 

ULUSLARARASI USTALARINI AĞIRLIYOR 

NASA: A HUMAN ADVENTURE İLE DÜNDEN 

BUGÜNE UZAY YOLCULUĞU 

DÖNÜŞÜM: ÇAĞDAŞ ÇİN SANATINA 

BİR BAKIŞ 

AJANDA / CALENDAR 

60 

BP TURKEY'S OLYMPICS AND PARALYMPICS 

GAMES SPONSORSHIP 

SIEMENS'S TAC CONCEPT IS IN SERVICE AT 

SIEMENS KARTAL 

DHL EMPLOYEES SPENDS INTERNATIONAL 

VOLUNTEER DAY WITH CHILDREN 

VODAFONE LAUNCHES WOMEN'S 

MOVEMENT IN TECHNOLOGY 

STING TAKES STAGE IN ISTANBUL ON 26 

NOVEMBER 

ISTANBUL RECITALS HOST THE MASTERS 

OF CLASSICAL MUSIC 

62 

SPACE TRIP FROM THE PAST TO THE 

PRESENT WITH NASA: A HUMAN ADVENTURE 

TRANSFORMATION: A WIEV ON CHINESE 

CONTEMPORARY ART 

66 

YA SED Adı na İm ti yaz Sa hi bi / Pub lis her 

İzzet Karaca 

Bar ba ros Bul va rı Mor ba san So kak Ko za İş 

Mer ke zi B Blok K: 3 Be şik taş-İs tan bul 

Ge nel Ya yın Yö net me ni ve 

So rum lu Ya zı İş le ri Mü dü rü / Chi ef Edi tor 

Özlem Özyiğit 



Ya yın Ku ru lu / Pub li ca ti on Board 

Adnan Nas, Dilek Yardım, Serpil Timuray, 

Tamer Haşimoğlu, Günseli Özen Ocakoğlu 

Ya yın Tü rü / Pub li ca ti on type 

Yay gın Sü re li / Pe ri odi cal 

Bas kı Ta ri hi / Da te of pub lis hing 

Ekim / October 2012 

Yönetim Yeri / Head Office 

YA SED 



Tel: (0212) 272 50 94 

www.ya sed.org.tr 

Ya zı İş le ri / Edi tors 

Fatma Kökcü, Savaş Batmaz 

Serpil Işıldar (YA SED), Tuba Özsezen (YASED) 

Korur Altan (YASED) 

Gör sel Uy gu la ma / Vi su al App li ca ti on 

Murat Helvacı 

Reklam & Halkla İlişkiler /Advertisement & PR 

Gülşah Marhan 

Ya pım / Pro duc ti on 

Ro ta Ya yın Ya pım Ta nı tım Tic. Ltd. Şti. 

Prof. N. Maz har Ök ten Sok. No.1 

Ro ta Bi na s› 34360 Şişli-İs tan bul 

Tel: 0212 224 01 44 

www.ro ta li ne.com 

Bas kı ve Cilt / Prin ting 

Tor Of set San. Tic. Ltd. Şti. 

Akçaburgaz Mahallesi 

116. Sokak No: 2 Esenyurt/İstanbul 

Tel: (0212) 886 34 74 (Pbx) 

tor@torofset.com.tr 

İle tişim Ad re si / Con tact Ad dress 

YA SED 

Bar ba ros Bul va rı Mor ba san So kak 

Ko za İş Mer ke zi B Blok K: 3 Beşik taş-İs tan bul 

Tel: (0212) 272 50 94 • www.ya sed.org.tr 

De rgi de yer alan ya zı ve fo toğ rafl a rın ta ma mı 

ya da bir kıs mı YA SED’in iz ni alın ma dan hiç bir 

şe kil de kul la nı la maz.

BAŞKANDAN 

FROM CHAIRMAN 

BAŞKANDAN 

FROM CHAIRMAN 

D 

eğerli Okuyucular, 

2012 yılının son çeyreğine girdiğimiz bu günlerde, 

yılın geneline ilişkin bir değerlendirmede bulunmak ve 2013’e 

ışık tutmak amacıyla bu sayımızın kapak konusunu “2012 yıl 

sonu beklenilerimiz” olarak belirledik. Bazı üyelerimiz ile 

yaptığımız keyifli sohbetlerle global firmaların düşüncelerini 

sizlerle paylaştık. 

Bu vesileyle, ben de genel bir değerlendirme yapmak isterim. 

Bildiğiniz gibi, dünyada ekonomik belirsizlik sürmekte, buna 

bağlı olarak sabit bir risk algısı oluşamamaktadır. Özellikle 

Avrupa’daki borç krizi ve bu ülkelerdeki düşük büyüme süreci, 

global ekonomiyi olumsuz etkilemektedir. Seçim sürecine 

giren ABD ekonomisinde ise halen sürdürülebilir bir ekonomik 

toparlanma gerçekleşmemiştir. Krizin başladığı dönemlerden 

farklı olarak, gelişmekte olan ekonomilerin performanslarında 

da düşüş gözlemlenmekte, global ortamdaki bu 

yavaşlamanın sürmesi beklenmektedir. 

Böyle bir ortamda Türkiye’nin mali ve siyasi istikrarını koruması 

daha da önem taşımaktadır. Keza, üyelerimiz arasında 

yılda iki kez gerçekleştirdiğimiz Barometre Anketinin 2012 yılı 

2. Dönem sonuçlarına göre, üyelerimiz en çok uluslararası piyasalarda 

yaşanan finansal krizin daha da derinleşmesinden 

tedirginlik duymaktadır. Bunun hemen ardından “büyümenin 

sürdürülebilir olmaması” endişesi gelmiştir. 

Türkiye, sermayenin kısıtlandığı böyle bir makroekonomik 

ortamda hedeflerine ulaşmak açısından 

çok daha zorlu şartlarda rekabet etmek zorundadır. 

Özellikle, yapısal bir sorun olarak karşımıza çıkan 

cari açık ve enflasyon ile mücadelede sürdürülebilirliğin 

sağlanması yakalanmalıdır. 

YASED olarak, 2012 yılsonunda cari açığın 

milli gelire oranının %7,5 civarında 

gerçekleşeceğini öngörmekteyiz. Bu 

D 

ear Readers, 

As we are entering the final quarter of 2012, we 

have decided the cover title for this issue should be "Our 

2012 year end expectations" to make a general appraisal 

of the year and shed some light on 2013. In our pleasant 

conversations with some of our members we have shared 

the thoughts of global firms. 

At this juncture I too would like to make a general 

assessment. As you know, uncertainty continues in the 

world economy and as a result a fixed risk perception cannot 

take shape. Particularly the European debt crisis and the 

low growth rates in these countries are having a negative 

impact on the global economy. The US economy in the 

midst of its election cycle has still been unable to achieve a 

sustainable economic recovery. In contrast with the period 

when the crisis started, a fall in the economic performance 

of developing economies has also been observed, a global 

slowdown that is expected to continue. 

In such an environment it becomes all the more important 

for Turkey to maintain its financial and political stability. 

Moreover, according to the results of our second six-monthly 

Barometer Survey of 2012 our members are most concerned 

about the deepening financial crisis on the international 

markets. Immediately after that comes the concerns for 

"sustainable growth." 

Turkey is forced to compete under much tougher 

conditions in a macroeconomic environment where 

capital is limited. It is particularly important in the 

struggle against the systemic problem of the 

current account deficit and inflation where 

sustainability must be achieved. At YASED, we 

project a ratio of the current account deficit 

to national income of around 7.5%. This 

da %3,5’luk büyüme ve yılsonu yaklaşık 60 milyar $'lık cari 

açık beklentisi ile paralellik göstermektedir. Ancak cari açığın 

önümüzdeki dönemlerde daha aşağı inmesi ve aynı zamanda 

sürdürülebilir oranda bir büyümenin devamı için istikrar 

ortamının korunması, yapısal reformların devamı ve katma 

değerli yatırımların artırılması büyük önem taşımaktadır. Bu 

bağlamda uluslararası doğrudan yatırımların ülke ekonomisine 

katkısı, teknoloji, inovasyon, verimlilik gibi stratejik konularda 

yatırımların devamlılığı açısından da gereklidir. 

YASED olarak, uluslararası konjonktürdeki gelişmeler ve küresel 

ekonomideki mevcut risklere bağlı olarak, Türkiye’ye 2012 

yılı sonu itibariyle 15-20 milyar $ arasında bir UDY akışı beklemekteyiz. 

Bundan sonraki süreç için YOİKK platformunda da, çözümü 

yönünde takvime bağlanan ve biz uluslararası yatırımcılar için 

büyük önem taşıyan aksiyon planları bulunmaktadır. Bu planların 

tamamlanmasının, yerli ve yabancı tüm yatırımcıların 

önceliği olan konularda sağlanacak iyileşmelerin, doğrudan 

yatırımlar üzerinde yaratacağı olumlu etkiler tartışmasızdır. 

Türkiye'de bulunan en büyük uluslararası doğrudan yatırımcı 

şirketlerin üst düzey temsilcileri ve YASED olarak görevimizin: 

• Temsil ettiğimiz şirketlerin yeni yatırımlarını ülkemize 

çekmek, 

• Mevcut işlerimizi yatırımlarla büyüterek ülkemiz için daha 

fazla yüksek katma değer ve istihdam yaratmak, ve 

• Yeni uluslararası doğrudan yatırımların Türkiye'ye çekilmesinde 

aracı ve yardımcı olmak, 

olduğuna inanıyoruz. 

Çünkü biz yatırımcılar ile ülke ekonomisi arasında ‘kazankazan’ 

şeklinde doğrudan bir bağ bulunduğuna ve karşılıklı 

fayda yarattığımıza inanıyoruz. Ülkemiz büyüdükçe şirketlerimiz, 

şirketlerimiz büyüdükçe Türkiye’miz büyüyecektir. 

is parallel to a 3.5% growth and an anticipated year end 

current deficit of around $60 billion. However it is of great 

importance that the current account deficit be reduced in 

the coming periods, that stability be maintained so that a 

sustainable rate of growth may also continue, that structural 

reforms be continued and that value-added investment 

be increased. In this connection the contribution of direct 

international investment to the national economy is also 

necessary with respect to continued investments in such 

strategic fields as technology, innovation, and efficiency. 

At YASED, based on developments on the international 

conjuncture and current risks in the global economy, we 

anticipate an FDI flow of $15-20 billion to Turkey as of year-end 

2012. 

Also on the YOİKK platform are action plans for the coming 

process that are very important for us as international investors 

and have set dates leading toward a solution. The beneficial 

effects of the completion of these plans and the improvements 

to be made in areas of priority for both domestic and foreign 

investors upon direct investments is indisputable. 

We believe that our duties as the senior representatives of the 

largest direct investment companies and YASED are: 

• To attract the new investments of the companies we represent 

to our country, 

• To grow our current operations through growth to create 

more value added and employment for our country, and 

• To mediate and assist in attracting new international direct 

investment to Turkey. 

And this is because we believe that there is a direct "win-win" 

connection between investors and the national economy that 

engenders mutual benefit. Our companies grow as the country 

grows, and Turkey will grow as our companies grow. 

İzzet Karaca 

YASED Başkanı 

YASED Chairman 

8 ekim /october 2012 

9

EDİTÖR 

EDITOR 

EDİTÖR 

EDITOR 

D 

eğerli Okurlar, 

Yoğun bir yaz dönemi sonrası 2012 yılının son çeyreğine 

de hızla girdik ve yeni gündem ve faaliyetlerimiz ile bir 

başka buluşma noktamız olan kurumsal dergimizde yine sizlerle 

birlikteyiz. 

Ekim sayımız, Yönetim Kurulu Başkanımız İzzet Karaca’nın kapak 

konumuz paralelinde ekonomiye ilişkin yılsonu değerlendirmelerini 

bulabileceğiniz Başkan’dan bölümü ile başlıyor. 

Kapak konumuzda da farklı sektörlerden üye şirketlerimizin 

üst düzey yöneticilerinin ekonomide yılsonu beklentilerini 

ilgiyle okuyacağınızı umuyoruz. Değerli görüşlerini bizlerle 

paylaşan ING Bank, Nokia, Shell, Siemens ve U.N Ro-Ro’nun 

yöneticilerine katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. 

Yılsonu yaklaşırken, farklı sektörlerden üye şirketlerimizin üst 

düzey yöneticilerinin hem genel ekonomi ve hem de sektörel 

açıdan değerlendirmelerinde Türkiye ekonomisine olan 

güven dikkat çekiyor. Türkiye’nin enerjik ve girişimci 

bir ülke olduğuna dikkat çeken üst düzey yöneticiler, 

temsil ettikleri şirketlerin Türkiye’de yatırımlarını 

artırarak devam edeceğini söylüyorlar. 

Yol Haritası bölümümüzde İtalya Başkonsolosu 

Sayın Gianluca Alberini ile İtalyan şirketlerin 

Türkiye’ye bakış açıları, yatırım planları ve 

Türkiye’den beklentileri üzerine keyifi bir sohbet 

gerçekleştirdik.. 

Bizden Haberler bölümümüzde ise yine son 

üç ayda gerçekleşen faaliyetlerimizden üye 

şirketlerimizin katılımı ile bu yıl dördüncü- 

D 

ear Readers, 

As we advance full speed into the last quarter of 

2012 after a busy summer, we are together with you again 

with our corporate magazine, which is another meeting place 

of our new agenda and activities. 

Our October issue starts with From the Chairman section, in 

which our Chairman İzzet Karaca details his year-end appraisal 

of the economy, in parallel with our cover story. 

We are sure that you will find the Cover Story to be of great 

interest as it relates the year-end expectations of senior 

management figures in member corporations representing 

various sectors. We would like to thank managers of ING Bank, 

Nokia, Shell, Siemens and U.N Ro-Ro for their contributions. 

As the year-end is getting closer, the confidence in Turkish 

economy is obvious in the assessments of the top executives of 

our member companies from different industries in terms 

of both general of the economy and their respective 

industries. Top executives highlight Turkey’s being 

an energetic and entrepreneurial country, adding 

that the companies they represent will continue 

investing in Turkey at increasing levels. 

Our Road Map section features a pleasant 

conversation with Italian Consul General 

Gianluca Alberini concerning Italian firms' 

perspectives on Turkey, their investment 

plans and expectations from Turkey. 

In Our News you will find all the latest 

on our activities over the past three 

sünü gerçekleştirdiğimiz Koza Projemizin kapanış töreninin, 

“2023 Hedeferi Yolunda Bilgi ve İletişim Teknolojileri” Raporumuzu 

sunduğumuz ICT Eurasia Summit programı dahilindeki 

panelimizin, yeni TTK konulu III. CEO toplantımızın ve YA- 

SED olarak önerilerimizin yer aldığı yeni dönem YOİKK eylem 

planlarının haberlerini bulacaksınız. 

Çalışma Grupları bölümünde bu sayımızda yeni kurduğumuz 

iki çalışma grubumuz “Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik” ile 

“Lojistik ve Ulaştırma” gruplarımızın hedefenen faaliyetlerini 

ilgili Yönetim Kurulu Üyelerimiz Akın Kozanoğlu ve İbrahim 

Aybar'ın anlatımı ile sizlere tanıtmaktayız. Ayrıca Fikri ve Sınai 

Mülkiyet Hakları Çalışma Grubumuzun gündemindeki konuları 

da ilgili Yönetim Kurulu Üyemiz Güldem Berkman ve Çalışma 

Grubu Başkanı Mehmet Ateş paylaşıyor. 

Sosyal Sorumluluk bölümümüzde üyelerimizin okuyucularımızla 

paylaşmak istediği kurumsal sosyal sorumluluk projelerine 

ilişkin şirket haberleri yer alıyor. 

Kültürel Günce bölümünde ise seçtiğimiz konser ve sergi haberleri 

ile sizler için özel alternatifer sunabildiğimizi umarız. 

Önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğimiz bazı önemli konferans 

organizasyonlarını ise ajanda bölümümüzde bulabilirsiniz. 

2012 yılını sizlerin yüksek katılım ve desteğiyle, gündemimizdeki 

çok farklı konularda yatırım ortamını iyileştirmek üzere 

gerçekleştirdiğimiz çeşitli etkin faaliyetler ile kapatacağız. 

2013 yılının hepimiz için daha iyi, daha başarılı, barış ve umut 

dolu bir yıl olmasını diliyor, yeni yıl başında 2013’ün ilk sayısında 

tekrar buluşmak dileğiyle, hoşça kalın diyorum… 

months including the Koza Project closing ceremony -the 

fourth this year made possible by the participation of member 

corporations-, our panel at the ICT Eurasia Summit where we 

made the "ICT Towards the 2023 Goals of Turkey" presentation, 

our third CEO meeting on the new Turkish Commercial Code, 

and the YOİKK action plans for the next period, which also 

incorporate proposals of YASED. 

In the Working Groups section of this issue, we introduce to 

you the two working groups we have recently established, 

"Insurance and Private Pension" and "Logistics and 

Transportation ", as explained by the related Board Members 

Akın Kozanoğlu and İbrahim Aybar. Also our Board Member 

Güldem Berkman and The Chairman of the Intellectual and 

Industrial Property Rights Working Group Mehmet Ateş share 

the agenda of the Group. 

Our Social Responsibility section includes company news 

of corporate social responsibility projects that our members 

wish to share. 

We are sure that the selected concert and exhibition items in 

the Cultural Diary will provide you with unique alternatives. 

Information on certain important upcoming conference events 

we have planned is presented in the Calendar section. 

With your valued contributions and support, we will close 2012 

with a variety of effective activities to improve the investment 

environment with respect to the different items in our agenda. 

I hope 2013 will be a better, more successful year for us all 

filled with peace and hope. So farewell until the beginning of 

the new year when I hope we will meet again... 

Özlem Özyiğit 

10 ekim / october 2012 

YASED Genel Sekreteri 

YASED Secretary General 

11

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

2012 yılı sonu beklentileri 

2012 year - end expectations 

« 

Yılsonu yaklaşırken, farklı sektörlerden üye 

şirketlerimizin üst düzey yöneticilerinin hem 

genel ekonomi ve hem de sektörel açıdan 

değerlendirmelerinde Türkiye ekonomisine olan 

güven dikkat çekiyor. Türkiye’nin enerjik ve girişimci 

bir ülke olduğuna dikkat çeken üst düzey yöneticiler, 

temsil ettikleri şirketlerin Türkiye’de yatırımlarını 

artırarak devam edeceğini söylüyorlar. 

D 

ünyanın pek çok ülkesinde merkez bankalarının 

faizleri sıfıra yaklaştırarak, büyüme ve istihdamı 

desteklemek için ekonomilerini likiditeye boğduklarını 

söyleyen uzmanlar; ekonomik teşviklerin piyasaları 

destekleyeceğinden yatırımcıların 2012’in keyfini çıkarması 

gerektiğini, ekonominin 2013 ve 2014’te gevşek para politikalarıyla 

desteklenmeyeceğini belirtiyorlar. Ekonomistler, Çin 

ekonomisindeki büyümenin önceki yıllara göre yavaşladığını, 

bunun da tüm dünya ülkeleri için avantaj sağladığını, yatırımcılar 

açısından yeni fırsatlar sunacağını ifade ediyorlar. Böyle 

bir ortamda her geçen gün gelişimine ve büyümesine devam 

eden Türkiye’de yatırım yapmış olan yabancı yatırımcıların üst 

düzey yöneticilerine yıl sonu ekonomik beklentilerinin ne olduğunu 

sorduk. 

Son 3-4 yıldan beri yaşanan ekonomik kriz nedeniyle Türkiye’nin 

yükselişinin yabancı yatırımcıyı etkilediğini söyleyen yöneticiler, 

ekonomideki büyümenin devam edeceğini, 2023 hedefine ulaşılabileceğini 

belirtiyorlar. 

2001 krizinin Türkiye ekonomisi açısından ciddi bir maliyet ya- 

« 

As the year-end is getting closer, the confidence 

in Turkish economy is obvious in the assessments 

of the top executives of our member companies 

from different industries in terms of both general 

of the economy and their respective industries. Top 

executives highlight Turkey’s being an energetic and 

entrepreneurial country, adding that the companies 

they represent will continue investing in Turkey at 

increasing levels. 

E 

xperts point out that the central banks in many countries 

pull the interest rates down to zero levels and inject 

ample liquidity to the markets in order to promote the 

growth and employment, and suggest that the investors should 

enjoy these favorable conditions in 2012 as these conditions will 

be supporting the markets throughout the year but there may not 

be loose monetary policies in markets in 2013 and 2014. 

The economists state that the growth rate of the Chinese economy 

has slowed down compared to the previous years, and that this 

is to the advantage of all the countries of the world, offering 

new opportunities in terms of investors. We have asked the 

executives of the foreign investors that have made investments 

in Turkey, the country which maintains its ongoing development 

and growth each day in an environment of this kind. 

The executives, who indicate that Turkey’s rise impresses 

the foreign investor due to the economic crisis that has been 

experienced for the last two or three years, emphasize that 

the economy will continue growing, making the 2023 target 

achievable. 

Pınar Abay 

ING Bank Genel Müdürü 

ING Bank General Manager 

Çiçek Uyansoy İcan 

Nokia Türkiye Genel Müdürü 

Nokia Turkey General Manager 

Ahmet Erdem 

Shell Türkiye Ülke Başkanı 

Shell Turkey Chairman 

rattığını ancak istikrar sürecinin başlangıcını oluşturması nedeniyle 

çok kritik bir eşik olduğunu belirten ING Bank Genel Müdürü 

Pınar Abay, geçtiğimiz yıl yaklaşık %20’nin üzerinde büyüyen 

bankacılık sisteminin bu yılın ilk yedi ayı itibarıyla %5.5 büyüdüğüne 

dikkat çekiyor. 

Nokia için Türkiye’nin çok önemli bir pazar olduğunu ve Avrasya 

Bölgesi’nde açık ara farkla ikinci en büyük pazar konumunda 

olduğunu söyleyen Nokia Türkiye Genel Müdürü Çiçek Uyansoy 

İcan: “Sektörümüz için pek çok fırsatı barındıran ülkemizde, 

enerjik ve girişimci bir iş platformu var” diyor. 

Türkiye’de enerji sektörünün geçmişe oranla çok daha gelişmiş 

olduğunu, enerji potansiyelinin yatırımcılar için birçok fırsatı barındırdığını 

ifade eden Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, 

Türkiye’nin 2023’deki dünyanın en büyük on ekonomisi arasında 

yer alabilme hedefine ulaşırken, enerji sektörünün lokomotif 

görevi göreceğini söylüyor. 

Siemens Genel Müdürü Hüseyin Gelis, Türkiye’de son yıllarda 

değişim kavramının önem kazandığını, 15 yıl evvel en büyük 

sektörün telekomünikasyon ve BT olduğunu, bugün ise herkesin 

enerji hakkında konuştuğunu, enerjisiz büyümenin imkansız olduğunu 

belirtiyor. 

U.N Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, 2008’deki ani krizin aksine 

son dönemde yavaş bir aşağı yönlü trend olduğuna ve Avrupa’da 

her geçen gün tansiyonun yükseldiğine dikkat çekiyor. 

Hüseyin Gelis 

Siemens Genel Müdürü 

Siemens General Manager 

Sedat Gümüşoğlu 

U.N Ro-Ro CEO 

The 2001 crisis resulted in a serious cost for the Turkish economy, 

but it was also a critical threshold, as it marked the beginning 

of a stability process in Turkey, said ING Bank General Manager 

Pınar Abay pointing out that after an overall growth of about 20% 

last year, the Turkish banking sector has grown by only 5.5% 

during the first seven months of the year. 

Turkey is a very important market for Nokia as the second largest 

market in the Eurasia region by far said Nokia Turkey General 

Manager Çiçek Uyansoy İcan adding that “There is a highly 

energetic and entrepreneurial business platform in our country 

which provides many opportunities for our industry”. 

The energy industry is far more developed in Turkey compared to 

the past and that the energy potential offers various opportunities 

for the investors said Shell Turkey Country Chairman Ahmet Erdem 

adding that the energy industry will be the growth engine to achieve 

the goal of ranking among the 10 largest economies by 2023. 

Siemens General Manager Hüseyin Gelis said that the concept of 

change has gained a lot of importance in Turkey, and pointed out that 

while telecommunication and IT industries were the leading industries 

in Turkey 15 years ago, today, energy has become number one subject 

in all people’s talks as growth is impossible without energy. 

U.N Ro-Ro CEO Sedat Gümüşoğlu said that contrary to the sudden 

crisis in 2008, there has been a slow downward trend recently 

and the tension is rising in Europe each passing day. 

12 ekim /october 2012 13

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

Büyümenin olmazsa olmaz koşulu fiyat istikrarı 

Price stability is a prerequisite for growth 

Pınar Abay 

ING Bank Genel Müdürü 

ING Bank General Manager 

« 

Pınar Abay, 2001 krizinin Türkiye ekonomisi 

açısından ciddi bir maliyet yarattığını ancak 

istikrar sürecinin başlangıcını oluşturması 

nedeniyle çok kritik bir eşik olduğunu belirtiyor. 

Türkiye’de ülkenin ekonomik büyümesine paralel bankacılık yapmak istediklerini söyleyen ING Bank Genel 

Müdürü Pınar Abay bankanın stratejisinin; “Türkiye’nin lider tasarruf bankası olmak” ve “Türk ekonomisinin 

lokomotifi olan ihracatçılara ve genelinde dış ticaret yapan firmalara en fazla desteği sağlayan banka olmak” 

ana başlıkları altında toplandığını ifade etti. 

« 

Pınar Abay said 2001 crisis caused a serious cost 

for the Turkish economy, but it was also a critical 

threshold as it marked the beginning of the 

stability process in Turkey. 

« 

ING Bank General Manager Pınar Abay said they wanted to conduct their banking operations in Turkey in 

parallel with the growth of the country, and she summed the main pillars of her bank’s strategy as “to become 

the leading savings bank of Turkey” and “to become the bank that provides the greatest support to exporters, 

the driving force behind Turkish economy, and to the companies involved with foreign commerce in general”. 

D 

oğrudan yatırımlardaki artışların büyümenin sürdürülebilirliği 

açısından büyük önemi ve katkısı olduğunu 

belirten Abay şöyle konuştu: “Türkiye yüksek 

ithal enerji bağımlılığı nedeniyle büyümesinde dış kaynağa ihtiyaç 

duyan bir ülke. Bu kaynağın doğrudan yatırımlar kanalıyla 

gelmesi de doğal olarak en tercih edilen durum. Doğrudan yatırımların 

sadece büyümenin finansmanı açısından bile çok olumlu 

bir etkisi var. Uzun ve orta vadede ise istihdam, know-how, 

teknolojik transfer, yenilikçilik, ticaret açısından ülkeye olumlu 

katkıları olduğunu söyleyebiliriz.” 

2001 krizinin Türkiye ekonomisi açısından ciddi bir maliyet yarattığını 

ancak istikrar sürecinin başlangıcını oluşturması nedeniyle çok 

kritik bir eşik olduğunu belirten Abay: “Türkiye ekonomisinin atılan 

güçlü adımlarla istikrarı yakaladığı, kronik sorunların büyük oranda 

aşıldığı ve dünyadaki olumlu koşulların da etkisiyle Türkiye ekonomisinin 

ve dolayısıyla bankacılık sektörünün güçlü büyüme gösterdiği 

bir dönem yaşadık. Son küresel kriz ise bize Türkiye ekonomisinin 

uluslar arası finans koşullarına duyarlılığını aynı zamanda da 

yapısal gücüne bağlı dinamizmini teyit etti. Önümüzdeki dönemde 

mali disiplinin korunduğu yapısal reformlarla güçlendirildiği bir ortamda 

Türkiye’de hedefenen düzeylerde büyümenin olmazsa olmaz 

koşulu fiyat istikrarının temini olacaktır” diye konuştu. 

“2012 yılı uygulanan politikaların ve ekonomik aktivitedeki 

Abay said the increase in foreign direct investments is 

highly important and has great contribution in terms 

of the sustainability of the economic growth. “Turkey 

is a country that needs foreign resources to grow due to its high 

dependence on energy imports. To secure this foreign resource 

through foreign direct investments is naturally the best option. Foreign 

direct investments (FDI) have a very positive effect for the financing of 

the growth alone. And in the medium and long term, FDI has many 

other positive contributions to the country including the increase in 

jobs, know-how, technology transfer, and increased trade.” 

Abay said 2001 crisis caused a serious cost for the Turkish 

economy, but it was also a critical threshold as it marked the 

beginning of the stability process in Turkey. “We have seen a 

period in which the Turkish economy secured stability thanks 

to the powerful steps, chronic problems were largely overcome, 

the Turkish economy – hence banking industry – showed a 

strong growth also with the help of favorable conditions in the 

world. The latest global crisis has on the other hand confirmed 

the susceptibility of Turkish economy to international financial 

conditions and also the dynamism of the Turkish economy due to 

its structural vigor. If the financial discipline is maintained and 

reinforced with further structural reforms in the coming period, 

the main prerequisite for economic growth in Turkey at the target 

levels will be the price stability.” 

yavaşlamanın etkisiyle bankacılık sektöründe de büyümenin 

yavaşladığı bir dönem olmaya devam etti. Geçtiğimiz yıl toplamında 

yaklaşık %20’nin üzerinde büyüyen bankacılık sistemi bu 

yılın ilk yedi ayı itibarıyla sadece %5.5 büyüdü” diyen Pınar Abay, 

“Sektördeki en önemli değişim sanırım daha çok rekabetin niteliğinde 

yaşanıyor. Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık kalkınma planında 

bankacılığın da önemli ayaklardan biri olması dolayısıyla, 

hem yurtiçi tasarruf oranlarının artırılması hem de ekonomideki 

kaynakların verimli kullanımına ilişkin üzerine düşeni yapmaya 

devam edeceğini ve Türkiye’nin sağlam çıpası olma konumunu 

koruyacağını düşünüyoruz” şeklinde konuşmasını sürdürdü. 

Abay, Türkiye’de sektörün gidişatını şu şekilde değerlendirdi: 

“Bankacılık ve finans henüz doygunluğa ulaşmadı. Kredilerin 

GSYH’ye oranı 2011 yılında %49 ile gelişmiş ekonomilerin hala 

çok gerisinde (AB’de bu oran 2009’da %162 idi). Özellikle genç 

ve büyüyen nüfus ciddi bir büyüme potansiyelini de beraberinde 

getiriyor. Tüketici bankacılığı önemli gelişme alanlarından biri 

olmaya devam ediyor. Hane halkı borçluluğu hala çok düşük. 

Dolayısıyla bankacılık sektörü açısından büyüme potansiyeli 

korunuyor. Ancak burada olmazsa olmaz koşul ekonomik aktivitede 

istikrarlı ve sürdürülebilir büyümenin korunması. Diğer bir 

deyişle Türkiye ekonomisinin bu eksende yapısal her kazanımı 

bankacılık sektörüne de olumlu yansıyacaktır. Önümüzdeki 10 

yıl için hedefer belli, stratejiler hazır dolayısıyla bir uygulama 

zamanı içindeyiz. Bu uygulamada başarı ve tüm Türkiye’nin buna 

katılımı için de verilerin, şeffafığın, kurumsal ve yasal altyapının 

güçlendirilmesinin önemi artarak devam ediyor.” 

“2012 continued to be a period of decelerated growth also 

in banking sector due to the applied policies and a general 

slowdown in economic activity. After growing about an overall 

20% last year, Turkish banking sector has grown by only 5.5 

percent as of the first seven months of the year. I guess the most 

important change in the industry takes place in the character 

of the competition. We believe banking industry will continue 

performing its part both in terms of increasing the domestic 

saving ratio and productive use of the resources in economy, 

given the fact that banking sector is shown as one of the main 

pillars in Turkey’s development plan for the next 10 years, and 

thus maintain its position as the safe anchor of the country.” 

Abay summed her assessments on the present state and 

direction of Turkey’s banking sector as follows: “The banking and 

finance industries have not saturated yet. Loans-to-GDP ratio, 

which stood at 49% in 2011, is still way behind the developed 

economies (This ratio was 162% in EU in 2009). A young and 

growing population brings with it a serious growth potential. 

Consumer banking continues to be an area of significant 

growth. Household indebtedness is still very low. Therefore, the 

growth potential for the banking industry stays there. However, 

what is essential here is to maintain a stable and sustainable 

growth in the economic activity. In other words, all structural 

improvements of the Turkish economy along these lines will 

have positive reflections on the banking sector. We all know the 

targets for the next 10 years and our strategies are ready to reach 

these targets, so we are in a period of exercise. Strengthening 

of the data, transparency, corporate and legal infrastructure will 

become increasingly more important to ensure the success in 

this exercise and participation of the entire Turkey to this effort.” 

14 ekim / october 2012 15

« 

« 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

Türkiye pazarının canlı ve dinamik 

olması sektörün yükselişini tetikliyor 

Dynamism of the Turkish market 

triggers the industry’s rise 

Türkiye’nin büyük bir potansiyele sahip olduğuna, hızla gelişmeye ve büyümeye devam ettiğine dikkat 

çeken Nokia Türkiye Genel Müdürü Çiçek Uyansoy İcan: “Sektörün yükselişinde ülke ekonomisi önemli yer 

tutuyor. Türkiye’de piyasalar oldukça canlı ve çok büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Böylece, sektörün 

yükselişi tetikleniyor” dedi. 

Nokia Turkey General Manager Çiçek Uyansoy İcan pointed out that Turkey had a great potential and 

continued to develop and grow at a fast pace, adding that: “The country’s economy has a significant share in 

the industry’s rise. Markets are very buoyant in Turkey, offering very big opportunities. This triggers the rise 

in our industry.” 

B 

u yıl ki hedeferinin birinin ulaşılabilir fiyatlarla 

daha çok insanı akıllı telefon sahibi yapmak olduğuna 

değinen Çiçek Uyansoy İcan: “Bugün dünyada 

3 milyardan fazla insanın hâlâ cep telefonu yok. Cep telefonu 

olan 3,7 milyar kişiden 1,5 milyarı internete girmek için cep telefonu 

kullanmıyor. 1,2 milyar kişinin ise yalnızca SMS özellikli cep 

telefonu var. Biz, insanları bilgiye ulaşmaktan alıkoyan engelleri 

kaldırmak istiyoruz. İnsanların evlerinde bilgisayar olmasa bile 

cep telefonlarından interneti deneyimlemelerini istiyoruz. Yatırımlarımıza 

devam ederek dünyada “Bir Milyar Kişiyi Daha İnternete 

Bağlama” vizyonumuzu sürdüreceğiz” dedi. 

Ç 

içek Uyansoy İcan said their target this year was to make 

more people own smart phones at affordable prices. 

“Today, there are still more than 3 billion people in the 

world without a mobile phone. And 1.5 billion of the 3.7 billion 

mobile phone owners do not use their phones to access the 

internet. And 1.2 billion people’s mobile phones have only SMS 

feature. We want to eliminate the obstructions on people’s access 

to information. We want people to have the internet experience at 

least with their mobile phone if they do not have computer at their 

home. We will continue our investments and maintain our global 

vision “to connect 1 billion people to internet,” İcan said. 

After entering the Turkish market in 2000, Nokia embraced 

market leadership in a very short time and it has ever since 

enjoyed high brand recognition and preference rates in Turkish 

market, she said, pointing out that Nokia has been “Turkey’s Best 

Loved Brand” for the last five years according to the “Lovemark” 

research conducted by IPSOS. İcan said she considers the 

democratization of the smart phones and the expansion of 

the mobile services as the major current developments in the 

Türkiye’ye 2000 yılında giren Nokia’nın, kısa sürede pazarın lideri 

konumuna ulaştığını, tüketici açısından marka bilinirliği ve 

tercih edilme oranlarının yüksek olduğunu aktaran Çiçek Uyansoy 

İcan, Nokia’nın 5 senedir IPSOS tarafından gerçekleştirilen 

“Lovemark” araştırmasında “Türkiye’nin En Sevilen Markası” seçildiğini 

belirtti. Akıllı telefonlardaki demokratikleşme ve mobil 

servislerdeki yaygınlaşmayı günümüzün en büyük sektörel gelişmesi 

olarak gören ve 2012’de akıllı cihazlar ve uygulamalar tarafında 

yaşanan büyümenin devam ettiğini söyleyen İcan, “2012 

yılında satılan cihazların %40’ı akıllı telefon. Sektörün giderek 

uygulama odaklı bir yapı kazandığını görüyoruz. 2012’nin son 

çeyreği piyasaya çıkacak yeni teknolojiler, cihazlar ve deneyimlerle 

kullanıcılarımız açısından çok zengin bir deneyim sunacak” 

şeklinde konuştu. 

2012 yılı içerisinde piyasaya sürülecek yeni modellerinin ve cep 

telefonlarının demokratikleştirme hedefinden bahseden İcan, 

şunları anlattı: “Yeni akıllı telefon stratejimize uygun olarak 

Windows Phone platformunda farklı ve yenilikçi bir akıllı telefon 

portföyü yaratmaya odaklanıyoruz. 2012’de Nokia Lumia 920 

ve 820’yi Türkiye’de de kullanıcılarımıza sunmayı planlıyoruz. 

Ayrıca Temmuz ayı içerisinde 

ülkemizde satışa sunulan çektiğiniz 

herhangi bir fotoğrafı 

dilerseniz bir billboard kadar 

büyük bir şekilde basabilmenize 

imkan sağlayanPureView 

teknolojisinin ilk örneği olan 

Nokia 808 PureView’u da daha 

çok sayıda kullanıcıya ulaştırmak 

istiyoruz.” 

Çiçek Uyansoy İcan 

Nokia Türkiye Genel Müdürü 

Nokia Turkey General Manager 

Nokia için Türkiye’nin çok 

önemli bir pazar olduğunu ve 

Avrasya Bölgesi’nde açık ara 

farkla ikinci en büyük pazar 

konumunda olduğunu söyleyen 

İcan: “Sektörümüz için 

pek çok fırsatı barındıran ülkemizde, iş ortaklarıyla kurulan 

güçlü ilişkiler genelde açıklık, saydamlık ve birbirinin gündemine 

saygı üzerine oturtuluyor. Enerjik ve girişimci bir iş platformu 

var. Türkiye, kalabalık bir nüfusa sahip büyük bir pazar. 

Yer aldığımız sektör çok dinamik ve sürekli gelişen bir sektör. 

Çeşitli açılardan bazı Asya pazarları ile benzer özellikler taşısa 

da, pazar payı açısından Türkiye her zaman en yüksek performans 

sahibi ülkelerden biri oldu. Türkiye cep telefonu pazarı 

da son derece büyük bir potansiyele sahip, hızla gelişmeye ve 

büyümeye devam ediyor. Sektörün yükselişinde ülke ekonomisi 

önemli yer tutuyor. Türkiye’de piyasalar oldukça canlı ve 

çok büyük fırsatları da beraberinde getiriyor. Böylece, sektörün 

yükselişi tetikleniyor.” 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

industry, adding that the growth on the side of smart phones and 

applications continued in 2012. “40 percent of the handsets sold 

in 2012 are smart phones. We see that the industry is increasingly 

gaining a more application-oriented structure. Last quarter of 

2012 will offer a very rich experience for our users thanks to the 

new technologies, handsets and experiences to be launched in 

the quarter” she said. 

In her remarks on the democratization target of the smart phones 

to be introduced in 2012, İcan spoke as follows: “In conformance 

with our new smart phone strategy, we are focusing on creating a 

different and innovative smart phone portfolio in Windows Phone 

platform. In 2012, we are planning to launch Nokia Lumia 920 

and 820 to our users in Turkey 

too. Additionally, we want to 

ensure that a greater number 

of people can reach our Nokia 

808 PureView, which is the 

first example of our PureView 

technology that allows printing 

of your pictures at a size as 

large as a billboard picture and 

which has been put on sale in 

July this year.” 

İcan said Turkey is a very 

important market for Nokia as 

the second largest market in the 

Eurasia region by far. “Strong 

relations with the business 

partners are generally based on openness, transparency and 

respect for one another’s agenda in our country which provides 

many opportunities for our industry. There is a highly energetic 

and entrepreneurial business platform. Turkey is a market of a 

large population. Our industry is a very dynamic and constantly 

prospering industry. Although it may bear similar characteristics 

with Asian markets from various angles, Turkey has always been 

among the countries with best performances. Turkish mobile 

phone market has a significant potential, and it continues to 

develop and grow at a high pace. The country’s economy has a 

significant share in the industry’s rise. Markets are very buoyant 

in Turkey, offering very big opportunities. This triggers the rise 

in our industry.” 


« 

« 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

Kararlı ve başarılı yönetim, Türk 

ekonomisini kırılganlıktan uzak tutuyor 

Steady and successful governance keeps 

the Turkish economy away from vulnerability 

Türk ekonomisinin özellikle son yıllarda sağlanan istikrarlı ve güçlü yönetim anlayışıyla hızlı bir büyüme 

performansı yakaladığını söyleyen Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, “Dünyada ve bölgesinde 

yaşanan ekonomik zorluklara rağmen Türkiye’nin bu sorunlardan çok fazla etkilenmemesi, yabancı yatırım 

açısından ülkemizin cazibesini artırdı” dedi. 

Shell Turkey Country Chairman Ahmet Erdem said that the Turkish economy has achieved a rapid growth 

performance, particularly with the steady and powerful governance approach it has attained in the recent 

years and he adds; “The economic difficulties being experienced in the world and the region do not impact 

Turkey too much and this has increased the attraction of our country for foreign investment”. 

C 

umhuriyet’in kurulduğu yıldan bu yana Türkiye’nin en 

köklü enerji şirketlerinden biri olarak faaliyetlerini devam 

ettiklerini belirten Erdem, şirketin öncü niteliğindeki 

uygulamalarıyla sektöre yön verdiğini, arama faaliyetleriyle 

Türkiye için değer yaratmaya çalıştıklarını ifade etti. Erdem, 2023 

yılında ‘en büyük 10 ekonomi’ arasına girme hedefine ulaşabilmek 

için yabancı yatırımlarn artmasının şart olduğunu ifade etti. 

Dünyada ve bölgede süregelen ekonomik ve sosyal sorunların 

bir müddet daha varlığını koruyacağına dikkat çeken Ahmet Erdem: 

“Türkiye’nin istikrarlı ve güçlü yapısıyla bu süreci nispeten 

daha kolay bir şekilde geçeceğine inanıyorum. Kısa vadede bazı 

dalgalanmalar, bunlara bağlı tedbirler olsa bile Türkiye, çizgisinde 

önemli bir değişiklik yaşamadan yoluna başarıyla devam 

edecektir. Kararlı ve başarılı yönetim anlayışı, Türk ekonomisini 

kırılganlıktan uzak tutuyor. Ülkemizin büyüme hızı doğrultusunda 

enerji talebi de artan bir hızla büyümeye devam edecektir.” 

Sektörün çok büyük değişimlerin yaşanmadığı bir yılı tamamladığını, 

benzin tüketiminin azalmasına rağmen motorin ve LPG 

E 

rdem said that they have been operating as one of the 

well-established energy companies of Turkey since the 

foundation of the Republic. He said the company leads 

the industry with its pioneering implementations, and that they 

are trying to create value for Turkey through their exploration 

activities. Erdem expressed that it is a must that the foreign 

investments increase, in order to achieve the goal of ranking 

among the “10 largest economies” by 2023. 

Ahmet Erdem highlighted that the prevailing economic and 

social problems over the world and in the region will continue 

to exist for some more while and said, “I believe that Turkey 

will overcome this period relatively easily due to its stable and 

strong structure. Even though certain short term fluctuations 

and consequent measures may come up, Turkey will successfully 

continue without experiencing a major change on its path. The 

determined and successful governance approach is keeping 

the Turkish economy away from being vulnerable. The energy 

demand will continue to grow at an increasing rate, in line with 

our country’s growth rate”. 

otogaz satışları istikrarlı şekilde arttığını, motorin tüketimindeki 

bu yüksek artışın otomasyon sistemi ve kayıt dışı tüketime karşı 

yürütülen mücadelenin önemini ortaya koyduğunu belirten Erdem, 

2012 yılında sektörün en büyük sorununun yine kayıtdışı 

ürünler ve özellikle motorin yerine kullanılan ‘10 Numara Yağ’ 

tüketiminin olduğuna dikkat çekti. Erdem, sektör hakkında şu 

değerlendirmeleri yaptı: “Akaryakıt sektörünün sorunlarının en 

başında gelen 10 numara yağ sorunun halen sürmesi ve alınan 

mali tedbirlere rağmen azalmaması, ekonomik ve çevresel zararlarının 

yanı sıra iç piyasada hakkıyla iş yapmak isteyen işletmeleri 

de etkiliyor. Bununla birlikte yeni 

Türk Petrol Kanunu taslağının bu yılın sonuna 

kadar yasalaşmasının da sektöre bir 

ivme katacağı görüşündeyim. Karada ve 

denizde arama ve üretime yönelik mevcut 

faaliyetlerin artırılması ve yenilenebilir 

enerjiler alanında yeni yatırımların piyasaya 

girmesiyle birlikte enerji sektöründe bir 

büyüme olacağını öngörebiliriz” 

Türkiye’de enerji sektörünün geçmişe 

oranla çok daha gelişmiş olduğunu, enerji 

potansiyeli yatırımcılar için birçok fırsatı 

barındırdığını ifade eden Erdem: “Türkiye 

kendi enerji ihtiyacının çok az bir kısmını 

öz kaynaklarından karşılayabiliyor. Ekonomimiz 

büyüdükçe ülke olarak enerjiye 

ihtiyacımızın da iki katına çıkacağını öngörebiliriz. 

Türkiye’nin hedefediği gibi 

2023’de dünyanın en büyük on ekonomisi 

arasında yer alabilmesi için enerji sektörü 

lokomotif görevi görecektir. Türkiye’nin 

enerji koridorlarının kesişme noktasında bulunması nedeniyle 

çok önemli projelerin gelişeceğini düşünüyorum. Nitekim Shell 

ve TPAO’nun geçen yıl açık deniz erken evre arama ve değerlendirme 

ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde karada arama çalışmaları 

yapmak üzere gerçekleştirdiği işbirliği, bu potansiyeli 

yansıtan iyi bir örnek oldu. Önümüzdeki günlerde Türkiye’deki 

enerji arzının çeşitleneceğini, mevcut ve yeni arama çalışmalarıyla 

kaynak potansiyelinin yeni fırsatlara dönüşeceğini düşünüyorum. 

Kısacası, hem Türk ekonomisinin, hem de enerji sektörünün 

geleceği çok parlak görünüyor” şeklinde konuşmasını 

sürdürdü. 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

Erdem stated that a year without experiencing major changes in 

the industry is being completed, during which the diesel and LPG 

auto gas sales have increased steadily despite the downtrend of 

gasoline consumption, and that the high increase recorded in 

the diesel consumption is demonstrating the importance of the 

automation system and the struggle against the unregistered 

consumption. He indicated that the biggest problem of the 

industry is again the unregistered products. Erdem made the 

following assessments regarding the industry: “The major 

problem of the fuel industry is the persistence of the No.10 Oil 

consumption which has not decreased despite 

the financial measures taken. In addition to 

the economic and environmental damage it 

causes, it also affects the operations wishing 

to do a fair and qualified business. However 

I also believe that the enactment of the new 

draft Turkish Petroleum Law until the end of the 

year will add impetus to the industry. We can 

forecast a growth in the energy industry with 

an increase of current activities of production 

and exploration on land and sea as well as new 

investments in the field of renewable energies 

entering into the market”. 

Ahmet Erdem 

Shell Türkiye Ülke Başkanı 

Shell Turkey Chairman 

Erdem stated that the energy industry is far 

more developed in Turkey compared to the 

past: “Turkey is in a position to meet only a 

small portion of its energy requirement from 

its own resources. We can anticipate our 

energy requirement to double as our economy 

grows. The energy industry will function as 

the leading industry in order for Turkey to take 

part among the top ten largest economies worldwide in 2023. 

I think very important projects will develop as Turkey is located 

at the intersecting point of the energy corridors. As a matter 

of fact, the cooperation established by Shell and the Turkish 

Petroleum Corporation (TPAO) for the deep sea early exploration 

and evaluation and the on land exploration work in the Southeast 

Anatolia Region, has been a good example. In the upcoming days, 

I think that the energy supply in Turkey will diversify and that the 

resource potential will turn into new opportunities along with the 

existing and new exploration works. In short, the future of both 

the Turkish economy and the energy industry looks very bright”. 


KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

« 

« 

Enerjisiz büyümek imkansız 

Growth is impossible without energy 

Türkiye’de son yıllarda çok büyük değişimlerin yaşandığına ve her geçen gün önem kazanmaya devam 

ettiğine değinen Siemens Genel Müdürü Hüseyin Gelis, günümüzde herkesin enerji hakkında konuştuğuna, 

enerjisiz büyümenin imkansız olduğuna dikkat çekti. 

Siemens General Manager Hüseyin Gelis pointed out that major changes have been taking place in Turkey in 

recent years with energy becoming more and more important and that people have been talking about energy 

as growth would be impossible without energy. 

2 

012 yılı Türkiye için olumlu bir yıldı. Ancak Türkiye de 

global dünyanın bir parçası. Yani komşularımızda, 

Avrupa’da problemler varsa bu durum bize de yansıyacaktır. 

Bu nedenle 2013 için hazırlıklı olmamız gerektiğini 

düşünüyorum. Siemens proaktif davranan bir şirket. Biz her zaman 

uzun vadeli planlar yaparız, riskleri zamanında analiz eder 

ona göre hareket ederiz. Türkiye’de kısa vadeli potansiyele değil 

orta ve uzun vadeli potansiyele bakarak yatırım yapıyoruz. Önümüzdeki 

dönemde global pazardaki gelişmelerden dolayı krizin 

etkilerini yaşayacağımızı düşünüyorum, ancak Türkiye krizler konusunda 

son derece tecrübeli ve global bir krizi iyi yöneteceğimize 

inancım tam.” diyen Gelis, Türkiye’de son yıllarda değişim 

kavramının önem kazandığını, 15 yıl evvel en büyük sektörün 

telekomünikasyon ve BT olduğunu, bugün ise herkesin enerji 

hakkında konuştuğunu, enerjisiz büyümenin imkansız olduğunu 

belirtti. 

Gerek endüstriyel gelişmelerin gerekse faaliyet gösterdikleri 

sağlık ve enerji sektörlerindeki gelişmelerin büyük çoğunluğunun 

geçmişte bilgi birikiminin ve paylaşımının kısıtlı olması 

sebebiyle yavaş olduğuna dikkat çeken Gelis, içinde bulunduğumuz 

2000’li yılların başından itibaren, teknolojinin de katkısıyla 

her sektördeki hemen her türlü yeniliğin fikirden somut 

hale gelme sürelerinin kısaldığını söyledi. Endüstri tarafında 

süreçleri hızlandıran, verimlilik odaklı projeler yürütüldüğünü 

dile getiren Gelis konuşmasına şöyle devam etti: “Siemens 

2 

012 was a positive year for Turkey. But Turkey is a part 

of the globalized world. And that means we will surely 

have the fallouts of the crisis in our neighbors or in 

Europe. So, I believe we should get prepared for 2013. Siemens 

is a proactive company. We always have our long term plans, 

and we analyze the risks on time and act accordingly. We are 

investing in Turkey by considering the potential of the country 

in the medium and long term, not in the short term. I believe we 

will experience the effects of the crisis due to the developments 

in the global markets in the next period, but Turkey is highly 

experienced in crisis management and I am fully confident that it 

will manage a global crisis fairly well,” Gelis said. He added that 

the concept of change has gained a lot of importance in Turkey, 

and while telecommunication and IT industries were the leading 

industries in Turkey 15 years ago, today, energy has become 

number one subject in all people’s talks as growth is impossible 

without energy. 

Gelis underlined that both industrial developments and 

developments in the health and energy sectors in which they were 

engaged were very slow in the past due to the limited nature of the 

accumulation and sharing of information and knowledge, while 

the time needed for almost all types of innovation in all sectors 

to become actualized from being an idea, also thanks to the help 

of the technology, has been greatly shortened starting from early 

2000s. He said productivity-oriented projects enhancing the 

olarak biz de yalnızca faaliyet gösterdiğimiz 

sektörlerde değil, her alanda bu 

bilincin yaygınlaşmasını sağlayacak 

çözümler geliştirerek sürece katkıda 

bulunuyor, 200’e yakın ülkede faaliyet 

gösteren küresel bir şirket olarak dünyaya 

yön veriyoruz. 

Bildiğiniz gibi Siemens bir mühendislik 

şirketi. Biz ürün ve projeler ile ilgileniyoruz. 

Orta ve uzun vadede altyapı 

projelerini önemli projeler olarak görüyoruz. 

Diğer yandan finansman da çok 

önemli bir unsur. Daha yaratıcı ve esnek 

finans çözümleri sunmak gerekiyor. 

Altyapı projelerinin büyük çoğunluğu 

devlet tarafından gerçekleştiriliyor ve 

yerel yönetimler tarafından baktığımızda, 

büyük ölçekli altyapı projelerinin 

bu kurumların kaynaklarıyla gerçekleştirilebilmesi 

her zaman mümkün olmayabiliyor.” 

Hüseyin Gelis 

Siemens Genel Müdürü 

Siemens General Manager 

Siemens olarak 1850’lerden beri Türkiye’de olduklarını, şirket 

için en önemli konunun inovasyon olduğunu, çalışanlarına, 

onların gelişimlerine ve tedarikçilerine yatırım yaptıklarına değinen 

Gelis, “Biz, fabrikalara destek veren tedarikçileri daha 

fazla geliştirmek istiyoruz. Tedarikçilerimizi sırf bizim Türkiye’de 

ürettiğimiz ürünler için değerlendirmek değil, global pazara açılmaları 

için desteklemek, onların kapasitelerini geliştirmek için 

çalışıyoruz. Bunun yanında Siemens’in global bir tedarik projesi 

bulunuyor. Bu proje kapsamında seçilen ülkelerden direkt olarak 

satınalma gerçekleştiriliyor ve bu ülkelerden birisi de Türkiye.” 

şeklinde konuşmasını sürdürdü. 

Gelis, sektördeki büyümeyi tetikleyecek unsurlar konusunda 

şunları söyledi: “Hükümetin yatırım stratejilerinin başarılı olduğunu 

düşünüyorum. Bu stratejiler sektördeki büyümeyi de 

tetikleyecek. Türkiye için hem ülke içinde hem de diğer ülkeler 

ile ilişkilerin iyi olması son derece önemli. Bu stratejilerin sonuçları 

da tüm sektörleri etkileyecek. Kolay adımlar değil tabii 

ancak daha parlak bir gelecek için de mutlaka bu şekilde devam 

etmemiz gerek.” 

pace of processes were being conducted 

at the side of the industries, and added 

that: “At Siemens, we are contributing 

to this process by developing solutions 

that will help this awareness become 

generalized not only in our sectors but 

also in all sectors, and we are guiding 

the entire world as a global company with 

operations in about 200 countries,” 

“As you know, Siemens is an engineering 

company. We are interested in products 

and projects. We see infrastructure 

projects as significant projects in medium 

and long term. On the other hand, 

financing is also a very important factor. 

We need to offer more creative and flexible 

financing solutions. A great majority of the 

infrastructural projects are being realized 

by the government and, from the viewpoint 

of the local administrations, it may not 

always be possible to conduct large-scale infrastructure projects 

by using the resources of these organizations.” 

Gelis pointed out that Siemens has been in Turkey since 1850s 

and innovation has always been the foremost issue for their 

company, and that they invested in their employees as well as 

their suppliers and their development in general. “We want to 

further improve our suppliers that support our factories. We 

are making efforts not only for using our suppliers fully for our 

products in Turkey, but also for supporting their opening out to 

global markets and for increasing their capacity. Aside from that, 

Siemens has a global procurement policy. Under this project, 

direct procurement is made from the selected countries and 

Turkey is one of these countries.” 

On factors that may trigger the growth in the industry, Gelis said: 

“I believe the government’s investment strategies are successful. 

These strategies will trigger the growth in the industry in return. 

It is also very important for Turkey to be in good terms both 

domestically and with other countries. And the results of these 

strategies will affect all industries. Of course these are not easy 

steps but we have to carry on like this for a bright future.” 


KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

KAPAK KONUSU 

COVER STORY 

« 

« 

Avrupa’da tansiyon her geçen gün yükseliyor 

Tension rises in Europe with each passing day 

Yugoslavya dağıldıktan sonra, nakliyecilerin Doğu Avrupa ve Balkan’lardaki kara nakliyesinde yaşadığı 

sıkıntılara alternatif bulmak için faaliyetlerine başlayan U.N Ro-Ro’nun yıllar içerisinde sessiz bir büyüme 

gerçekleştirdiğini söyleyen U.N Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, lojistik açısından değerlendirildiğinde 

Türkiye için çok stratejik öneme sahip olduklarına dikkat çekiyor. 

After Yugoslavia fell apart, U.N Ro-Ro began its operations to find an alternative for the difficulties 

transporters face in road shipments throughout the Eastern Europe and the Balkans, said Sedat Gümüşoğlu, 

CEO of U.N Ro-Ro, pointing out that after their silent growth over the years, they have a major strategic 

importance for Turkey. 

A 

vrupa’nın pek çok bölgesine deniz taşımacılığı 

yaptıklarını, Ro-Ro hizmetinin sektörde en ucuzu 

olmasının bir zorunluluk olduğunu aktaran Gümüşoğlu 

bunun sebebini şu şekilde açıkladı: “Karayolunun feksibilitesi 

çok fazla. Gemiye yüklendiği zaman ise ne zaman gideceği, 

varacağı belli. O yüzden hep ucuz olmak zorundayız.” 

2013 Nisan ayında 50 milyon Euro’nun üzerinde yatırım yapmaya 

hazırlandıklarını ve 4.1 km yol uzunluğunda gemi alacaklarını 

ifade eden Gümüşoğlu: “Bu gemi Türkiye’nin en büyük Ro-Ro gemisi 

olacak. 280 kapasite 4100 lineer metre. Yani 280 tır kapasitesine 

sahip.” dedi. 

Regarding maritime transport to many regions in 

Europe, Gümüşoğlu clarifies that it is a necessity 

for Ro-Ro services to be the most inexpensive in its 

sector. He adds: “Road transport is very flexible. Yet, when you 

ship by sea, the departure and arrival of items are fixed. That's 

why we always have to be inexpensive." 

Gümüşoğlu relates that in April 2013 preparations are being 

made to invest more than 50 million euros to purchase a 4,100 

lane meters vessel. Says Gümüşoğlu: "This vessel will be the 

largest Ro-Ro ship in Turkey, with a capacity of 280, meaning a 

capacity of 280 trucks, and 4,100 lane meters." 

Lately, explains Sedat Gümüşoğlu, things have not 

gone according to plan; Ro-Ro vessels have never been 

speculatively ordered ships, and for the last 3 to 4 years Ro- 

Ro vessel orders have constantly been increasing. “In 2008 

there were signs of a crisis,” he added in his speech, “yet, 

the crisis came rather suddenly... Recently, though, a gradual 

decrease can be seen. In 6 to 9 months, there was a decrease 

of 20% but it was not felt too much, since it was gradual. Thus, 

it didn’t translate to us as a ‘shock-effect’. We, as a company, 

started to feel the gravity of the situation in the last quarter 

of 2011. Today, however, we were able to turn the situation 

in our favor. To give an example, in Germany, each quarter 

Sedat Gümüşoğlu 

U.N Ro-Ro CEO 

Günümüzde işlerin iyi gitmediğini, Ro-Ro gemilerinin hiçbir zaman 

spekülatif sipariş verilen gemiler olmadığını, son 3-4 yıldan 

beri Ro-Ro gemi siparişinde sürekli artış yaşandığını ifade eden 

Sedat Gümüşoğlu, “2008’de kriz sinyalleri vardı ama aniden 

kriz yaşandı.. Son dönemde ise adım adım azalma görülüyor. 

6-9 ayda yine %20 azaldı ama yavaş yavaş olduğu için hissedilmedi, 

şok etkisi yapmadı. Biz şirket olarak bu durumu 2011’in 

son çeyreğinde hissetmeye başladık. Günümüzde ise bu durumu 

lehimize çevirebildik.Almanya’da örnek vermek gerekirse; 

tekerlekli araçlarla yapılan ticaret, her çeyrekte artan oranda 

azalıyor. Bu çok tehlikeli, çünkü Almanya bizim için çok önemli. 

İtalya’da sert bir iniş oldu ama toparlıyor. İspanya’da ve Fransa’daki 

durum hemen hemen aynı, artarak devam ediyor. Avrupa’daki 

partnerlerimize baktığımız zaman Avrupa’da her geçen 

gün tansiyon yükseliyor” şeklinde konuşmasını sürdürdü. 

Gümüşoğlu, yaşanan ekonomik sıkıntılara karşı çeşitli önlemler 

aldıklarını, servis kalitesini kuvvetlendirerek, nakliyecilerle birlikte 

yeni sistemler geliştirerek, sevkiyatları deniz, tren ve karayolu 

üçgeninde gerçekleştirdiklerini ve böylece yeşil taşımacılık 

alanında avantaj sağladıklarına dikkat çekti. 

U.N Ro-Ro’nun en çok otomotiv yedek parçası ve tekstil ürünlerifabrika 

yedek parçası, makine teçhizatları- taşıdıklarını belirten 

Gümüşoğlu, İstanbul ve çevre kentlerin sanayisinin küçüldüğünü, 

Anadolu’daki sanayicilerin daha iyi performans gösterdiğini açıkladı. 

Gümüşoğlu ülke ekonomisi hakkında şunları söyledi: “İthalat ve 

ihracat rakamlarına baktığımızda Türkiye’de bir sorun görünmüyor. 

İşsizlik rakamlarına bakıldığında %8’lerde seyrediyor. Orada da sıkıntı 

yok. Cari açık azaldı, kur kontrol altında, ekonomi biraz frenlenmeye 

çalışılıyor. Bütçe açık verdiğinde vergilerle kapatılıyor, mali 

bütçeye sonuna kadar sadık kalınıyor. Genel anlamda bir problem 

yok ama sürdürülebilirlik anlamında bakıldığında bizim iş yaptığımız 

iş ortaklarımızın durumunun kötü olması bizi orta vadede probleme 

sokacaktır. Bundan dolayı yeni pazarlar anlamında önlemler 

alınmalıdır.Afrika ve Karadeniz hattına bakıyoruz. Bizim Avrupa’ya 

ticaretimiz hiçbir zaman durmayacak. Fakat görece olarak şirketimiz 

ve Türkiye için Avrupa’nın her geçen gün değeri azalabilir. 

Özellikle ülke olarak bakarsak; tek alıcıya, tek satıcıya mahkum işler 

her zaman kırılgandır. Dolayısıyla bunu ne kadar yayarsak ülke 

ekonomisi açısından iyidir. İşadamı olarak kendi işimize de dönüp 

bakarsak, ne kadar kaybediyor olarak gözükse de ekonomimiz büyümeye 

devam ediyor.” 

the trade over wheeled vehicles has been decreasing in an 

increasing rate. This is very dangerous because Germany is 

very important for our company. Italy went through a steep 

decline, but now it is recovering. The situation in Spain and 

France is virtually the same. In each of those countries the 

decrease continues in an increasing rate. Looking at our 

partners in Europe, we realize that with each passing day, 

tension is rising in Europe.” 

Gümüşoğlu drew attention to the fact that various precautions 

against economic hardships were taken, service quality was 

strengthened, and, together with the effort of transporters, 

new systems were developed, in order to accomplish 

shipment in the triangle of maritime, rail and road. Thus, 

many advantages in the field of green shipping were provided. 

Gümüşoğlu explained that U.N Ro-Ro, carrying the most 

automotive, textile and factory spare part products, as well 

as machinery equipments, reduced its industry in Istanbul 

and surrounding cities. On the other hand, industrialists in 

Anatolia have showed a better performance. Regarding the 

country's economy, Gümüşoğlu added: “In Turkey there is no 

problem when we look at import and export figures. Watching 

the unemployment rate, we observe that the 8% is also no 

problem. Current account deficits have been reduced, and 

exchange rates are under control, the government tries to 

slow down the economy. If there is a fiscal deficit, it is covered 

with taxes and strict adherence to the financial discipline. 

Generally speaking, there is no problem, but in terms of 

sustainability we do have a problem since, our business 

partners are not in a good position. In terms of new markets, 

therefore, precautions should be taken. We closely watch the 

African and Black Sea routes. Our dealings with Europe will 

never stop. However, with each passing day, Europe’s value 

can comparatively be seen on a decline for our company and 

Turkey. 

If we consider each country individually, agreements made 

with a single purchaser or vendor, are always fragile. 

Therefore, regarding a country's economy, the wider we 

spread our service, the better it is. If we, as businessman, 

look back at our own business, no matter how much we seem 

to lose, our economy still continues to grow." 


« 

« 

BİZDEN HABERLER 

NEWS FROM YASED 

YASED III. CEO Toplantısı 

YASED III. CEO Meeting 

III. CEO Toplantısı, 26 Eylül 2012 tarihinde “Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) Şirketler, Hissedarları ve 

Yöneticilerine Etkileri” başlığıyla düzenlendi. 

Third CEO Meeting was held on September 26, 2012 with the topic of “The Impacts of the New Turkish 

Commercial Code (TCC) on Companies, Their Shareholders and Managers” 

Y 

ASED, yatırımcıların gündemindeki çeşitli konularda 

üyelerinden görüş almak ve üyeleri bir araya getirmek 

amacıyla CEO Toplantıları düzenliyor. Geçen yıl “Cari 

İşlemler Açığı” başlığı adı altında düzenlenen ilk CEO Toplantısı 25 

Ekim 2011 tarihinde gerçekleştirilmişti. YASED ikinci CEO toplantısını; 

Türkiye’deki geniş ekosistemi ve yüksek teknolojiyle ArGe gibi 

alanlar aracılığıyla, Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesine katkı sağlayan 

“Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sektörü ve FATİH Projesi” üzerine 

düzenledi. 

26 Eylül 2012 tarihinde düzenlenen Üçüncü CEO toplantısı, “Yeni 

Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) Üyelerimiz, Hissedarları ve Yöneticilerine 

Etkileri” başlığıyla düzenlendi. Bilgi Üniversitesi Hukuk 

Fakültesi’nden Doçent Dr. Gül Okutan Nilsson, Gün Hukuk 

Bürosu'ndan Av. Mehmet Gün ve Av. Serra Başoğlu Gürkaynak toplantıya 

konuk danışman olarak katıldılar. 

Toplantının açılışını yapan YASED Yönetim Kurulu Başkan Vekili Adnan 

Nas, toplantıda ‘Yeni Türk Ticaret Kanunu’nun Şirketler, Hissedarlara 

ve Yöneticilerine Etkileri’ konusunda bir sunum yaptı. 

Kanunun şirketler için belirlediği önemli tarihler arasında şu tarihlere 

dikkat çekildi: 

• Yeni Türk Ticaret Kanunu 01.07.2012’de yürürlüğe girdi. 

• 01.10.2012 - Tüzel kişilerin temsilcisi olan Yönetim Kurulu üyelerinin 

istifası ve yerlerine yeni üyelerin atanması için son tarih. 

• 01.01.2013 - Türkiye Finansal Raporlarma Standartlarına göre bi- 

Y 

ASED has been organizing a series of CEO Meetings 

since last year, with the aim to consult and gather our 

members on different subjects that are on investors’ 

agenda. The first CEO Meeting was held with the “Current Account 

Deficit” heading on October 25, 2011. The second CEO Meeting 

was held on Information and Communication Technologies 

Sector (ICT) and FATIH Project which we believe play an important 

role on Turkey’s sustainable growth through high technology 

and R&D with a wide ecosystem. 

Third CEO meeting was held on September 26, 2012 with the topic 

of “The Impacts of the New Turkish Commercial Code (TCC) on our 

members, their shareholders and managers”. Associate Professor 

Gül Okutan Nilsson, from Bilgi University Law Department, Mehmet 

Gün and Serra Başoğlu Gürkaynak from Gün Law Office attended the 

meeting as guest advisors. 

YASED Deputy Chairman Adnan Nas opened the meeting and made 

a presentation on the impacts of the new Turkish Commercial Code 

(TCC) on companies, their shareholders and managers. 

Key dates for companies brought by the Law have been highlighted: 

• The new Turkish Commercial Code (TCC) came into effect on 

01.07.2012. 

• 01.10.2012- deadline for resignation of members of Board of 

Directors (BoD) who are representatives of legal entities and 

appointment of new members replacing those 

lançoların hazırlanması. 

• 01.07.2013 - Internet sitesi kurulması ve internet sitesinin bir bölümünün 

şirketle ilgili belli bilgilere tahsis edilmesi (sadece bağımsız 

denetime tabi şirketler için). 

• 14.02.2014 - Limited şirketler için sermayenin minimum sermaye 

şartı olan 10 bin TL’ye yükseltilmesi için son tarih. 

• 01.07.2014 - Varsa iştirak zararlarının ana şirket tarafından karşılanması 

Yeni TTK’nın toplantı sırasında gündeme getirilen etkilerinden bazıları 

şunlardır: 

• Yeni Türk Ticaret Kanunu düzenlemeleri şeffaflık ve kurumsal yönetişim 

açısından yararlı olacaktır. Orta ve uzun vadede halka arz 

« 

« 

ve yabancı ortaklıklar gibi konularda 

katkıları görülecektir. 

• Aynı muhasebe ve denetim standartları 

uygulamada birlik sağlayacak ve rekabeti 

olumlu etkileyecektir. 

• Anonim şirketler için asgari hissedar 

sayısının 1’e indirilmesi, fiilen sermaye 

sağlayan ve riski üstlenen kişinin, 

sembolik hissedarlar bulma ve bununla 

ilgili risklerle uğraşma yükünden kurtulmasını 

sağlayacaktır. 

• Yönetim Kurulu toplantısı için telekonferans 

ve video konferansın geçerli 

yöntemler olarak kabul edilmesi ve 

e-postanın şirketler arasında geçerli 

ve bağlayıcı iletişim şekli olarak kabul 

edilmesi olumludur. 

• Bağımsız denetime tabi şirketlerin internet 

sitesi kurmaları zorunlu hale getirilmiştir. 

CEO toplantısının en önemli 

sonucu şirketlerin kendi Ana 

Sözleşmelerini, Hissedarlar 

Sözleşmeleri ve önemli 

yürürlük tarihlerini kontrol 

etmeleri gerektiği oldu. 

Toplantıda Doçent Dr. Gül Okutan Nilsson, Kanun’un Yönetim Kurulu, 

Genel Kurul, Anonim Şirketler, Şartlı Sermaye Artırımı, Grup 

Şirketleri, Avans Temettü Dağıtımı ve Hazine Hissesi konularında 

getirdiği şartlar hakkında önemli bilgiler verdi. 

Kanunun uygulanma süreci önümüzdeki dönemde YASED tarafından 

yakından izlenecek. Toplantının en önemli sonucu şirketlerin 

kendi Ana Sözleşmelerini, Hissedarlar Sözleşmeleri ve önemli yürürlük 

tarihlerini kontrol etmeleri gerektiği oldu. 

The most important outcome 

of the meeting was that the 

companies should check 

their companies’ Articles of 

Association, Shareholder 

Agreements and the important 

effective dates. 



• 01.01.2013- deadline for preparation of financial statements in 

accordance with Turkish Financial Reporting Standards 

• 01.07.2013- deadline for setting up a website and allocating a 

section of the website to certain information related to the company 

(only for the companies subject to independent auditing) 

• 14.02.2014- deadline for increase of capital in limited liability 

companies to the minimum capital requirement of TRY 10.000 

• 01.07.2014- deadline for compensation of subsidiaries’ losses, if 

any, by the parent company 

Some of the effects of the new TCC raised during the meeting were 

as follows: 

• The new Turkish Commercial Code regulations will be beneficial in 

terms of transparency and corporate governance, 

and so contribute in the middle and long term on 

issues like IPOs and foreign partnerships. 

• Equal accounting and auditing standards will 

provide uniformity and have a positive effect on 

competition. 

• For joint stock companies, lowering the 

minimum share holder number to 1 absolves 

the person who actually provides the capital and 

takes the risk from finding symbolic shareholders 

and dealing with associated risks. 

• Tele/video conferences as viable solutions for 

board of directors meetings and the acceptance 

of e-mails as valid and binding correspondences 

between companies are positive. 

• Companies subject to independent auditing 

are obliged to create a web site. 

Associate Professor Gül Okutan Nilsson shared important clauses 

related to the requirements brought by the Law about the Board of 

Directors, General Assembly Joint Stock Companies, Conditional 

Capital Increase, Group Companies, Advance Dividend Distribution 

and Treasury Stock. 

The implementation process of the Law will be followed up closely 

by YASED in the coming term. The most important outcome of the 

meeting was that the companies should check their companies’ 

Articles of Association, Shareholder Agreements and the important 

effective dates. 






« 

YASED, 2012 Avrasya 

Bilişim Zirvesi’nde yer aldı 

YASED took part in 2012 ICT Summit Eurasia 

YASED, 11-13 Eylül 2012 tarihlerinde Haliç Kongre 

Merkezi'nde gerçekleşen ICT Summit Eurasia Bilişim 

Zirvesi kapsamında panel düzenledi. 13 Eylül Perşembe 

günü gerçekleştirdiği panelde “Yeni Nesil İpek Yolunun 

Merkezi: Türkiye 2023” konusunu ele aldı. 

Y 

ASED, zirvede, bilişim sektörünün ekonomik ve sosyal 

kalkınmaya etkisine ilişkin farkındalığı artırmak 

ve 2023 hedeferine ulaşmak için ele alınması gerekli 

önemli konulara dikkat çekmek üzere hazırladığı “2023 Hedeferi Yolunda 

Bilgi ve İletişim Teknolojileri" raporunu katılımcılarla paylaştı. 

Selim Taşo (IBM), Adam Denton (GSMA), C. Müjdat Altay (Netaş), Selçuk Mirza (Samsung), Dr. Murad Ardaç; (Koç Holding ) 

« 

YASED held a panel at ICT Summit Eurasia, organized at 

Haliç Congress Center in Istanbul between September 

11 and 13. The panel took place on Thursday, September 

13, featuring the subject “Center of the New Generation 

Silk Road: Turkey 2023”. 

I 

n the panel, YASED shared with the participants 

the details of its report on “The information and 

Communication Technologies Towards Vision 2023” 

aiming to increase the awareness on the impact of the information 

industry on economical and social development and to underline 

YASED bünyesinde faaliyet gösteren Bilgi ve İletişim Teknolojileri 

(BİT) Çalışma Grubu Başkanı Koç Holding Stratejik Planlama 

Koordinatörü Dr. Murad Ardaç’ın rapor sunumunu gerçekleştirdiği 

panelde Samsung Türkiye HHP Grup Direktörü Selçuk Mirza, 

GSMA Düzenleyici Politikalar Birimi Direktörü Adam Denton ve 

IBM CFO’su Selim Taşo, BIT sektörü hakkında sunum gerçekleştirdiler. 

Panelin moderatörlüğünü ise YASED Yönetim Kurulu 

Üyesi ve Netaş CEO’su C. Müjdat Altay üstlendi. 

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Raporu’nda Türkiye’de 

sektörün büyüdüğüne dikkat çekiliyor 

BİT sektörünün bireyselden kamuya uzanan çok yaygın bir 

kullanım alanına sahip olduğunun altını çizen YASED BİT 

Çalışma Grubu Başkanı Dr. Murad Ardaç “BİT değer zincirindeki 

1 birimlik büyüme sonucunda; ekonomide verimlilik, 

inovasyon, rekabetçilik ve sürdürülebilirliğin artması 

yoluyla 1,8 birimlik büyüme sağlanıyor. 2011’de 30 milyar 

$’lık bir ciro yaratan sektörün devletin koyduğu 160 milyar 

$’lık 2023 hedefini yakalaması için bugüne kadar sürdürdüğü 

büyümeyle devam etmesi yeterli değil. Genişbant 

erişimin yaygınlaştırılması, FATİH projesi, kamu alımlarının 

artması, iletişim vergilerinin düşürülmesi, yazılım korsanlığına 

karşı önlem alınması, “Bulut” bilişim stratejisi gibi öngörülebilen 

projeler, etkin olarak uygulansalar bile 2023’de 

varılacak nokta 120 milyar $ ile hedefin gerisinde kalabilir” 

dedi. 

BİT sektörünün perakende, inşaat gibi sektörleri etkilediğini 

söyleyen Ardaç, BİT teknolojilerini kullananlar arasında yer alan 

kamu, üretim, finansal hizmetler ve bireysel kullanımı son derece 

fazla etkilediğini ifade etti. 

BİT seferberliği ilan edilmeli 

Dr. Murad Ardaç ayrıca, 2023 hedefine ulaşabilmek için, sektör 

oyuncuları ve kullanıcılarının dile getirdikleri sorun ve engellerin 

çözümü ve tespit edilen alanlarda aşamalı iyileştirmelerin 

ötesinde “odaklı bir BİT Seferberliği” ilan edilmesini 

önerdi. Öte yandan, YASED BİT Çalışma Grubu olarak öngörülebilir 

ve sürdürülebilir bir yatırım ortamı için 61. Hükümet 

Programı’nda da yer aldığı üzere; ArGe ve yenilik alanında 

özel sektörle yakın çalışarak bilgi ve teknolojinin ürüne dönüşmesine 

katkıda bulunulması gerektiğini düşündüklerini 

de belirtti. 

the most important issues that should be addressed in order to 

achieve 2023 targets. 

YASED Report was presented by Dr. Murad Ardaç, Chairman of YASED 

Information and Communication Technologies (ICT) Working Group 

and Koç Holding Strategic Planning Coordinator, while Samsung 

Turkey HHP Group Director Selçuk Mirza, GSMA Head of Regulatory 

Policy Adam Denton and IBM CFO Selim Taşo each made a presentation 

on ICT industry during the panel of YASED. The panel was moderated 

by YASED Board Member and Netaş CEO C. Müjdat Altay. 

Information and Communication Technologies Report 

underpins the growth of the industry in Turkey 

YASED ICT Working Group Chairman Dr. Murad Ardaç stressed the 

fact that ICT industry had a vast application area extending from 

individual to public domains. “A growth by 1-unit in ICT value chain 

leads to a growth by 1.8 unit in the overall economy through increasing 

productivity, innovation, competitiveness and sustainability. The 

industry which generated a turnover of $ 30 billion in 2011 needs to 

grow at a faster rate in order to catch the government’s 2023 target of 

$ 160 billion. We may well end up at an area around $ 120 billion in 

2023 – way behind the target - despite efficient implementation of the 

currently foreseen projects such as extending the use of broadband 

access, FATİH Project, increase in public sector purchases, lowering of 

the communication taxes, taking measures against software piracy, 

and “cloud” computing” Ardaç added. 

He also mentioned the ICT industry’s effects on industries like 

retail and construction, while also pointing out that, as a user of 

ICT technologies, the public sector had a vast influence in shaping 

of the production, financial services and individual use of the ICT 

technologies. 

ICT campaign should be started 

Dr. Murad Ardaç also suggested that, a “Dedicated ICT Campaign” 

should be announced and go beyond the settlement of the immediate 

problems and handicaps voiced by the industry players and gradual 

improvements in the designated areas. He added that as YASED ICT 

Working Group, they believed transformation of the information and 

technology into product should be promoted and contributed through 

closely working with the private sector on R&D and innovation fronts in 

order to create a foreseeable and sustainable investment environment, 

a fact also provided by the program of the 61st Government. 






Sorun ve engellerin çözümü ve tespit edilen 

alanlarda aşamalı iyileştirmelerin ötesinde 

“odaklı bir BİT Seferberliği” ilan edilmeli. 

A “Dedicated ICT Campaign” should be announced and go 

beyond the settlement of the immediate problems and handicaps 

voiced by the industry players and gradual improvements in the 

designated areas. 

Şirketler “değişim” politikaları sayesinde başarıyı 

yakalıyor 

Panelin diğer konuşması arasında yer alan IBM CFO’su Selim 

Taşo ise sunumunda BİT Raporu’nun çok etkileyici bir kaynak olduğunu, 

mobil iletişimin en uzak köşeye kadar ulaştığını söyledi. 

Taşo, IBM’de yeni pazarlar, yeni olanaklar ve hem geliştirilen 

hem de satın alınan yeni ürünlerle gelir artışının sağlanması için 

dünyanın her bölgesine ulaşarak, ürünlerin tüketilmesini sağladıklarına 

değindi. Farkındalık yaratabilen ve kendilerini diğer 

şirketlerden ayırt eden şirketlerin finans departmanlarının “değer 

katıcı ve değerleri entegre edebilen” organizasyon yapısına 

sahip olduğunu ifade eden Selim Taşo, bu şirketlerin çoğunun 

başarıyı izledikleri “değişim” politikaları sayesinde yakalayabildiğini 

vurguladı. 

Kültür iş disiplinini etkiliyor 

Samsung Türkiye HHP Grup Direktörü Selçuk Mirza ise, ülke kültürünün 

ve iş disiplinin önemine dikkat çekti. Kore’nin bugün 

geldiği noktada bu kültürün etkisi olduğunu, 1970’den sonra ülkeleri 

için çok iyi anlaşmalar yaptığını ve ülkenin kalkınması için 

özveri ile çalıştıklarını belirtti. Ayrıca, ülkenin en zor günlerinde 

kaynak ve potansiyelleri çok iyi değerlendirdiğini dile getirdi. 

Success of a company hinges on its “change” policy 

IBM CFO Selim Taşo, another speaker of the Panel, said ICT Report 

was a very impressive source with implications even to the remotest 

areas of the the mobile communication. Taşo said that, at IBM, they 

reached all parts of the world in offering their products in order to 

secure revenue increases in new markets, too, with the help of the 

new capabilities provided by the new products developed or sold. 

Selim Taşo said that finance departments of companies that can 

create awareness and differentiate themselves from other companies 

have an organizational structure that can “add value and integrate 

the values”, underlining that these companies reached success 

thanks to their successful “change” policies. 

Culture affects work discipline 

Samsung Turkey HHP Group Director Selçuk Mirza stressed the 

importance of the culture of the country and prevailing perception of 

the work discipline in this country. He showed Korea as an example 

of this, saying that Korea’s present point was greatly helped by its 

culture while Koreans made very successful agreements after 1970 

and they worked with devotion for the development of their country. 

He also said that Korea used the existing resources and potentials 

very well even at the most difficult times. 

Türkiye’de mobil iletişim sektörü 55 bin kişiyi 

istihdam ediyor 

Panelde mobil iletişim sektörünü değerlendiren GSMA Düzenleyici 

Politikalar Birimi Direktörü Adam Denton, sektörün Türk 

ekonomisine 28,8 milyar TL katkıda bulunduğunu, 55 bin kişiye 

dolaylı, 150 bin kişiye ise doğrudan olarak istihdam sağladığına 

dikkat çekti. Türkiye’de daha optimal vergilendirme rejimi kabul 

edildiği takdirde sektörün, ülkeye ekonomik katkısının daha 

fazla olacağını belirten Denton, mobil iletişim vergilerinde diğer 

sektörlere göre ayrımcılık yapıldığını vurguladı. 

Turkey’s mobile communication industry employs 55 thousand 

people 

Speaking in the panel, GSMA Head of Regulatory Policy Adam Denton 

provided an assessment of the Turkish mobile communication industry, 

saying that the industry contributed TL 28.8 billion to the Turkish 

economy, employing 55 thousand people directly, and 150 thousand 

people indirectly. Denton said that the industry’s contribution to 

the Turkish economy would be a lot more if the country adopts a 

more optimal taxation regime, pointing out that the present mobile 

communication taxes posed a discrimination against the ITC industry. 

Avrupa Birliği çerçevesinde, hiçbir AB ülkesinin benzer bir ücret 

uygulaması gerçekleştirmediğini, operatörlerin pazarda rekabet 

edebilmesi için vergi azaltılması gerektiğini aktaran Denton, hükümet 

adına operatörleri tarafından tüketicilerin toplanan vergilerin 

şeffaf olmadığını söyledi. Hükümetin acilen vergi sistemini 

gözden geçirmeli ve vergi yapısı değiştirmeli, diyen Denton, tüketiciler 

üzerindeki vergi yükünün azaltılması gerektiğini, aksi 

takdirde, bunun hükümet ve tüketiciler için iyi olmayacağını ifade 

etti. 

There was no example of this price policy among the European 

Union countries and tax reductions are needed for the operators to 

compete in the market, Denton said, adding that the tax collection 

by the operators from the consumers in the name of the government 

is by no means transparent. Denton asserted that the government 

should urgently review its tax system and change the current tax 

structure to reduce the tax burden on the consumers adding that 

otherwise it will not be for the good of the government and the 

consumers. 






« 

YOİKK 

2012-2013 Eylem 

Planları açıklandı 

2012-2013 Action 

Plans announced 

Haziran 2012 - Haziran 2013 dönemi YOİKK eylem planlarının belirlenmesine yönelik teknik komite çalışmaları, 

kamu ve özel sektör temsilcilerinin katılımı ile Haziran ayının ikinci yarısında gerçekleşti. 

Teknik Komiteler: 

1. Şirket İşlemleri ve Kurumsal Yönetim 

2. İstihdam 

3. GİTES ve Sektörel Lisanslar 

4. Yatırım Yeri, Çevre ve İmar İzinleri 

5. Vergi ve Teşvikler 

6. Dış Ticaret ve Gümrükler 

7. Fikri, Sınai Mülkiyet Hakları ve ArGe 

8. Yatırım Ortamı Mevzuatı ve Hukuksal Süreçler 

9. Finansmana Erişim 

10. Altyapı 

Technical Committees: 

1. Company Transactions and Corporate Governance 

2. Employment 

3. GİTES and Sectoral Licenses 

4. Investment Place, Environment and Zoning Permits 

5. Taxes and Incentives 

6. Foreign Trade and Customs 

7. Intellectual and Industrial Property Rights and R&D 

8. Investment Environment Legislation and Legal 

Procedures 

9. Access to Finance 

10. Infrastructure 

« 

Technical committee meetings for preparing the action plans of the Coordination Council for the Improvement 

of Investment Environment (YOİKK) for June 2012 – June 2013 period took place in the second half of June with 

the participation of the public and private sector representatives. 

Y 

OİKK (Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon 

Kurulu) bünyesinde ilgili tarafarın katılımı ile çalışan 

10 Teknik Komite, Haziran 2012 - Haziran 2013 

dönemi eylem planlarını belirlediler. YOİKK platformunun TOBB, 

TÜSİAD ve TİM ile birlikte 4 ana özel sektör üyesinden biri olan 

YASED’in önerileri de eylem planlarında yerini aldı. Sözkonusu 

eylem planı maddeleri, 2 Ağustos tarihinde Sayın Zafer Çağlayan 

başkanlığında yapılan YOİKK toplantısı ile resmiyet kazanarak 

kamuoyuna açıklandı. YOIKK bünyesindeki 10 Teknik Komite, 

Haziran 2013 tarihine kadar gerçekleştirilmek üzere 71 adet eylem 

planı maddesi belirledi. 71 maddenin 43 tanesi mevzuat değişikliği 

(Kanun/Yönetmelik/Genelge), 28 tanesi ise idari tedbir 

ve diğer çalışmaları gerektiriyor. 

Önümüzdeki dönem gerçekleştirmek üzere takibi yapılacak eylem 

planı maddelerinden örnekler: 

Şirket İşlemleri ve Kurumsal Yönetim 

• 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve alt düzenlemelerinin şirket 

işlemlerine etkisinin incelenmesi 

• Borsa Dışı Şirketlerde Kurumsal Yönetim İlkeleri’nin yeni Türk 

Ticaret Kanunu dikkate alınarak güncellenmesi 

1 

0 Technical Committees working with the participation 

of the relevant parties under the YOİKK have 

determined their action plans for June 2012 – June 

2013 period. Suggestions of YASED, which is one of YOİKK’s 

four main private sector members together with TOBB, TÜSİAD 

and TİM, were also included in the action plans. Items of the 

the action plan became official and announced to the public 

in the YOİKK’s meeting chaired by Economy Minister Zafer 

Çağlayan. 10 Technical Committees under the YOİKK have 

agreed upon a total of 71 action plans to be realized until 

June 2013. Of these 71 items, 43 require amendment in the 

current laws, regulations or communiqués, while 28 require 

administrative action. 

Example items of the action plan to be implemented in the next 

period and will be followed: 

Corporate Affairs and Corporate Governance 

• Examination of the effects of Turkish Commercial Code No. 6102 

and its pertinent regulations on transactions of the companies 

• Updating the Corporate Governance Principles in Non-Listed 

Companies in view of the new Turkish Commercial Code 

İstihdam 

• İşgücü piyasası düzenlemelerinin güvenceli esneklik yaklaşımıyla 

yeniden değerlendirilerek, esneklik-güvence dengesi temelinde 

iyileştirilmesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nda yer almayan 

esnek çalışma modellerinin hayata geçirilmesi 

• Yabancılara çalışma izni verilmesi sürecinin ve ölçütlerinin 

gözden geçirilerek iyileştirilmesi 

Yatırım Yeri, Çevre ve İmar İzinleri 

• 2872 sayılı Çevre Kanunu’na istinaden çıkarılan bazı yönetmeliklere 

ilişkin yaşanan aksaklıkların giderilmesi 

• Atık yönetimi ve geri kazanımı konularında yaşanan sıkıntıların 

giderilmesi için gerekli çalışmaların başlatılması 

Vergi ve Teşvikler 

• Damga vergisi ve harç uygulamalarının gözden geçirilmesi 

• İndirimli oran KDV iadelerine ilişkin uygulama süreçlerinde 

yaşanan sıkıntıların tespiti ve gerekli düzenlemelerin yapılması 

• Transfer fiyatlandırması uygulamasının KDV ile olan ilişkisinin 

ve düzeltme hükümlerinin açıklığa kavuşturulması amacıyla 

gözden geçirilmesi 

• AR-GE'ye yönelik teşvik düzenlemelerinde uygulama birliğinin 

sağlanması 

Dış Ticaret ve Gümrükler 

• Gümrük hizmetlerinde “Tek Pencere Sistemi”ne geçilmesine 

yönelik çalışmaların başlatılması 

Employment 

• Improvement of the labor market regulations based on 

flexibility-assurance balance through reviewing them in line 

with the assured flexibility approach and implementation of the 

flexible working models not included to the Labor Code No. 4857 

• Reviewing and improving the process and criteria for the 

issuance of working permit for foreign residents 

Investment Place, Environmental and Zoning Permits 

• Settlement of the problems due to some regulations issued 

under the Environmental Act No. 2872 

• Initiating the works towards settlement of the problems 

experienced on the subjects of the waste management and 

recycling 

Taxes and Incentives 

• Reviewing the current stamp tax and charge applications 

• Determination of the problems experienced in the processes of 

VAT refunds, and introduction of the required actions 

• Reviewing of transfer pricing applications in order to clarify its 

relationship with regard to VAT 

• Ensuring uniformity in applications regarding the R&D 

incentive regulations 

Foreign Trade and Customs 

• Initiating the studies for the introduction of the “Single Window 

System” in the customs services 

30 ekim /october 2012 

31



• İlgili kurumlar tarafından gerçekleştirilen ithalat ve ihracat denetim 

süreçlerinin analiz edilerek yeniden tanımlanması 

• Yetkilendirilmiş Yükümlü Statüsünün verilmesi ile İzinli Gönderici 

ve İhracatta Yerinde Gümrükleme Kolaylıklarının hayata 

geçirilmesi 

• İhracat kayıtlı antrepoların açılması için gerekli düzenlemelerin 

yapılmasına yönelik durum tespiti 

• Türkiye Lojistik Master Planının hazırlanması, yurtiçinde ve 

yurt dışında lojistik merkezleri kurulması, ihracat güzergahlarının 

çeşitlendirilmesi ve lojistik mevzuatının oluşturulmasına 

yönelik çalışmaların tamamlanması 

• Mevcut Bilgisayarlı Gümrük Etkinlikleri (BİLGE) sisteminin Avrupa 

Topluluğu Entegre Tarife Sistemine (TARIC) uyumunun sağlanması 

amacıyla gerekli düzenlemelerin yapılması 

• Dahilde İşleme İzin Belgesi kapama işlemlerinin elektronik ortamda 

yapılmasını sağlayacak altyapı gereksinimlerinin kurumsal 

bazda tespit edilmesi 

• Gümrük işlemlerinde mükelleflere aynı fiilden mükerrer ceza 

uygulanmasının önüne geçilmesi 

Fikri, Sınai Mülkiyet Hakları ve ArGe 

• Uluslararası yatırımcıların ArGe yatırımlarını Türkiye’ye çekmek 

için gereksinimlerin belirlenmesi 

• Açık inovasyon konusunda çalışma raporu hazırlanması 

Yatırım Ortamı Mevzuatı ve Hukuksal Süreçler 

• 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ve 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun 

Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun ile ikincil 

düzenlemelerin yürürlüğe girmesini müteakip uygulama sonuçlarının 

takip ve tespit edilerek gerekirse anılan mevzuatta ihtiyacı 

karşılayacak şekilde değişiklik yapılması 

• 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun 

Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun yürürlüğe 

girmesini müteakip uygulama sonuçlarının takip ve tespit 

edilerek gerekirse anılan kanunlarda ihtiyacı karşılayacak şekilde 

değişiklik yapılması 

• 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununda yatırım ortamının iyileştirilmesine 

yönelik değişiklikler yapılması 

• İhtisas mahkemelerinin yaygınlaştırılması 

Altyapı 

• Liman geri saha bağlantılarına liman kapasitelerinin azami 

kullanımına imkan verecek hale getiren bir plan hazırlanması 

• Analyzing and redefining the import and export control 

processes carried out by relevant institutions 

• Authorized Sender and On Site Custom Clearance in Exports by 

granting Authorized Economic Operator Status 

• An evaluation for making the necessary arrangements to open 

export registered warehouses 

• Preparing the Turkey Logistics Master Plan, establishing 

logistics centers at home and abroad, diversifying the export 

routes and completing the studies for the establishment of the 

logistics legislation 

• Making the necessary arrangements for the harmonization of 

the current Computerized Customs Activities (BİLGE) system with 

the Integrated Tariff of the European Communities (TARIC) System 

• Identifying on an institutional basis, the infrastructural 

requirements to enable the Inward Processing Authorization 

Certificate closing transactions in electronic environment 

• Preventing the application of reiterated penalty payment for the 

very same act in customs transactions 

Intellectual, Industrial Property Rights and R & D 

• Determining what is required in order to attract the international 

investors’ R & D investments into Turkey 

• Preparing a study report regarding open innovation 

Legislation on Investment Environment and Legal Processes 

• By prosecuting and identifying the results of the implementation 

following the enforcement of the secondary legislation with the 

Turkish Commercial Code No. 6102 and Law on the Enforcement 

and Implementation of the Turkish Commercial Code No. 6103, 

making amendments on the mentioned legislation to meet the 

requirements if needed 

• By prosecuting and identifying the results of the implementation 

following the entry into force of the Turkish Code of Obligations 

No. 6101 and the Law on the Enforcement and Implementation of 

the Turkish Code of Obligations No. 6098, making amendments 

on the laws referred to, to meet the requirements if needed 

• Making amendments for the improvement of the investment 

environment on the Law No. 2464 on Municipal Revenues 

• Increasing the number of the specialized courts 

Infrastructure 

• Preparing a plan for developing the port-hinterland connectivity 

32 ekim / october 2012





YOİKK Hakkında 

Yatırım Ortamını İyileştirme Koordinasyon Kurulu 2001 

yılında yatırım ortamını iyileştirme reform programı kapsamında 

kuruldu. 

Kamu ve özel sektörün bir araya gelerek yatırım ortamını 

iyileştirmek üzere 10 teknik komite altındaki konu başlıkları 

çerçevesinde çalışmalar yaptığı bir platform. 

YASED; TOBB, TİM ve TÜSİAD ile birlikte platformun üyesi 

olan 4 sivil toplum kuruluşundan biri. 

2011 yılında Bakanlar Kurulu Prensip Kararı ile çerçeve, 

usül ve esasları yeniden belirlendi. 

Her yıl belirlenen ve takvime bağlanan eylem planlarının 

gerçekleştirilmesine yönelik olarak özel sektörün 

de görüş ve katkıları ile kamu kurumları ile ortak çalışmalar 

yapılıyor. 

About YOİKK 

Coordination Council for the Improvement of the 

Investment Environment 

• Established within the framework of the reform 

program for the improvement of the investment 

environment in 2001 

• A platform where the public and private sectors 

come together to work under 10 technical 

committees for the improvement of the investment 

environment 

• YASED is one of the 4 business associations which 

are members of the platform along with TOBB, 

TÜSİAD and TİM. 

• The platform was restructured in 2011 with a 

Council of Ministers Decree. 

• Joint works for the realization of action plans are 

carried out with contribution and proposals from 

the private sector together with public authorities. 

• Elektronik haberleşme şebekelerinde kullanılan her türlü 

baz istasyonu, anten, kule, dalga kılavuzu, konteynır ve benzeri 

araç, gereç ve tesisatın kurulması, bunların taşınmazlar 

üzerine yerleştirilmesine ve bu tesislerin ortak kullanımına 

ilişkin usul ve esasların gözden geçirilerek ilave düzenlemeler 

yapılması 

• Yenilenebilir enerji alanında yerli ekipman üretimini teşvik 

eden uygulamada yerli tanımı vb. hususlarda usul ve esasların 

netleştirilmesi 

• Hidroelektrik santrali (HES) yatırımcılarının aynı nehir 

üzerinde yer almaları nedeniyle birbirlerine bağımlı olduğu 

havzalarda paydaşların ortak çıkarlarının korunabileceği yapılanmanın 

oluşturulması 

• Enerji ve tabii kaynaklar alanında yatırımcıların ihtiyaç 

duyduğu ve yatırım konusunda karar sürecini etkileyecek 

bilgi envanterinin hazırlanması. 

YOİKK 2012-2013 eylem planlarına ve YOİKK hakkında 

daha fazla bilgiye www.yoikk.gov.tr adresinden ulaşabilmektedir. 

to enable the maximum capacity utilization in the ports 

• Installing all kinds of base stations, antennas, towers, wave 

guides, containers and similar devices and equipment used in the 

electronic communication networks, reviewing the procedures and 

principles regarding the incorporation of these equipment on the 

immovables as well as the common usage of these facilities, and 

making additional regulations 

• Clarifying the procedures and principles on the issues of the 

definition of the term “local” etc. in the implementation encouraging 

the local equipment production in the field of renewable energy 

• Creating the structure where the common interests of the 

stakeholders can be protected in the basins that the hydroelectric 

power plant investors are dependent on each other due to the 

reason that they are located on the same river 

• Preparing an information inventory that the investors in the field 

of energy and natural resources require and to impact the decision 

process about the investment 

For the YOIKK 2012-2013 action plans and more information on 

YOIKK please visit: www.yoikk.gov.tr 






« 

« 

Koza Projesi’nin 4’üncüsü de 

başarıyla tamamlandı 

4th Koza Project completed 

successfully 

Geleceğin liderleri olan gençlerin yoluna ışık tutmak ve kariyerlerini şekillendirmelerine yardımcı olmak 

amacıyla YASED tarafından hayata geçirilen Koza Projesi’nin 4’üncüsü de başarıyla tamamlandı. Bu 

kapsamda, tam 150 öğrencinin bu projeden yararlanması sağlandı. Öğrenciler, YASED üyesi olan önde 

gelen şirketlerde yaptıkları stajların yanında çok değerli eğitimcilerin gönüllü katılımları ile eşsiz bir eğitim 

programına dahil oldular. 

The 4th Koza Project, initiated by YASED to provide guidance to young people, the nation's future 

leaders, by helping them shape their careers, has been successfully completed. A total of 150 

students had the opportunity to benefit from the project. Hence the students had the opportunity to 

both participate in a distinguished traning program and intem at leading YASED member companies. 

« 

« 

Y 

ASED’in üniversite öğrencilerini iş hayatıyla tanıştırmak 

ve kariyerlerini şekillendirmelerine yardımcı olmak 

amacıyla yürüttüğü Koza Projesi’nin 4’üncüsü, 

13 Ağustos Pazartesi günü Vodafone Genel Merkezi’nde düzenlenen 

törenle sona erdi. Kapanış toplantısında YASED üyeleri şirketlerde 

staj yapan 150 öğrenciye sertifikaları verildi. Sertifikalar, 

öğrencilerin tamamına tek tek firma mentorleri tarafından takdim 

edildi. 

Özellikle az gelişmiş kalan bölgelerde bulunan öğrencilere fırsat 

eşitliği sunma amacını güden projeye 60 şirket destek verdi. 

Öğrenciler stajlarına 9 Temmuz 2012'de başladılar ve ilk 3 gün 

YASED’in eğitim ve oryantasyon programına tabi tutuldular. 30 

gün süren staj boyunca öğrencilerin konaklama masrafarı dail 

her türlü ihtiyaçları YASED ve YASED üyesi şirketlerce karşılandı. 

Törende öncelikle Düşler Akademisi’nin Koza Projesi’ne yönelik hazırlamış 

olduğu belgesel sunuldu. Törenin açılış konuşmasını Proje 

Lideri Zuhal Çivi gerçekleştirdi. Çivi konuşmasında, projenin bu yıl 

dördüncüsünü gerçekleştirmiş olmalarına rağmen heyecanlarını kaybetmediklerini 

belirterek, “Fırsat eşitliği, yeni ufuklar açmak için yola 

çıktığımız Koza Projesi’nin 4.’sünü de başarıyla tamamladık” diye konuşmasını 

sürdürdü. 

Stajlarını tamamlayan öğrencilerin gelecekteki iş hayatlarında 

nelerle karşılaşacaklarını, farklı kişileri, farklı departmanları 

tanıma fırsatı bulduklarını ifade eden Çivi, “Stajlarınız sayesinde 

pek çoğunuz geleceğini nasıl şekillendireceğine karar 

verdi, disiplinli çalışma hayatının ne kadar önemli olduğunun 

farkına vardı, yabancı dil öğrenmenin bir zorunluluk olduğunu 

kavradı”dedi. 

YASED Koza Projesi kapsamında sosyal iletişim sitesi facebook’ta 

grup kurulduğunu, grup sayesinde öğrencilerin birbiriyle ileti- 

Zuhal Çivi, “Fırsat eşitliği, yeni ufuklar açmak için 

yola çıktığımız Koza Projesi’nin 4.’sünü de başarıyla 

tamamladık” dedi. 

Zuhal Çivi said, "We have successfully completed the 

4th Koza Project, with which we aimed to promote 

equal opportunities and open new horizons." 

T 

he 4th implementation of YASED's Koza Project, 

which aims to help introduce university students 

to professional life and develop their careers, 

was concluded with a ceremony held at Vodafone Head Office 

on Monday, August 13. At this final gathering 150 students 

interning at YASED member companies were presented with their 

certificates by corporate mentors. 

Zuhal Çivi 

Proje Lideri ve 

Nestle İK Direktörü 

Project Leader and 

Netsle HR Director 

The project, which was supported 60 companies, aimed to 

offer equal opportunities to students in the least developed 

regions of Turkey. The students started their internships 

on July 9, 2012 and underwent a training and orientation 

program for the first three days. Throughout the 30-dayinternship, 

the students were provided with all their needs 

such as accommodation expenses by YASED and YASED 

member companies. 

Firstly, a documentary on the Project shot by the Dreams 

Academy was presented during the ceremony. Opening 

address of the ceremony was made by Zuhal Çivi, Project 

Leader. In her speech Çivi said that their enthusiasm was 

undiminished despite this being the 4th project achieved this 

year, continuing, "We have successfully completed the 4th Koza 


37





şimlerini koparmadığna ifade eden Çivi, staj dolayısıyla tanışanların 

birbirlerine destek olabileceklerine dikkat çekti. 

Çivi’nin konuşmasının ardından öğrencilerin Koza Projesi’nde 

edindikleri deneyimler ve tecrübeler hakkında görüşleri alındı. 

Koza benim için büyük şanstı 

Karadeniz Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği 

Bölümü’nde okuyan Şafak Yalçındağ, YASED Koza Projesi 

hakkındaki düşüncelerini şu şekilde paylaştı: “Kendi kariyer 

yolumuzun mimarı olarak, başarılı bir meslek hayatının güçlü 

temellerini atmak adına, okuduğumuz ve doğduğumuz yer 

açısından sahip olduğumuz dezavantajları fırsata çeviren 

Koza Projesi sayesinde edindiğim tecrübeyle güçlü bir temel 

için ilk adımı attığımı düşünüyorum. 

Staj yaptığım şirkette yaklaşık 110 kadar daha stajyer stajına 

benimle başladı. Sahip olduğum teorik ve pratik bilgi birçoğuna 

kıyasla çok daha iyi, buna rağmen özgüven noktasında 

birçoğunun bizden daha iyi aşılanmış olduğunu gözlemledim. 

Kendi adıma bu problemi bulmak ve çözmek için bu proje büyük 

bir fırsat oldu. Şirketteki staj süresince alabileceğim en iyi 

eğitimi alabilmem için yönlendirildim. Şirketteki herkesin sorduğu 

bir soru vardı. Kimin referansıyla staja kabul edilmiştim. 

Buradaki tüm stajyerler referanslarıyla staja kabul edilmişlerdi. 

Bu bağlamda böyle bir imkanın sağlanmış olması benim 

için büyük şanstı.” 

Project, with which we aimed to promote equal opportunities 

and open new horizons." 

After explaining how the students who completed their internships 

had an opportunity to get to know what they would encounter 

in their future professional lives, meeting different people and 

working in different departments, Çivi said, "Thanks to your 

internships many of you have decided how you will develop your 

future, realized the importance of a disciplined working life, and 

grasped that learning a foreign language is indispensable." 

Touching on the group set up on social networking site Facebook 

as part of the Koza Project and how it has helped students to keep 

in touch, Çivi pointed out that those who have met through their 

internships will be able to support one another in the future. 

After the speech by Çivi students were asked about what they 

had experienced and learnt through Koza Project. 

Koza was a great opportunity 

Şafak Yalçındağ, a student at the Karadeniz Technical 

University Faculty of Mechanical Engineering, "As the architect 

of my own career path, I feel I have taken the first step toward 

laying a strong foundation with the experience gained through 

the Koza Project, which turned the disadvantages of the place 

where I was born and schooled into advantages to lay strong 

foundations for a successful professional life. 

At the company where I did my internship around 110 other 

interns started along with me. My theoretical and practical 

knowledge was very good compared with many of them, yet 

I observed that some were instilled with more self-confidence 

than me. Personally I can say that this project was a great 

opportunity to find that problem and solve it. Throughout the 

internship at the company I was directed to receive the best 

training. There was a question everybody in the company 

asked: Whose reference had got me accepted as an intern 

All the interns there had got in with a reference. For such an 

opportunity to be offered to me in this context was a great 

opportunity." 

Hayatımın 30 altın gününü İstanbul'da geçirdim 

I spent the 30 golden days of my life in Istanbul 

Fırat Üniversitesi’nde Kimya Bölümünü bitiren ve projeye 

Elazığ’dan katılan Ali Kurtul, Koza Projesi ile ilgili şunları söyledi: 

“23 yaşındayım. YASED’in projesini şans eseri internette 

gördüm. Hemen formu doldurdum ve birkaç hafta sonra mülakat 

daveti geldi. Bir kere rüya şehir İstanbul’a gitmek ve orada 

sınırsızca gezmek hayatımda hiçbir zaman mümkün olmamıştı. 

İstanbul’da görmediğim yer kalmadı gibi bir şey. Katıldığımız 

seminerlere Türkiye’nin hatrı sayılır eğitmenleri geldi. 

Örnek gösterilen işadamları arasında benim idolüm hayata 

sıfırdan başlamış, yokluğu görmüş, ancak şimdi restoranları 

olan ve hazır dondurulmuş gıda devi bir şirketin Yönetim Kurulu 

Başkanı ve Sahan Restoranları’nın sahibi Tahir Tekin Özkan 

olmuştu. Hayatıma anı olacak 30 altın gün oldu benim için…” 

İşin bizi seçtiği değil, bizim işi seçtiğimiz bir gelecek… 

KTÜ İşletme Bölümü 4. sınıf öğrencisi Özgür Öztürk, Koza 

Projesi kapsamında YASED stajyeri olarak stajını tamamladı. 

Staj hakkında düşüncelerini bizlerle paylaşan Özgür: “Bizlere 

yaz döneminde belki de çoğumuzun ulaşılması güç diye nitelendirdiği 

firmalarda staj yapma ve İstanbul’a gelme olanağı 

veren YASED ailesine sizlerin ve kendim adına teşekkürü bir 

borç bilirim. İstanbul, kimimiz için bilinmeyen bir denklem, 

kimimiz için içinden çıkılamaz karmaşık bir yapı, kimimiz için 

de korkutucuydu. Buna rağmen acısıyla tatlısıyla yaklaşık 1 ay 

gibi bir süre hem profesyonel iş hayatının içerisinde bulunduk 

hem de yeni insanlar tanıma fırsatı bulduk. Eminim ki bu 

yaz dönemi ileriki iş hayatımızda hep bir artı olarak aklımızda 

bulunacaktır. Sonuç olarak hepimiz seçilmiş birer öğrenci 

olarak bu projeye dahil olduk ve alnımızın akıyla sonuna kadar 

gelmeyi başarabildik. Her birimiz kendimizi rakiplerimize 

göre bir adım daha önde görmeliyiz. " 

Ali Kurtul, graduate of the Fırat University Department of 

Chemistry and participating the project from Elazığ, said: "I am 

23 years old. I happened to come across the YASED project on 

the Internet. I immediately filled in the form and after a few weeks 

I was invited to an interview. I had never had the opportunity 

to just come to the dream city of Istanbul and tour it freely. 

There's virtually nowhere in Istanbul I haven't seen. Turkey's 

notable trainers came to the seminars we attended. One of the 

businessmen presented as an example, my idol, had started 

life with nothing, experienced poverty, but is now the CEO of 

a company with restaurants and a ready-frozen ice-cream food 

giant, and the owner of Sahan Restaurants, Tahir Tekin Özkan. 

They were 30 golden days of memories for my life..." 

A future where we choose the job, instead of the job choosing us... 

Fourth year student at the Karadeniz Technical University 

Faculty of Business Administration Özgür Öztürk completed his 

internship as a YASED intern with the Koza Project. Sharing his 

thoughts on the internship with us, Özgür said, "On behalf of 

you and myself, I would like to express my debt of gratitude 

to the YASED family for enabling us to become interns for 

the summer period at companies that most of us would have 

thought were inaccessible. "For some Istanbul was an unknown 

equation, for some unfathomably complicated, and for some 

frightening. Despite this, for about a month of ups and downs 

we experienced professional working live as well as meeting 

new people. I'm sure that this summer period will always stick 

in my mind as a plus in my working life. "As a result each one 

of us, students who were selected were included in the project 

and have made it to the end by the sweat of our brow. Every one 

of us should see ourselves as a step ahead of our competitors." 


« 

« 

YOL HARİTASI 

ROAD MAP 

Türkiye ile İtalya arasında ilişkiler 

artış gösteriyor 

Relations between Turkey and Italy 

develops 

Türkiye’nin ekonomik gelişimine ve istikrarına 

güvenen İtalyan şirketlerin 50 yılı aşkın zamandır 

Türkiye’de faaliyet gösterdiğini söyleyen İtalya 

Başkonsolosu Gianluca Alberini ile Türkiye ve İtalya 

ticari ilişkileri hakkında sohbet ettik. 

We have discussed the trade relations between 

Turkey and Italy with the Italian Consul General 

Mr. Gianluca Alberini, who says that the Italian 

companies that have confidence in the economic 

growth and stability of Turkey, have been 

operating in the country for more than 50 years. 


Gianluca Alberini 

İtalya Cumhuriyeti İstanbul Başkonsolosu 

Consul General of Italian Republic in Istanbul 

T 

ürkiye’de, son 3 içerisinde faaliyet gösteren İtalyan 

firmaların sayısının katlanarak arttığını ve mevcut 

durumda 936 İtalyan şirketinin üretim gerçekleştirdiğine, 

bunun yanında 2012 yılında 80 binin üzerinde vize verdiklerine 

dikkat çeken İtalya Başkonsolosu Gianluca Alberini: 

“Bu çok hızlı büyüyen bir faaliyet. Türkiye’ye ilk geldiğim sene 

bu rakam 52 bindi. İki yılda 30 bin artış, çok fark edilir bir büyüme 

oldu” diyor. 

Öncelikle, İtalyan şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmaya dönük 

yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz Bu konudaki düşüncelerinizi 

bizimle paylaşır mısınız 

Öncelikle birkaç somut veriyi paylaşarak başlamak istiyorum. 

Son verilere göre şu anda Türkiye’de yatırım yaparak faaliyet 

gösteren 936 İtalyan şirketi var. Bu şirketler Türkiye’de otomotivden, 

gıdaya, beyaz eşyadan mobilyaya ve tekstile kadar 

İtalya’daki tüm üretim çeşitliliğini yansıtacak biçimde yatırım 

yapıyorlar. Bu şirketlerin büyük bir kısmıyla iletişim ve iş birliği 

halindeyiz. Türkiye’de yatırım yapan İtalyan şirket sayısında 

son yıllarda ciddi bir artış var. Türkiye’de göreve başladığımda, 

2010 yılının başında 700’ün üzerinde şirket mevcuttu, 

şimdilerde ise Türkiye’de yatırım yapan İtalyan şirket sayısı 

900’ün üzerinde. Bu da yatırımcıların Türkiye’yle çok daha 

fazla ilgilenildiklerinin açık bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. 

Peki, bu artan ilginin nedenleri sizce neler Bize bu konuda bilgi 

verebilir misiniz İtalyan şirketleri açısından bakıldığında 

Türkiye’de yatırım yapmanın avantajları sizce nelerdir 

İlk olarak şunu söyleyebilirim; İtalyan şirketleri bu ülkenin ekonomik 

gelişimine ve tabii ki istikrarına yürekten inanmaktalar. 

Bu aslında yeni bir şey değil ama İtalyan şirketleri Türkiye’ye yatırım 

yapmaya çok uzun yıllar önce başladılar. Türkiye’de 50 yıl 

önce açılan üretim tesisleri var, örneğin Fiat ve Pirelli 50 yılı aşkın 

zamandır Türkiye’de faaliyet göstermekte. Bunlar oldukça büyük 

yatırımlar. Bu çok uzun yıllar önce hayata geçen yatırımların yanı 

sıra çok yakın zamanda hayat bulan yatırımlar da mevcut. Buna 

örnek olarak son on yılda bankacılık sektöründeki gerçekleşen 

yatımları görebiliriz. İtalyan şirketleri için Türkiye’nin bir yatırım 

merkezi olarak cazip olmasının ikinci sebebinin de fiziki yakınlık 

olduğunu belirtmeliyim. Türkiye, İtalya’ya sadece iki buçuk saatlik 

bir uçuş mesafesi içerisinde. İki ülke arasında direkt uçuşlar 

mevcut. 

YOL HARİTASI 

ROAD MAP 

C 

onsul General of Italy, Gianluca Alberini, indicates that 

the number of Italian companies operating in Turkey 

have increased exponentially in the last three years. 

He says that currently, a total of 936 Italian companies carry out 

production in the country and underlines that in the year 2012, 

they have issued over 80 thousand visas: “This is a very rapidly 

growing activity. When I first came to Turkey, the number was 

52 thousand. An increase of 30 thousand in two years has been 

quite a noticeable growth.” 

First of all, how do you assess the approach of Italian companies 

towards investing in Turkey Could you share your opinion on 

this issue with us 

Principally, I would like to share some concrete data. According 

to the most recent data, there are currently 936 Italian companies 

investing and operating in Turkey. These companies invest in 

Turkey in a way that reflects the entire range of production in 

Italy; from automotive, furniture and textile, to food and white 

goods. We maintain contact and cooperation with a significant 

portion of these companies. There has been a large increase in 

the number of Italian companies that have invested in Turkey 

in the recent years. At the beginning of 2010, there were more 

than 700 companies, when I took charge of my duty in Turkey. 

Currently the number is above 900 Italian companies that invest 

into Turkey. I believe this is a clear indication that investors are 

taking an increased interest in Turkey today. 

What do you think are the reasons for this increased interest 

Could you tell us about that What do you think are the advantages 

of making investments in Turkey for Italian companies 

First of all, I can say that Italian companies strongly believe in 

the country’s economic development and of course, its stability. 

In fact, this is not new; Italian companies began to invest in 

Turkey many years ago. There are production facilities that were 

commissioned 50 years ago. For instance Fiat and Pirelli have 

been operating in Turkey for more than 50 years. These are quite 

sizable investments. In addition to these investments made many 

years ago, there are also investments that have been made very 

recently. The investments in the banking industry, which have 

been realized in the last decade, are a good example of this. 

I must indicate that secondly, Turkey is an attractive investment 

location for Italian companies in its physical proximity. Turkey 

41

YOL HARİTASI 

ROAD MAP 

YOL HARİTASI 

ROAD MAP 

Bu nedenlerin dışında bir diğer faktörde, İtalyan şirketleri çoğunlukla 

burada Türk ortaklarıyla birlikte hareket ediyorlar. İtalyan 

işadamlarının Türk pazarına girmeyi çok cazip bulmalarının 

ana nedenlerinde biri her iki ülke insanının düşünüş tarzı ve 

davranışlarının birbirine çok benzemesi. İtalyanların ve Türklerin 

iş yapma zihniyetleri birbirine çok benziyor, iş yapma tarzları 

arasında çok fazla ortak nokta var. Bu ortak noktaları kısaca şöyle 

açıklayabilirim: İtalya ekomonisin yapısına bakarsanız, büyük 

grupların aile şirketleri tarafından yönetildiğini görürsünüz. İş 

yapış biçimleri arasındaki bu tip benzerlikler Türkiye ve İtalya 

arasındaki iş anlaşmalarını farklı tarzda iş yapma biçimine sahip 

olan diğer ülkelere nazaran daha olanaklı hale getiriyor. Dolayısıyla 

diğer ülkelere göre buraya gelip ortak bulma konusunda 

kolaylık yaşıyorlar. 

Yapılan yatırımların bir önemli özelliği de ticarete yansıması. Karşılıklı 

ticaretin gelişmesi de aslında bu yatırımlara bağlı olarak 

şekilleniyor. Mesela Fiat burada yatırım yapıyor ve daha sonra 

Türkiye’den tüm Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapıyor. Diğer 

birçok şirket de aynı şekilde Türkiye’de üretiyor ve Türkiye’den 

ihraç ediyorlar. Dolayısıyla bu çok kompleks ve katmanlı bir ilişki. 

İtalya, Türkiye'nin ikinci ticaret ortağı ve iki ülke arasındaki 

ticaret hacmi yılda yüzde 20'nin üzerinde artış gösteriyor. İtalya, 

aynı zamanda Türkiye’deki en büyük beşinci yabancı yatırımcı 

konumunda bulunuyor. Dolayısıyla gerçekten ilginç, güçlü ve 

gittikçe büyüyen bir ilişki var iki ülke arasında. 

İtalyan yatırımcılar için Türkiye’deki en ilgi çekici sektörler sizce 

hangileri 

is within a two and a half hour flight distance from Italy. Direct 

flights are available between the two countries. 

The other factor is that Italian companies are often cooperating 

with their Turkish partners here. One of the major reasons that 

Italian businessmen find entering into the Turkish market very 

attractive is that, the way of thinking and behavior of the people 

in both countries are very similar. The business mentality of 

Italians and Turks are very much alike; they have a lot in common 

in their way of doing business. I can briefly explain these common 

points. If you look at the structure of the Italian economy, you see 

that large groups are managed by family enterprises. 

This type of similarity make establishing business agreements 

between Turkey and Italy more likely, compared to the other 

countries with different styles of doing business. Therefore, 

Italians have no difficulty coming here and finding a partner, 

compared to other countries. 

Another important characteristic of the investments being made 

is that they reflect on trade. The development of mutual trade is 

actually shaped based on these investments. For instance, Fiat 

invests in Turkey and exports to all countries in the European 

Union from Turkey. Similarly, there are many other companies 

that manufacture in Turkey and export from Turkey. So this is 

a very complex and multifaceted relationship. Italy is Turkey’s 

second trade partner and the trade volume between the two 

countries indicates a growth of more than 20 percent per year. At 

the same time, Italy is the fifth largest, foreign investor in Turkey. 

There is such an interesting, strong and intensifying relationship 

between the two countries. 

For Italian investors, which industries do you think are the most 

attractive in Turkey 

The Italian economy enjoys a specialized structure in many 

industries. Among these fields of specialization, I would say 

that the machinery and automotive and industries are primarily 

attractive. For this reason, there are investments in these fields 

in Turkey. As the Italian life style and way of dressing are very 

well known in Turkey, the companies operating in the fabric 

industry, for example, are also among the investors. In addition 

to those, there are very small investors as well, such as the Italian 

restaurants and ice cream chains opening in Turkey. In short, 

İtalyan ekonomisi birçok sektörde uzmanlaşmış bir yapıya sahip. 

Bu uzmanlık alanları içinde ilk sırada otomotiv ve makineyi 

sayabilirim. O nedenle bu alanda Türkiye’de yatırımlar mevcut. 

İtalyan yaşam ve giyim tarzı Türkiye’de çok iyi tanındığı ve bilindiği 

için mesela kumaş endüstrisinde faaliyet gösteren şirketler 

de yatırımcılar arasında yer almakta. Bunların yanı sıra çok küçük 

yatırımcılarımız da var. Örneğin, Türkiye’de de açılan İtalyan 

restoranları ve dondurma zincirleri gibi. Özetle, en küçüğünden 

en büyüğüne her sektörde yatırımlar var. Ayrıca, bankacılık sektöründe 

UniCredit ile Yapı Kredi Bankası’nın ortaklığının oldukça 

tatmin edici bir yatırım olduğunu söyleyebilirim. 

Türkiye’deki uluslararası yatırımların artırılması için sizce neler 

yapılmalı 

Aslında bir nevi kriz ortamı olması sebebiyle fon akışı baskı altında 

olduğundan yatırımların biraz sınırlandığını söylemek mümkün. 

Ama tüm bunlara rağmen İtalyan şirketlerinin Türkiye’ye 

ilgisi devam ediyor. Yatırımlarda bir azalma yok. 

Türk hükümetinin Türkiye’deki uluslararası yatırım ortamını 

desteklemek için hangi yasal aksiyonları alması gerektiğini düşünüyorsunuz 

İtalyan yatırımcılar bu konuda nasıl bir somut 

beklenti içindeler 

Aslında İtalyan yatırımcılarının diğer yatırımcılardan farklılaşan 

istekleri olduğunu söyleyemem. İtalyan yatırımcılar da Türkiye’deki 

yatırımcılarla ortak isteklere sahipler. Şeffafık, daha 

az bürokrasi, fikri mülkiyet haklarının korunması ya da daha 

iyi hale getirilmesi. Tüm bunlar daha adil bir rekabet ortamının 

oluşabilmesi açısından oldukça önemli. Burada üretim yapan 

birçok İtalyan şirketin ürünleri, İtalyan tasarımını ve teknolojik 

inovasyonunu barındırıyor. Hükümetin hayata geçirdiği bazı düzenlemelerin 

yerel otoriteler tarafından uygulanmasının zaman 

alması dile getirilen şikâyetler arasında yer alıyor. 

Biraz da İtalya hakkında konuşalım istiyoruz. Bize son zamanlarda 

İtalya ekonomisi ve yatırım ortamında ne gibi değişimler 

yaşandığından bahseder misiniz Kriz, İtalya ekonomisini nasıl 

etkiledi 

İlginç olan krizin bir endüstri krizi olarak başlamaması aslında. 

Hepimizin bildiği kriz finansal bir kriz olarak başladı. Elbette bu 

krizin üretime çok büyük bir yansıması oldu. Ancak İtalyan endüstrisi 

oldukça sağlam ve bu büyük meydan okumayla oldukça 

iyi bir şekilde mücadele ediyor. Bu mücadelenin ve bu krize 

from the smallest to the largest, there are investments in every 

industry. Furthermore, I would say that the partnership between 

UniCredi and Yapi Kredi Bank in the banking industry has been 

quite a satisfactory investment. 

What do you think should be done in order to increase 

international investments in Turkey 

It is actually possible to say that the investments are limited, to 

a certain extent, as the flow of funds are under pressure due to 

some sort of crisis in the background. However, despite this, 

Italian companies maintain their interest in Turkey. There is no 

decrease in investments. 

Which legal actions do you think the Turkish government 

should take in order to support the international investment 

environment in Turkey What type of tangible expectations do 

the Italian investors have regarding this issue 

In fact, I cannot say that the Italian investors have any requests 

different from other investors. Italian investors have the 

common requests of investors in Turkey. Generally requests are 

transparency, less bureaucracy, protection of intellectual rights 

or optimization of these rights. All these are very important for 

the formation of a fair competitive environment. The products of 

many Italian companies, which are engaged in production here, 

feature Italian design and technological innovation. It is among 

the complaints raised that certain regulations brought to life by 

the government, take some time to be implemented by the local 

authorities. 


YOL HARİTASI 

ROAD MAP 

YOL HARİTASI 

ROAD MAP 

uygun çözümler yaratmanın en iyi göstergelerinden biri olarak 

ihracat artışlarını göstermek mümkün. İtalyan şirketleri iç piyasalardaki 

baskıyla yeni pazarlar bulmak ya da var olan eski pazarlardaki 

güçlerini büyütmek için çaba harcıyorlar. Bu alanda 

oldukça başarılılar. Bu dönemde ihracat yapan şirketlerin sayısında 

ciddi bir artış oldu. Büyük şirketler böyle kriz dönemlerinde 

kendine yetebiliyor ancak küçük ve orta büyüklükteki şirketlerin 

yardıma ihtiyacı oluyor. Hem hükümet hem de endüstriyel 

örgütler bu tip şirketlere destek oluyorlar. Ticaret Genel Sekreterliği 

altındaki bakanlığımızın da en önemli misyonlarından 

biri bu. Ancak tabii ki sonuca ulaşmak zaman alıyor bu da zaten 

oldukça normal. Ama orta vade de bu çabaların olumlu sonuçlar 

getireceğine inanıyoruz. 

Türkiye’deki İtalyan yatırımcılar için Konsolosluk’ta ne gibi hizmetler 

sunuyorsunuz 

Ankara’da Büyükelçiliğimiz, İstanbul’da Konsolosluğumuz ve 

Ticari Ataşeliğimiz, İzmir’de de konsolosluğumuz var. Tüm birimler 

birbiriyle koordineli çalışıyorlar ve ilk olarak şirketlere 

istedikleri bilgileri vermeye çalışıyorlar. Ayrıca İtalya’daki ana 

We would like to talk a little about Italy as well. Can you tell us 

about what type of changes have been taking place in the Italian 

economy and the investment environment recently How has the 

crisis affected the Italian economy 

In fact what is interesting is that the crisis did not start as an 

industry crisis. As we all know the crisis started as a financial 

one. Of course, the reflection of the crisis on production is seen 

on a large scale. However, the Italian industry is quite strong and 

has been coping with this big challenge quite well. It is possible 

to point to export growth, as one of the best indicators of this 

struggle and creating appropriate solutions to this crisis.. With 

the pressure on domestic markets, they endeavor to find new 

markets or to improve their strength in their existing markets. 

They are very successful in this aim. A serious increase has been 

recorded in the number of exporting companies during this 

period. Large companies may remain self-sufficient in such crisis 

periods, however small or medium size companies need help. 

Both the government and industrial organizations support these 

types of companies. This is one of the most important missions 

of our ministry under the Trade General Secretariat. However, 

of course it takes time to achieve the result and this is normal. 

But on average, we believe that these efforts will bring positive 

results. 

What type of services do you offer at the Consulate, for the 

Italian investors in Turkey 

We have our Embassy in Ankara, Consulate and Commercial 

Attaché’s Office in Istanbul, and Consulate in Izmir. All units work 

in coordination with each other and try to relay the requested 

information to companies. Furthermore we provide support for 

information flow to the main industrial organizations in Italy. We 

prepare newsletters on economic opportunities, and this is a part 

of our routine work in order to provide information. We promote 

the Italian businessmen to visit Turkey on a regular basis. We 

host the Turkish businessmen at the Italian Ministry of Foreign 

Affairs. We prepare visas for Italian businessmen who would like 

to take Turkish businessmen and their employees in Turkey to 

Italy. We have issued more than 80 thousand visas in 2012. This 

is a very rapidly growing activity. This figure was 52 thousand the 

year when I first arrived in Turkey. An increase of 30 thousand in 

two years has been a noticeable growth. This significant growth 

creates pressure on our workload. We keep up with this load by 

increasing our efficiency, in order to sustain this growth. We 

2012 yılında 80 binin üzerinde vize verdik. Bu 

çok hızlı büyüyen bir faaliyet. Türkiye’ye ilk 

geldiğim sene bu rakam 52 bindi. İki yılda 30 

bin artış, çok fark edilir bir büyüme oldu. 

endüstriyel örgütlere de bilgi akışı desteği veriyoruz. Ekonomik 

fırsatlar üzerine bültenler hazırlıyoruz, bu da enformasyon sağlamak 

açısından bizim rutin işlerimizden biri. Düzenli olarak İtalyan 

işadamlarının Türkiye’yi ziyaret etmesine önayak oluyoruz. 

Türk işadamlarını İtalya Dışişleri Bakanlığı’nda konuk ediyoruz. 

Ayrıca Türk işadamları ve Türkiye’deki çalışanlarını bir sebeple 

İtalya’ya götürmek isteyen İtalyan işadamları için vize hazırlıyoruz. 

2012 yılında 80 binin üzerinde vize verdik. Bu çok hızlı 

büyüyen bir faaliyet. Türkiye’ye ilk geldiğim sene bu rakam 52 

bindi. İki yılda 30 bin artış, çok fark edilir bir büyüme oldu. Bu 

önemli bir büyüme olduğu için iş yoğunluğumuz üzerinde baskı 

oluşturuyor. Bu büyümeyi sürdürmek için verimliliğimizi artırarak 

yoğunluğa ayak uyduruyoruz. Genelde vizeleri 2-3 gün içinde 

tamamlıyoruz ancak acil bir durum ortaya çıktıysa 1 gün içinde 

bile tamamlayabiliyoruz. 

Koşullarda bir kolaylık mı oldu Bu kadar kısa sürede nasıl geri 

dönüş yapabiliyorsunuz 

Avrupa Birliği Schengen vizesi kurallarında da kolaylıklar getiriyor 

ama biz de şartları kolaylaştırıyoruz. Karşıdaki kişiye yardımcı 

olmaya çalışıyoruz. Önceden başvuran kişinin belgeleri 

eksik bile olsa direk başvurusu reddedilebiliyordu ancak şimdi 

belgeler eksik olduğunda kişi aranarak önce eksik belgeleriyle 

ilgili bilgilendiriliyor ve o belgeleri tamamlaması için olanak 

tanınıyor. Dolayısıyla biraz ileri görüşlü ve pro-aktif bir çalışma 

yapıyoruz. 

Türkiye’de Ar-Ge yatırımı yapan şirketler var mı Bu konuda bizi 

bilgilendirebilir misiniz 

Tofaş Grubu yeni Doblo’yu tamamen Türkiye’de üretti ve bundan 

büyük bir gurur duyduk. Bu otomobil yurtdışına da ihraç edildi. 

Yüksek teknolojik ürünler üreten Pirelli, 50 yılı aşkın süredir 

Türkiye’de tekerlek üretiyor. Pirelli ayrıca Formula 1 tekerleklerini 

Türkiye’deki tesislerinde üretiyor. Formula tekerlekleri çok yeni 

bir teknolojiyle üretiliyor. 

We have issued more than 80 thousand visas in 

2012. This is a very rapidly growing activity. This 

figure was 52 thousand in the year when I first 

arrived Turkey. An increase of 30 thousand in two 

years has been a noticeable growth. 

generally complete the visas within two or three days, however 

if an emergency arises, we can complete the procedure even 

within one day. 

Have the requirements become any easier How can you 

complete the process on such short notice 

The European Union facilitates Schengen visa requirements but 

we do work on these terms as well. We try to assist each person. 

Earlier, if a document was missing, that person’s application 

would be rejected instantly. Now under the same conditions, 

that person is contacted by phone, informed of the missing 

documents and is allowed to complete the procedure. Therefore 

we need to work with far-sighted and pro-active vision. 

Are there any companies investing in Re-De Can you inform us 

about this 

Tofaş Group has produced the new Doblo wholly in Turkey and 

we feel proud about this. This automobile has been exported 

overseas. Pirelli, which produces high-tech products, has 

been producing tires in Turkey for the last 50 years. Pirelli also 

produces Formula One tires in its plant in Turkey. Formula tires 

are produced with cutting-edge technology. 


ÇALIŞMA GRUPLARI 

WORKING GROUPS 

YASED Sigortacılık ve Bireysel 

Emeklilik Çalışma Grubu kuruldu 

YASED Insurance and Private Pension 

Working Group is established 

Akın Kozanoğlu 

YASED Yönetim Kurulu Üyesi ve 

Ergo Grubu Holding A.Ş. 

Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı 

YASED Board Member and 

Ergo Group Holding Vice Chairman 

« 

« 

YASED, çalışma gruplarının arasına bir yenisini 

daha ekledi. Sigortacılık ve Bireysel Emeklilik 

Çalışma Grubu Haziran 2012’de faaliyetlerine 

başladı. 

YASED Insurance and Private Pension Working 

Group kick started its activities in June 2012. 

S 

peaking on the initiation of the Insurance and 

Private Pension Working Group, which held its first 

meeting in June, Akın Kozanoğlu, YASED Board 

Member and Ergo Group Holding Vice Chairman said: “The 

insurance sector in Turkey has a significant growth potential. 

And international investors have about 70 percent share in the 

country’s insurance and private pension sector. We believe that 

steps should be taken to improve the investment environment 

in our country, in order to ensure international investors’ 

long-term presence in the market, as well as maximize their 

contribution to the Turkish economy by increasing their 

investments. We tested the interests of our existing members 

and received rather positive feedback, prior to the Group’s 

establishment. Looking at the further feedback from new 

members that joined the Group, following its establishment, 

we understand that YASED can provide a good platform on 

which beneficial work can be carried out.” 

İ 

lk toplantısını Haziran ayında yapan Sigortacılık ve 

Bireysel Emeklilik Çalışma Grubu’nun çıkış noktasını 

anlatan YASED Yönetim Kurulu Üyesi ve Ergo Grubu 

Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Akın Kozanoğlu, 

şöyle konuştu: “Türkiye’de sigortacılık sektörü önemli bir 

büyüme potansiyeline sahip. Uluslararası yatırımcıların sigortacılık 

ve bireysel emeklilik sektöründeki payı da yaklaşık %70 

civarında. Uluslararası yatırımcıların uzun vadeli olarak pazarda 

kalmaları ve yatırımlarını artırarak Türkiye ekonomisine katkılarının 

en üst düzeyde sağlanabilmesi için yatırım ortamının iyileştirilmesi 

yönünde atılması gereken adımlar olduğunu düşünüyoruz. 

Grubun kuruluş aşamasında mevcut üyelerimizin ilgisini 

test ettik ve gayet olumlu geri dönüşler aldık. Grubun kurulması 

sonrası aramıza katılan yeni üyelerimizin geridönüşlerinden de 

YASED’in bu alanda faydalı çalışmalar yapılabilecek bir platform 

sağlayabileceğini anlıyoruz.” 

Çalışma Grubuna halihazırda hayat, hayat-dışı ve BES dallarında 

aktif 12 şirketin üye olduğunu ve yeni şirketlerin de aralarına katılmaya 

devam ettiğini söyleyen Kozanoğlu, üye şirketleri şu şekilde 

sıraladı: “Aegon, Aksigorta, Allianz, Avivasa, Axa, BNP Paribas Cardif, 

Coface, Ergo, Generali, HDI, Mapfre, Ray ve Türk Nippon”. 

Grubun yönetim şekli hakkında bilgi veren Kozanoğlu: “Grupta 

şu anda temsil Yönetim Kurulu Üyesi, Genel Müdür veya Genel 

Müdür Yardımcısı düzeyinde. Gerektiğinde daha teknik düzeyde 

ad-hoc alt çalışma grupları kurulmasını 

kararlaştırdık. Grubun ilk toplantısında üyelerimizden 

Aksigorta Genel Müdür Yardımcısı 

Fahri Altıngöz’ü Çalışma Grubu Başkanı olarak 

seçtik. Tüm üyelerimizin katkıları ve ortak 

görüşleri doğrultusunda bir Pozisyon Belgesi 

oluşturmaya başladık. Hem branşlar bazında, 

hem de yatay konularda sektörün büyümesinin, 

yatırımların artmasının önündeki 

engelleri uluslararası yatırımcı bakış açısıyla 

en iyi şekilde ortaya koyabilmeyi ve çözüm 

önerileri de sunabilmeyi hedefiyoruz” dedi. 

Önümüzdeki dönemde grubun, sektörün majör 

konularında uluslararası yatırımcı bakış 

açısı ile tespitler yapmayı, fikir üretmeyi ve 

« 

« 

çözüm önerileri sunarak sektördeki yatırım ortamının iyileştirilmesi 

yönünde katma değer yaratmayı hedefediklerini söyleyen 

Kozanoğlu: “Tasarrufarı artırıcı etkisi ile makro dengeler açısından 

son derece önemli olan sektördeki düzenlemelerin bu hassasiyetle 

ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Sektörün ayrıca 

bireylerin ve kurumların maddi risklerini üstlenmesi, diğer yandan 

şahısların uzun vadeli tasarruf ve tamamlayıcı gelir ihtiyaçlarını 

karşılaması nedenleriyle, mikro düzeyde de yadsınamaz 

bir işlevi bulunduğunu düşünüyoruz. Grubun da faaliyetleri bu 

vizyonla, bu çerçevede, sektördeki yatırım ortamının iyileştirilmesine 

yönelik çalışmalar yapılması yönünde olacaktır” şeklinde 

konuştu. 



Kozanoğlu stated that the Working Group presently had 

members from 12 companies in life, nonlife, and private 

pension branches, namely Aegon, Aksigorta, Allianz, Avivasa, 

Axa, BNP Paribas Cardif, Coface, Ergo, Generali, HDI, Mapfre, 

Ray and Türk Nippon, with further participations anticipated. 

Regarding the administration of the Group, Kozanoğlu 

provided the following information: “Currently, members 

are represented in the Group at the levels of Board Member, 

General Manager or Deputy General Manager. We determined 

the arrangement of ad hoc committees on more technical 

matters if necessary. In the first meeting, the Group elected its 

member, Aksigorta Assistant General Manager, Fahri Altıngöz, 

as the Chairman of Working Group. We have started to prepare 

a Position Paper with the contribution and consensus of all our 

members. We aim to present, in the 

Kozanoğlu, üye şirketleri şu şekilde 

sıraladı: "Aegon, Aksigorta, Allianz, 

Avivasa, Axa, BNP Paribas Cardif, 

Coface, Ergo, Generali, HDI, Mapfre, 

Ray ve Türk Nippon” 

Kozanoğlu stated that the Working 

Group presently had members namely 

"Aegon, Aksigorta, Allianz, Avivasa, 

Axa, BNP Paribas Cardif, Coface, Ergo, 

Generali, HDI, Mapfre, Ray and Türk 

Nippon" 

best possible way, the obstacles 

facing the growth of the sector and 

the increase in investments, from 

the perspective of international 

investors on both the sub category 

base and horizontal issues and 

to offer suggestions for possible 

resolution of such obstacles”. 

Kozanoğlu said the Group, in 

an upcoming phase, aims at 

generating added-value for the 

enhancement of the investment 

environment in the sector by making 

evaluations, generating ideas and 

offering suggestions for solutions on major issues related to 

the sector from the viewpoint of international investors. “We 

believe that regulations should be dealt with this kind of 

sensitivity in the sector which is very crucial in terms of macro 

balances due to its savings-inducing effect. We also believe 

that the sector has an unquestionably crucial function on a 

micro-level too. It assumes the material risks of individuals, 

it also satisfies long term saving and complementary income 

needs of individuals and organizations. The Group, with this 

vision, will conduct its activities within this framework, in 

order to improve the investment environment in the sector,” 

Kozanoğlu added. 






« 

« 

YASED Lojistik ve Ulaştırma 

Çalışma Grubu kuruldu 

YASED Logistics and Transportation 

Working Group is established 

YASED’in çalışma grupları arasına yeni eklenen 

Lojistik ve Ulaştırma Çalışma Grubu, lojistik 

sektöründe yatırım ortamının iyileştirilmesine 

yönelik katma değer yaratmayı hedefliyor. 

Logistics and Transportation Working Group, aims 

to create added value in improving the investment 

environment for logistics industry. 

Y 

ASED Yönetim Kurulu’nun tavsiyesi üzerine kurulan 

Lojistik ve Ulaştırma Çalışma Grubu, 4 Eylül tarihinde 

30’a yakın katılımcı ile ilk toplantısını yaparak 

faaliyetlerine başladı. YASED Yönetim Kurulu Üyesi ve Renault 

Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar ile çalışma grubu hakkında 

konuştuk. 

“Lojistik ve ulaştırma sektörü, değer zincirindeki rolü dolayısı 

ile hemen tüm şirketler için hayati önemde, anahtar bir sektör. 

Dolayısı ile bu alanda da üyelerimize bir çalışma ve iletişim platformu 

sağlayarak nasıl katkılar yapabiliriz görmek istedik. Gruba 

sadece bu alanda hizmet veren şirketleri değil, hemen tüm 

şirketler bir şekilde bu hizmetleri aldıkları için tüm üyelerimizi 

davet ettik. İlk toplantımızda hizmet veren şirketlerin yanı sıra 

özellikle gıda, otomotiv başta olmak üzere farklı sektörlerde faaliyet 

gösteren üyelerimizden de katılımcılar oldu” diyen Aybar, 

İbrahim Aybar 

YASED Yönetim Kurulu Üyesi ve Renault Mais Genel Müdürü 

YASED Board Member and Renault Mais General Manager 

L 

ogistics and Transportation Working Group, 

established upon the recommendation of YASED 

Board of Directors, started its work with its first 

meeting on September 4th with about 30 participants in 

attendance. We have made an interview about the working group 

with İbrahim Aybar, YASED Board Member and Renault Mais 

General Manager. 

önümüzdeki günlerde Grubun, ilişkili konularda uluslararası yatırımcı 

bakış açısı ile tespitler yapmayı, fikir üretmeyi ve çözüm 

önerileri sunarak sektördeki yatırım ortamının iyileştirilmesi yönünde 

katma değer yaratmayı hedefediğini belirtti. 

İlk iş olarak, sektördeki ana konu ve sorunlara ilişkin olarak ortak 

görüşlerin oluşturulacağı bir Pozisyon Belgesi hazırlığına başladıklarını 

belirten Aybar, çalışma alanları hakkında şunları söyledi: 

“Öncelikle karayolu taşımacılığı alanında, AB uyum çerçevesi 

ve bu yıl yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu’nun uygulamada 

getireceği değişiklikler bağlamında ilgili kanun ve yönetmelikle 

ilgili bir çalışma yapılacak ve bu alandaki öneriler oluşturulacak. 

Deniz taşımacılığı alanında da bir alt çalışma grubu toplantısı 

ile bu alandaki sorunlar ve çözüm önerileri de ortaya konulmaya 

çalışılacak. 

Günlük yaşamlarımızla da doğrudan bağlantılı bir diğer çalışma 

konusu ise, yeni şehircilik uygulamaları, trafik yükünün azaltılması 

vb. konularda “citilogistics” terimi ile ifade edilen alan 

olacak.” 

Grup olarak Türkiye’nin 2023 hedeferine ulaşması için bölgenin 

lojistik üssü olması gerektiğini, bu potansiyelin gerçekleşmesi 

için ise bütünleşik bir strateji ve bu doğrultuda yapılacak altyapı 

yatırımları ve mevzuat düzenlemeleri ile desteklenmesi ihtiyacı 

bulunduğunu ifade eden Aybar, lojistik sektörünü şu şekilde değerlendirdi: 

“Sektör, oldukça geniş, giderek derinleşen ve pek 

çok sektörün verimliliğini etkileyen bir alan. Deniz-kara-hava 

yolu taşımacılığı, 3PL lojistik, depolama yönetimi hizmetlerinin 

entegre olması ve sektördeki yüksek teknoloji kullanımı gibi 

unsurlar uluslararası know-how’ın önemini artırıyor. 2005-2011 

yılları arasında sektöre yaklaşık 2 milyar dolar civarında uluslararası 

doğrudan yatırım girişi oldu. Sektör, yabancı yatırımcılar 

açısından da cazip bir alan.” 

« 

« 

YASED Yönetim Kurulu’nun tavsiyesi üzerine kurulan Lojistik ve 

Ulaştırma Çalışma Grubu, 4 Eylül tarihinde 30’a yakın katılımcı ile 

ilk toplantısını yaparak faaliyetlerine başladı. 

Logistics and Transportation Working Group, established upon the 

recommendation of YASED Board of Directors, started its work with its first 

meeting on September 4 with the attendance of about 30 participants. 

“Logistics and transportation is a crucial and key industry for 

almost all companies because of its role in the value chain. 

Therefore, we wanted to see what contribution we might make 

to our members by providing a working and communication 

platform,” Aybar said. “We have not only invited companies 

providing service in this industry, but all YASED members, 

because they all receive logistic services in one way or another. 

In our first meeting, alongside companies that provide service; 

there were members from other industries participating, those 

of the food and automotive sectors, in particular.” Aybar added 

that the Group aims to make assessments on relevant topics, 

from an international investor’s perspective, to create ideas and 

offer solutions to create added value in improving the investment 

environment. 

Aybar stated that they are initially preparing a Position Paper, 

putting together the common views on the main issues and 

challenges of the industry. “Firstly, there will be a study about 

land transportation and the relevant laws and regulations within 

the context of the new Turkish Commercial Code that came into 

effect this year, in line with the EU harmonization process.” 

Aybar said, giving information about their work. “Through a 

sub-working group meeting on maritime transportation, we 

will try to put to the fore, the challenges and suggestions for 

solutions. Another working topic, which is directly related to 

our daily lives, is going to be ‘citilogistics’, which deals with 

issues such as new urban planning practices, lowering the 

traffic load, etc.” 

Aybar stated that this group believes Turkey needs to become the 

logistics hub of the region in order to reach its 2023 goals and 

to bring that potential out, an integrated strategy supported by 

infrastructure investments and regulatory work is needed. “The 

industry has quite a wide field of activity which gets deeper day 

by day and affects the productivity of many 

industries,” he said. “Issues such as sea-landair 

transport, 3PL logistics, and integration 

of warehouse management and the use of 

high technology in the industry increase the 

significance of international know-how. In 

2005-2011, there was about 2 billion dollars of 

FDI paid into the industry. The industry is very 

attractive to foreign investors.” 




2023 Hedefine ulaşmak için Fikri 

Mülkiyet Hakları önemsenmeli 

Intellectual Property Rights must be 

accorded importance to reach 2023 

target 



is given and action taken Turkey can overtake its competitors 

resulting in technology transfers and new investments that will 

create new employment possibilities, increase exports, and 

facilitate economic growth." 

In assessing Turkey's competitive strength in the area of 

intellectual and industrial property rights, Güldem Berkman 

said that when one monitors Turkey's position on international 

indexes the picture that emerges is not a positive one, and noted 

the following points: 

In the World Economic Forum's 2011-2012 Global Competitiveness 

Report Turkey ranked 108th out of 142 countries assessed in the 

area of "the protection of intellectual property rights" 

« 

Türkiye’nin rekabet gücünün artırılması Fikri 

ve Sınai Mülkiyet Haklarının korunmasından 

geçiyor. 

Uluslararası yatırımlar üzerinde fikri mülkiyet haklarının 

korunmasının ne ölçüde etkili ve önemli olduğunu 

sorduğumuz Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları Çalışma 

Grubundan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Güldem Berkman 

sorumuzu şu şekilde yanıtladı: “Günümüzde bir şirketin değeri 

ölçümlenemeyen (intangible) varlıklar ile değerlendirilmektedir. 

Bu anlamda, mülkiyet avantajı olarak adlandırılan unsurlar arasında 

yeni teknolojiler, farklı bir know-how birikimi, organizasyon 

yeteneği yer almaktadır. Aynı şekilde, bir ülkenin imajı/değeri 

de fikri mülkiyet haklarının korunmasına atfedilen önemle 

doğru orantılıdır. Bir ülkenin yüksek katma değerli sürdürülebilir 

ekonomik büyümesinin arkasındaki en önemli koşullarından birini 

fikri mülkiyet haklarının korunması oluşturmaktadır. 

Grubumuzun görüşleri ışığında hazırlanan “Türkiye’de Fikri 

Mülkiyet Haklarının Korunması: Uluslararası Doğrudan Yatırımlara 

Etkiler” (Ekim 2011) konulu raporda bu konu karşılaştırmalı 

örnek ve bulgularla araştırılmıştır. Söz konusu rapor, 

Türkiye’nin rakiplerinin gerisinde kalmış olduğunu ve bu durumun 

Türkiye’nin uluslararası yatırımlar için cazibesini olumsuz 

olarak etkileyebileceğini göstermekte, buna karşın kararlı politik 

« 

Protecting Intellectual and Industrial Property 

is the way to increasing Turkey's competitive 

strength. 

W 

hen we asked Güldem Berkman, Responsible 

Board Member of the Intellectual and Industrial 

Property Rights Working Group, The impact for 

the protection of intellectual and industral property rights on 

FDI, she answered, "Today a company's value is calculated with 

reference to intangible assets. In this sense, new technologies, 

different know-how accumulations, and organizational skills 

are counted among elements called property advantages. In 

the same way, the image/value of a country is also directly 

proportionate to the importance placed upon the protection of 

intellectual property rights. This is one of the most important 

preconditions for a country to have high value-added 

sustainable economic growth. 

"The report entitled 'Protection of Intellectual Property Rights in 

Turkey: Impact on International Direct Investment' (October 2011) 

which is based on the views of our group, contains a study of the 

subject using comparative examples and findings. The report 

shows that Turkey is behind its competitors and that this may have 

a negative effect on the attractiveness of Turkey to international 

investment, however it says that if decisive political support 

Güldem Berkman 

YASED Yönetim Kurulu Üyesi, Novartis Ülke Başkanı 

YASED Board Member and Novartis Country President 

destek sağlanması ve hareket edilmesi durumunda ise rakiplerinin 

önüne geçerek, yeni istihdam olanaklarını, ihracat artışlarını 

ve ekonomik büyüme sağlayacak olan teknoloji transferlerini ve 

yeni yatırımları çekmeye devam edeceğini belirtmektedir.” 

Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları konusunda Türkiye’nin rekabet gücünü 

değerlendiren ve Türkiye’nin bu alandaki konumunu belirlemek 

üzere uluslararası endekslerindeki yeri takip edildiğinde 

olumlu bir tablo ortaya çıkmadığını söyleyen Güldem Berkman 

şu noktalara dikkat çekti: 

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2011-2012 Global Rekabetçilik Raporunda 

Türkiye, “Fikri mülkiyet haklarının korunması” alanında 142 

ülke arasında ancak 108. sırada kendisine bir yer bulabilmektedir. 

2012 yılı Uluslararası Mülkiyet Endeksi (International Property 

Right Index) araştırmasına göre fikri ve sınai mülkiyet haklarının 

korunması alanında 130 ülke arasında 59. sırada yer almaktadır. 

2012 yılı AB İlerleme Raporu’nda, sınai mülkiyet hakları alanında 

özellikle uygulamaya ilişkin olarak sorunların devam ettiği 

vurgulanmıştır. 

According to the 2012 International Property Rights Index study 

Turkey ranks 59th out of 130 countries in the protection of 

intellectual and industrial property rights. 

The 2012 EU Progress Report emphasized that there are 

problems in the area of industrial property rights, especially in 

enforcement. 

In the European Commission's 2011 report on fake and counterfeit 

goods Turkey ranked among the top 10 countries of origin. In the 

products category, Turkey came first in foodstuffs with a 69% 

share, had a 34% share in perfumes and cosmetics, and came 

second in clothing with a 5% share. 

"If we can make progress in all these data and assessments 

presented we can have a positive effect on Turkey's competitive 

strength. In this way it is possible for Turkey to reach an 

advantageous position compared to other countries for 

attracting FDI in technology and high value-added investments," 

said Berkman, who added, "The point of maintaining deterrence 

is critical to attract new investments and implementation must 

be followed through with maximum effectiveness just as in other 

international examples." 

Working Group Chairman Mehmet Ateş spoke about the group's 

priorities and objectives: "With our Intellectual and Industrial 

Property Rights Working Group we are continuing to work to raise 

the existing legislation and implementations to international 






Avrupa Komisyonu taklit ve sahtecilik 2011 raporuna göre, Türkiye 

kaynak ülke sıralamasında yine ilk 10 arasında yer almıştır. 

Ürün kategorisinde; yiyecek malzemelerinde %69 pay ile 1., 

parfüm ve kozmetikte %34 ve hazır giyimde % 5 ile 2. sırada yer 

almıştır.” 

“Ortaya konan bütün bu veri ve değerlendirmeler de iyileşmeler 

kaydedebilirsek Türkiye’nin rekabet gücünü olumlu anlamda etkileyebiliriz. 

Bu şekilde uluslararası doğrudan yatırımlar teknoloji 

ve yüksek katma değerli yatırımlar kapsamında ele alındığında 

ülkemizin yeni yatırımları çekme konusunda diğer ülkelere 

göre avantajlı bir pozisyona getirilmesi mümkün olabilecektir” 

diyen Berkman: “Caydırıcılığın korunması hususu yeni yatırımların 

çekilebilmesi için kritiktir ve uygulamada, uluslararası örneklerde 

olduğu gibi, en etkin biçimde yerini bulmalıdır” şeklinde 

konuşmasını sürdürdü. 

“Türkiye’de Fikri Mülkiyet Haklarının Korunması: Uluslararası 

Doğrudan Yatırımlara Etkiler” (Ekim 2011) konulu 

raporda şu bulgulara yer verilmiştir: 

1. Ülkelerin uluslararası yatırım çekme olasılığını % 27 oranında 

artırmaktadır. (Smarzynska 2004) 

2. Patent Hakları Endeksindeki % 1’lik bir artış, ülkenin 

doğrudan uluslararası yatırım stokunda % 1.6 oranında bir 

artışa yol açmaktadır. (Park ve Lippoldt 2008) 

3. Fikri Mülkiyet Hakları endeksinde 1 puanlık bir artış, 

uluslararası yatırımcıların ülkeye yatırım kararı aldıktan 

sonra, dağıtım ve satış yerine üretim sektörüne yatırım 

yapma olasılıklarını % 57 oranında artırmaktadır. 

(Smarzynska 2004) 

The following findings were presented in the report entitled 

"Protection of Intellectual Property Rights in Turkey: Impact 

on International Direct Investment" (October 2011): 

1. A one point increase on the Intellectual Property Rights 

Index increases a country's chance of attracting international 

investment by 27% (Smarzynska 2004). 

2. A 1% increase on the Patent Rights Index results in a 1.6% 

increase in the stock of direct international investment in a 

country (Park and Lippoldt 2008). 

3. A one point increase on the Intellectual Property Rights 

Index results in a 57% greater chance of international 

investors making investments in production instead of sales 

and distribution once they have taken the decision to invest 

in the country (Smarzynska 2004). 

Çalışma Grubu Başkanı Mehmet Ateş ise Grubun öncelikli konuları 

ve hedeferi hakkında şunları anlattı: “Fikri ve Sınai Mülkiyet 

Hakları Çalışma Grubumuz ile, mevcut yasa ve uygulamaların 

uluslararası standartlar seviyesine getirilmesi ve uluslararası 

yatırımcılar için daha cazip bir yatırım ortamının oluşturulması 

yönünde çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. 

Fikri mülkiyet haklarının korunması toplumun geniş kesimleri 

tarafından paylaşılan bir hedef haline getirilmelidir. Bu bilincin 

oluşturulması yönünde YASED olarak önemli katkı sağlamaktayız. 

Örneğin 24 Ekim 2011 tarihinde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji 

Bakanlığı’nın işbirliği ile Ankara’da “Yatırımların Odağında Türkiye: 

Fikri ve Sınai Mülkiyetin Yatırıma Dönüştürülmesi” isimli 

seminerimiz kamu ve özel sektörden ilgili kuruluşların geniş katılımı 

ile gerçekleştirdik.” 

« 

Fikri mülkiyet haklarının korunması toplumun 

geniş kesimleri tarafından paylaşılan bir 

hedef haline getirilmelidir. Bu bilincin 

oluşturulması yönünde YASED Fikri ve Sınai 

Mülkiyet Hakları Çalışma Grubu olarak katkı 

sağlamayı sürdüreceğiz. 

« 

Mehmet Ateş 

Çalışma Grubu Başkanı ve JTI Kurumsal İşler Direktörü 

Working Group Chairman and JTI Corporate Affairs Director 

standards to create a more attractive investment environment for 

international investors. 

"The protection of intellectual property rights must become an 

objective shared by broad segments of society. Will continue 

to take part in YASED are playing a big part in creating that 

consciousness. For example on October 24, 2011, we held the 

"Turkey in the Focus of Investments: Converting Intellectual 

and Industrial Property into Investment" seminar in Ankara in 

The protection of intellectual property rights must 

become an objective shared by broad segments 

of society. YASED Intellectual and Industrial 

Property Rights Working Group will continue to 

take part in creating that consciousness. 

Grubun öncelikli gündeminin marka, patent ve telif haklarına 

ilişkin yapılacak düzenlemelerin uluslararası yükümlülüklere 

uyumlu ve yürürlükteki mevzuatı geriye götürecek hükümler 

içermeyecek biçimde düzenlenmesi olduğunu söyleyen Ateş, 

mevcut durumda halen sorun yaşanılan sahte ve kaçak ticari 

mallara karşı mücadele konularında ivedilikle gerekli önlemlerin 

alınmasına dair çalışmalar yaptıklarını belirterek konuşmasına 

şöyle devam etti: “Bu konularla ilgili hazırlanmış olan mevcut 

Taslaklar, suçla mücadele bakımından değerlendirildiğinde 

eksik ve hafif cezaları içerdiği ve caydırıcılık etkisinin mutlaka 

sağlanması gerektiği düşünülmektedir. Bu Taslaklara ilişkin görüşlerimizin 

ilgili otoritelere aktarılmasına ve ilgili platformlarda 

gündeme getirilmesine devam edilecektir. 

Sahte ve kaçak ürünlerle mücadele konusunda, Bilim, Sanayi ve 

Teknoloji Bakanlığı ile yapılan görüşmelerde, ‘ürün güvenilirliği 

sorunu’ ile karşı karşıya kalınması durumunda, 4703 sayılı Ürünlere 

ilişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına 

dair Kanun (4703 sayılı Kanun) ile 4077 sayılı Tüketicinin Korunması 

Hakkında Kanunun (TKHK) fikri ve sınai hakların korunması 

amacıyla yürürlükte bulunan mevzuatlar dışında uygulanabilirliği 

değerlendirilmiştir. Özellikle 4703 sayılı Kanunun usul ve 

esaslarına istinaden; caydırıcı unsurların geçerli olması sebebiyle, 

bu Kanun çözüm unsurlarından biri olarak gösterilmiştir. 

Bu konudaki işbirliğimizin artırılması yönünde çalışmalarımız 

devam etmektedir.” 

conjunction with the Ministry of Science, Industry and Technology, 

which was well attended by public and private institutions." 

Ateş said that the primary agenda of the group is to bring patent 

and copyright provisions in line with international obligations, 

and prevent the addition of any regulations that could cause a 

regress in current legislation, and that they are actively working 

to ensure that precautions are taken quickly in the struggle 

against the trade in fake and counterfeit goods, which is an 

ongoing problem. He continued, "There is a definite opinion 

that existing draft legislation on these issues are lacking and 

carry only lenient punishments in the fight against crime, and 

that their effect as a deterrent should be facilitated. Our views on 

these drafts will continue to be shared with relevant authorities 

and put on the agenda through relevant platforms. 

"In talks with the Ministry of Science, Industry and Technology 

on the fight against fake and counterfeit goods, the applicability 

of Law no. 4703 on the Preparation and Implementation of 

Technical Legislation on Products and Law no. 4077 on Consumer 

Protection in situations where 'problems with product safety' 

are encountered was assessed, aside from legislation in effect 

aiming to protect intellectual and industrial rights. Particularly 

Law no. 4703 in method and principle is presented as an element 

in the solution due to its valid elements of deterrence. We are 

continuing our activities to increase our cooperation in this area." 


KEŞİF 

DISCOVER 

KEŞİF 

DISCOVER 

D 

ünya çapında üne kavuşmuş pek çok festivale ev 

sahipliği yapan İspanya’nın eşsiz özellikleri, yemekleri, 

festivalleri, kültürel etkinlikleri, ekonomisi hakkında 

sohbet ettiğimiz FMC Corporation Orta ve Doğu Avrupa ve 

Türkiye Direktörü Javier Carratalá, İspanya’nın pek çok şehrinin 

ziyaretçisine gerçek anlamda unutulmaz bir deneyim sunan eşsiz 

ve heyecan verici bir atmosfere sahip olduğunu ifade etti. 

W 

e had a conversation with Javier Carratalá, FMC 

Corporation’s Director of Middle and East Europe 

and Turkey on Spain which hosts a great many 

world-wide popular festivals, and its unique qualities, foods, 

festivals, cultural attractions and economy where he stated 

that Spain has a unique and exciting atmosphere that offers an 

unforgettable experience to its visitors in several cities. 

« 

Eşsiz güzellikteki İspanya, 

tam bir turizm cenneti... 

İspanya, dünya çapında üne kavuşmuş çok popüler fiestaları, ünlü boğa güreşleri, La Tomatina adı verilen 

domates kavgaları, Flamenko dansçıları, özel mutfağı ve mükemmel plajları ile tam bir turizm cenneti... 

İspanya’da yaşadığınız şehrin sahip olduğu eşsiz özellikleri anlatır 

mısınız 

Barselona’da doğdum ve ABD’de geçirdiğim beş yıl dışında hayatımın 

çoğunluğunu bu şehirde geçirdim. Barselona, İspanya’nın 

kuzeydoğusunda bir bölge olan Katalonya’nın başkenti. Barselona, 

Avrupa’nın en güzel kozmopolit şehirlerinden birisidir. Ortaçağ’daki 

sokak planının korunduğu şehir merkezi başta olmak 

üzere çok sayıda cazibeye sahiptir: dünyanın en ünlü sokaklarından 

birisi olan Ramblas; İspanya’nın en ünlü mimarı Gaudi’ye 

ait La Sagrada Familia ve Casa Milà’nın da aralarında bulunduğu 

muazzam modern mimari örneği binalar; Picasso’ya, Miró’ya ve 

Barselona’nın dünyaca ünlü futbol kulübü Barça’ya ait birer müzenin 

de aralarında bulunduğu onlarca müze bulunuyor şehirde. 

Geceleri de gündüzleri kadar canlı olan Barselona, ziyaretçisine 

gerçek anlamda unutulmaz bir deneyim sunan eşsiz ve heyecan 

verici bir atmosfere sahiptir. 

Ülkenizde gerçekleştirilen önemli kültürel etkinlikler nelerdir 

Festivaller, sanat organizasyonları veya büyük kutlamalar var 

mı 

Barselona’da yıl içerisinde iki büyük sanat festivali düzenlenir; 

bunlardan Grec olarak adlandırılan festival yazın, La Merce olarak 

adlandırılan ise sonbaharda düzenlenir ve bunların dışında 

her zaman düzenlenen çok çeşitli konserler ve şovlar mevcuttur. 

Could you tell us about the unique characteristics of the city you 

are/were living in Spain 

I was born in Barcelona, and most of my life, except five years in 

US, living in this city. It is the capital of Catalonia, a region on 

the northeast of Spain. Barcelona is one of the most beautiful, 

cosmopolitan cities in Europe. It has a huge number of attractions 

including a city centre which retains its medieval street plan; 

one of the world's most famous streets, the Ramblas, some great 

modernist architecture including such buildings as the Sagrada 

Javier Carratalá 

FMC Corporation Orta ve 

Doğu Avrupa ve 

Türkiye Direktörü 

FMC Corporation’s 

Director of Middle and 

East Europe and Turkey 

« 

Spain is a true tourism paradise 

with an unmatched beauty… 

Spain stands out with its world-wide popular fiestas, famous bull fights, tomato 

fights called as La Tomatina, Flamenco dancers, special cuisine and perfect 

beaches… 

Bunların yanı sıra, yılda bir kez düzenlenen dünya çapında üne 

kavuşmuş çok sayıda popüler “fiestalar” da vardır İspanya’da: 

Pamplona’daki San Fermin Festivali, Ciutadella de Menorca’daki 

‘At Haftası’ Festivali, Buñol’daki (Valensiya) Tomatina Festivali, 

Endülüs’teki Kutsal Hafta Festivali, vb. Bu festivaller uluslararası 

kimlik kazanmıştır ve çok güçlü geleneklere sahiptir. 

Bir hafta süren San Fermin Festivali başlangıçta tamamen dinsel 

olmakla birlikte şimdi boğa kovalamaca ve sokaklarda tüm gün 

kutlanan partisiyle meşhurdur. San Fermin bugün sahip olduğu 


55

KEŞİF 

DISCOVER 

KEŞİF 

DISCOVER 

ünü, Amerikalı yazar Ernest Hemingway’in yazıları dolayısıyla 

kazanmıştır. 

Harika Minorka Adası’nda bulunan Ciutadella şehrinde, Haziran 

ayının sonunda başta yerel at cinslerini konu alan ve bir dizi dikkat 

çekici başka faaliyetle birlikte bütün hafta boyunca eşsiz bir 

sokak atmosferi sunan bir festival düzenlenir. 

La Tomatina, Valensiya yakınındaki Buñol kasabasında her yıl 

Ağustos ayının son Çarşamba günü düzenlenen bir domates 

kavgası festivalidir. Tomatina’nın ilk faaliyeti sabah saat 11 civarında 

başlar. Birçok kamyon büyük miktarlarda domatesi kasabanın 

merkezi olan Plaza del Pueblo’ya taşır. Kavganın başlangıcı 

için verilen işaret, tazyikli pompalarla su fışkırtılmasıdır ve 

kaos bunun arkasından başlar. Tam bir saat sonra, yeniden su 

fışkırtılır ve kavga sona erer. Bunun ardından artık kimse birbirine 

domates atmamalıdır. 

Paskalyadan bir hafta önce olan Kutsal Hafta (Semana Santa) 

festivalinin en parlak kutlamaları, başta Sevilla ve Malaga olmak 

üzere Endülüsya bölgesinde gerçekleştirilir. Her yıl tekrarlanan 

Semana Santa, dindarlar olduğu kadar meraklıların da festival 

alayına katılarak bir açık hava tapınağı gibi mistik bir havaya 

bürünen sokaklarda ve meydanlarda birlikte boy gösterdikleri 

bir zaman dilimidir. Bazıları için eğlenceyle dolu bir festivaldir, 

Familia, the Casa Milà by Gaudi, Spain's most famous architect; 

dozens of museums including one dedicated to Picasso, another 

to Miró and yet another to Barcelona's world famous football 

club, Barça. Barcelona is almost as lively at night as it is during 

the day and it has a unique, exciting atmosphere, which provides 

the visitor with a truly unforgettable experience. 

What are the significant cultural events of your country Do you 

have any festivals, art organizations or major celebrations 

There are two major arts festivals during the year in Barcelona, 

one in the summer called Grec and another is La Merce in the 

autumn, and there are concerts and shows of different kinds 

happening all the time. 

But also, there are so many popular “fiestas” in Spain, which 

are famous all over the world and are celebrated annually: the 

Festival San Fermin in Pamplona, The Horse week in Ciutadella 

de Menorca, The Tomatina in Buñol (Valencia), the Holy Week 

in Andalusia, etc. Such festivals became international and have 

their strong traditions. 

San Fermin Festival last one week and while initially was mainly 

religious, now it is famous for bull running and all day party in 

the streets. It was thanks to the writing of American writer Ernest 

Hemingway that San Fermin developed the notoriety of today. 

« 

İspanya’nın iklimi bölgelere göre çok farklılık 

gösterir; yükseklik, denize (Akdeniz veya 

Atlantik Okyanusu) yakınlık ve karasal etkilere 

göre değişir. Elbette, ülkenin Kuzeyi (Atlantik 

iklimi) ve Güneyi (Akdeniz iklimi) ile Kanarya 

Adaları (Astropikal iklim) arasında ciddi 

farklar mevcuttur. 

bazıları içinse dini bir tören ve tefekkürle dolu bir haftadır. Hiç 

şüphe yok ki Endülüs’teki Kutsal Hafta festivali, bölge insanının 

kültürünün ayrılmaz bir parçasıdır ve bu insanların ruhunu çok 

iyi yansıtır. 

İspanya’ya gitmek için en iyi zaman nedir ve nerede kalınmalıdır 

İspanya’nın iklimi bölgelere göre çok farklılık gösterir; yükseklik, 

denize (Akdeniz veya Atlantik Okyanusu) yakınlık ve karasal 

etkilere göre değişir. Elbette, ülkenin Kuzeyi (Atlantik iklimi) ve 

Güneyi (Akdeniz iklimi) ile Kanarya Adaları (Astropikal iklim) arasında 

ciddi farklar mevcuttur. Kuzey bölgeleri hariç olmak üzere 

İspanya bütün yıl boyunca güneşlidir. İspanya kumsal ve denizden 

hoşlanan insanlar için çok ünlü bir yaz tatili yeridir. 

« 

The climate in Spain is diverse, being 

affected by altitude, the sea (Mediterranean 

or Atlantic Ocean) and continental effects. Of 

course, there is also a significant difference 

between north (Atlantic climate) and south 

(Mediterranean climate) of Spain, and 

Canarian Islands (Subtropical climate). 

Ciutadella, a town in the beautiful island of Menorca, celebrates 

at the end of June a festival mainly around the local type of 

horses, with several spectacular activities around them together 

with a unique street atmosphere during a whole week. 

La Tomatina is a tomato fight festival held on the last Wednesday 

of August each year in the town of Buñol near to Valencia. At 

around 11 am, the first event of the Tomatina begins. Many trucks 

haul the bounty of tomatoes into the center of the town, Plaza 

del Pueblo. The signal for the beginning of the fight is firing of 

water cannons, and the chaos begins. After exactly one hour, the 

fighting ends when the water cannons are fired once more to 

signal the end. At this point, no more tomatoes can be thrown. 

Bu yüzden, her bireyin tercih ettiği turizm türü belirleyicidir. İlkbahar 

ve sonbahar, Madrid’i ziyaret etmek için güzel zamandır 

(kışın biraz soğuk, yazınsa çok sıcaktır). Barselona, yılın 300 

gününde güneşlidir, ancak iklim biraz rutubetlidir ve bu yüzden 

yazları çok sıcak olabilir. Yaz mevsimi, Balearik Adalarını ziyaret 

etmek ve muhteşem doğası ve kumsallarının tadını çıkarmak 

için çok güzel bir zamandır. 

Kanarya Adaları, hemen hemen bütün mevsimlerde aynı iklime 

sahip olduğundan yılın bütün zamanlarında turistik bir yerdir. 

İspanya’da yaz ayları çok sıcak olduğundan, birçok işyeri kapanır 

ve İspanyollar tatile çıkar. Bu, özellikle Madrid ve Seville için 

geçerlidir. Bunun anlamı en iyi restoran ve barların birçoğunun 

yazın kapalı olduğudur. Sanat sergileri ve özel olaylar da daha 

azdır, çünkü bunları izleyemeye gidecek kimse yoktur! Kışın her 

yer açıktır ve yapacak bir sürü şey vardır. Kumsal ve su faaliyet- 

Holy week (Semana Santa), which is the week immediately 

before Easter, sees its most glamorous celebrations in the region 

of Andalusia, particularly in Seville and Malaga. Semana Santa 

is a tradition which is repeated year after year; a time when the 

devout and curious join together to participate in the procession 

and converge on the streets and squares which take on the 

ambience and mystique of an open air temple. For some it is a 

fun filled fiesta time, for others a week of ritual and reflection. 

Without any doubt, Holy Week in Andalusia is a tradition that is 

an integral part of the culture and appropriately reflects the spirit 

of the people. 

When it is the best time to visit Spain and where should one 

stay 

The climate in Spain is diverse, being affected by altitude, the 

sea (Mediterranean or Atlantic Ocean) and continental effects. 

Of course, there is also a significant difference between north 


KEŞİF 

DISCOVER 

KEŞİF 

DISCOVER 

leri dışında yazın yapıp da kışın yapamayacağınız çok az şey 

vardır. 

Ülkenizde ne yememizi ve nerede yememizi tavsiye edersiniz 

Son yıllarda, İspanya mutfağı, uluslararası düzeyde önde gelen 

gastronomik tarzlardan birisi olarak öne çıkmıştır. Burada birçok 

iyi restoran bulabilirsiniz ve İspanyol şeferi dünya çapında 

üne sahiptir. İspanyol mutfağı; coğrafi, kültürel ve iklimsel 

farklılıklardan kaynaklanan çok çeşitli yemeklere sahiptir. En 

ünlü yemekler: paella, tortilla, gazpacho, tapas (soğuk veya sıcak 

mezeler). Kıyı kesimlerinden gelen ve birçok lezzetli yemeğin 

hazırlanmasında kullanılan balık, molüsk ve kabuklu deniz 

canlılarını da içeren çok çeşitli deniz ürünleri de mevcuttur. Ama 

İspanya’nın kesinlikle en ünlü ürünü jamón’dur (jambon). İki çeşit 

jambon vardır: serrano ve iberico. Bunlardan birincisi kuru 

terbiye edilmiş jambon olup Landrace cinsi beyaz domuzdan 

yapılır ve siyah İberya domuzundan yapılan çok daha pahalı ve 

tamamen farklı Jamon Ibérico ile karıştırılmamalıdır. 

İspanya’nın bütün bölgelerinin kendisine has spesiyalitesi 

(Atlantic climate) and south (Mediterranean climate) of Spain, and 

Canarian Islands (Subtropical climate). Except the north of Spain, 

it is mostly sunny all year round. Spain is famously a summer 

destination, for the people who enjoy the beach and the sea. 

So, it is always depending on what type of tourism each prefer. 

Spring and autumn (in winter it´s a bit cold and summer it´s 

too hot) it´s a good time to come to visit Madrid. Barcelona is 

sunny during 300 days a year, but the climate is humid, that is 

why during the summer it can be very hot. Summer is a great 

time to visit Balearic Islands and enjoy its gorgeous nature and 

beaches. 

Canary Islands is a touristic destination all year round, as it is 

almost the same climate during all the seasons. 

Because of the heat of Spanish summers, many businesses 

close and Spaniards go on vacations. This is especially the case 

in Madrid and Seville. This means you'll find that many of the 

best restaurants and bars are closed. There are also fewer art 

exhibitions and special events because there's no one there to 

see them! In winter, everything is open and there will be plenty 

to do. Apart from beach and water activities, there's little you can 

do in the summer that you can't do in the winter. 

What and where should we eat in your country 

Over the last years Spanish cuisine has established its position 

as a leading gastronomic style at an international level. Here 

you can find many good restaurants, and Spanish chiefs are 

famous worldwide. Spanish cuisine consists of a variety of 

dishes, which stem from differences in geography, culture and 

climate. The most famous dishes: paella, tortilla, gazpacho, 

tapas(cold or warm snacks). There is also a great variety of 

seafood, including fish, mollusc and crustaceans from the coast 

areas, which are used in the preparation of many delicious 

dishes. Definitely, the most famous product from Spain is 

jamón (ham). There are two types of ham: serrano and iberico. 

The 1st one is a type of dry-cured ham, made from the Landrace 

breed of white pig and is not to be confused with the much more 

expensive and entirely different Jamón Ibérico, made from black 

iberian pigs. 

Each region of Spain has its specialty: the best paella you can 

mevcuttur: paella’nın en iyisini Valensiya’da, en iyi deniz mahsulü 

Galiçya’da, en iyi tapas İspanya’nın kuzeyinde, Barselona 

bölgesinin en modern mutfağına sahip olan San Sebastian ve 

Bilbao’da yenir. Ancak restoranların çeşitliliği düşünüldüğünde 

İspanya’da hiç şüphesiz her zaman lezzetli bir şeyler yemeniz 

mümkün. 

İspanya ekonomisi hakkında bize kısa bir bilgi verebilir misiniz 

Ekonominin üzerinde durduğu temel taşları nelerdir 

İspanya, kriz öncesi on yılda gayrimenkul sektörüne aşırı bağımlılığı 

yüzünden dünya ekonomik krizinden özellikle çok etkilendi. 

İspanyol ekonomisinin en büyük sorunu, %25 ile Avrupa Birliği 

içerisindeki en yüksek oranda olan işsizlik sorunu; %50’nin 

de üzerinde olan genç insanlar arasındaki işsizlik oranına bakıldığında 

bu sorunun büyüklüğü daha iyi anlaşılıyor. 

İspanyol ekonomisi hâlihazırda turizm üzerinde duruyor; bunda 

da yaz tatili ziyaretçileri olduğu kadar kültürel ve/veya tarihi 

amaçlı turizm için eşsiz olanaklara sahip olması etkili oluyor. 

İspanya, 2012 yılında yeniden resesyona girdi ve ekonomi 3 çeyrek 

boyunca eksi büyüme kaydetti; Hükümet, başta vergi artışları 

ve harcamalarda kısıntıya gitmek gibi halkın hoşuna gitmeyen 

kararlar alıyor ve bunlar da toplumda bir muhalefet yaratıyor. 

Türkiye’de yatırımı olan uluslararası bir şirketin yöneticisi olarak 

Türkiye ve Türkiye’deki yatırım ortamı hakkındaki izlenimleriniz 

neler 

FMC Corporation, ABD merkezli küresel bir şirkettir. Özellikle 

hızlı kalkınan ekonomilerde önemli ölçüde bir büyüme vizyonuna 

sahibiz. Ciddi GSYİH büyümesi, eşsiz coğrafi konumu, iş 

yapmak isteyenlere dost atmosferi ve istikrarlı siyasi durumu düşünüldüğünde 

Türkiye muhteşem bir yer. Türkiye’de iyi eğitimli 

bir işgücü ve mükemmel bir kültürel karışım da mevcut. Ortadoğu 

ve Kuzey Afrika bölgesiyle iş yapmak için Türkiye mükemmel 

bir konuma sahip. FMC’nin Türkiye’de ve bölgedeki faaliyetlerini 

genişletme kararı almasının nedeni de bunlar. 

YASED okurlarına özel bir mesaj vermek ister misiniz 

FMC, YASED’in yeni üyesi olmaktan büyük mutluluk duyuyor. Bu 

organizasyonun, FMC gibi şirketlerin fikir alışverişinde bulunabileceği 

harika bir yer olduğunu düşünüyoruz. Türkiye’de büyüdükçe, 

YASED’in çok aktif bir katılımcısı olmayı umuyoruz. 

eat in Valencia, the best seafood – in Galicia, the best tapas - on 

the north of Spain: San Sebastian and Bilbao, the most modern 

cuisine in Barcelona region. But without any doubt, with such a 

variety of restaurants in Spain, one can always taste something 

delicious. 

Could you give us a brief profile of the economy in Spain What 

are the pillars of the economy 

Spain and been specially hit by the world economic crisis, due to 

its excessive dependence on the real state in the decade prior to the 

crisis. The biggest single problem for the Spanish economy now is the 

level of unemployment which at 25% is the highest in the European 

Community, and is even worse looking to the unemployment rate 

between young people which is higher than 50%. 

Spanish economy is now based in tourism, based in great 

conditions both for summer vacation visitors, as well as for 

cultural and/or historical interests. 

Spain is again back into the recession area in 2012, driven by 

3 quarters of negative growth, and the Government is taking 

unpopular decisions, mainly based in tax increases and expenses 

reduction, which are creating a significant social opposition. 

What are your impressions about Turkey and investment 

environment in Turkey as the executive of an international 

company having investments in Turkey 

FMC Corporation is a global company based in the United States. 

We have a vision to grow substantially over the next several years, 

especially in rapidly developing economies. Turkey is a great 

place to do business given the country’s significant GDP growth, 

unique geographic location, business-friendly atmosphere 

and stable political situation. Turkey also has a well-educated 

workforce and a great cultural mix. The country is a perfect base 

for business in the Middle East and surrounding North Africa 

area. This is way FMC has decided to expand our activities in 

Turkey and the region. 

Would you like to give a special message to YASED readers 

FMC is very pleased to become a new member of YASED. We 

believe this organization is a great place for companies like FMC 

to exchange ideas. We expect to be a very active participant in 

YASED as we grow in Turkey. 


RAPOR 

REPORT 

RAPOR 

REPORT 

Türkiye’ye UDY girişleri 2012 yılı ilk 

yarısında 8,2 milyar $ oldu 

In the first half of 2012, FDI inflows to 

Turkey amounted to $ 8.2 billion 

2 

012 yılının ilk yarısında, 

Türkiye’ye UDY girişleri 8,2 milyar 

$’a ulaşmıştır. Bu rakam, 

geçtiğimiz yılın aynı dönemi ile karşılaştırıldığında 

%21 oranında bir artışı ifade 

etmektedir. Uluslararası konjonktürdeki 

gelişmeler ve küresel ekonomideki mevcut 

risklere bağlı olarak, Türkiye’ye 2012 

yıl sonu itibari ile 16-20 milyar $ arasında 

bir UDY girişi beklenmektedir. 

2012 yılının ilk yarısında Türkiye’ye 8,2 

milyar $’lık UDY girişinin 6,5 milyar $’ını 

net doğrudan yabancı sermaye girişleri, 

394 milyon $'ını diğer sermaye girişleri 

ve 1,3 milyar $’lık kısmını ise yurtdışında 

yerleşik kişilerin gayrimenkul alımları 

oluşturmuştur. 

İlk yarıda UDY girişlerine bölgesel olarak 

bakıldığında; Avrupa ülkelerinin girişlerin 

%83,1’inin kaynağı olduğu görülmekteyken, 

sırasıyla Asya ülkelerinin %13,4 

ve Amerika’nın %3,5 payları bulunmaktadır. 

Global trendler 

Dünya ile birlikte aynı zamanda YASED 

tarafından eşzamanlı açıklanan UNCTAD 

2012 Dünya Yatırım Raporuna göre, dünya 

genelinde UDY girişleri, 2011 yılında 

bir önceki yıla oranla %16,5 artışla 1,5 

trilyon $’a yükselmiştir. Böylece kriz öncesi 

ortalama aşılmıştır. Ancak bu değer, 

kriz öncesi tavan noktası olan 2007 yılındaki 

1,98 trilyon dolar seviyesinin %23 

altındadır. 

Raporun orta vadeye yönelik UDY beklentileri, 

risklerin beklenmeyen bir ekonomik 

şoka dönüşmemesi durumunda, 

global UDY akışlarının kriz öncesindeki 

tavan seviyeye 2013 yılında veya daha 

yüksek olasılıkla 2014 yılında ulaşması 

yönündedir. 

Global Uluslararası Doğrudan Yatırımlar 

Global FDI Inflows 

As of first half of 2012, FDI 

inflows to Turkey totalled $ 

8.2 billion, corresponding 

to 21% increase compared to the same 

period of the previous year. Turkey is 

projected to attract between $16-20 

billion by the end of 2012, depending 

on the developments and the risks in the 

global economic environment. 

In the first half of 2012, $ 6.5 billion, out of 

$ 8.2 billion total FDI inflows to Turkey, was 

net foreign capital inflows, $394 million 

was other capital inflows and $ 1.3 billion 

was real estate purchases of non-residents. 

The main sector receiving the inflows was 

the industrial sector with a share of 56%. 

Food products, beverages and tobacco 

sector was the leading area under the 

manufacturing industry (manufacturing 

industry had a share of 47% in total 

inflows). The services sector had 44% 

share of the total inflows. Compared to 

the same period of last year, a sharp 

increase of more than seven-fold has 

been recorded in the construction area. 

Therefore, construction was the leading 

area in the services sector. 

In the first half of 2012, the major source 

countries for FDI inflows to Turkey were 

the UK, Austria and Luxembourg. Looking 

at the inflows by regions in the first half; 

European countries accounted for 83.1% 

of the inflows and Asia and Amarica had 

13.4% and 3.5% shares respectively. 

Global trends 

According to the UNCTAD’s World 

Investment Report 2012, concurrent with 

its worldwide release shared exclusively 

by YASED in Turkey, global FDI inflows rose 

by 16.5% to $1.5 trillion in 2011 compared 

to the previous year. It surpassed its precrisis 

average, but still 23% below the 

peak level of $1.98 trillion in 2007. 

Looking at the prospects for FDI in mediumterm 

of the Report; Unless the risks 

transform into an unpredicted economic 

shock, it is estimated that the global FDI 

flows will return to its pre-crisis peak level 

in 2013 or more probably in 2014. 

İlk yarıda sanayi sektörü %56 pay ile girişlerin 

en fazla olduğu sektör olmuştur. 

Gıda, içecek ve tütün ürünleri imalatı, 

toplam girişlerde %47 paya sahip imalat 

sanayi girişlerindeki ana kalemi oluşturmuştur. 

Toplam girişlerin %44’ü ise hizmetler 

sektörlerine girişlerdir. Özellikle 

inşaat alanındaki girişlerde, geçtiğimiz 

yılın aynı dönemine göre 7 kattan fazla 

bir yükseliş gerçekleşmiş ve bu sektör, 

hizmetler sektörü altındaki ana kalemi 

oluşturmuştur. 

2012 yılının ilk yarısında Türkiye’ye en 

fazla UDY girişini sağlayan ülkeler İngiltere, 

Avusturya ve Lüksemburg olmuştur. 

Milyar $ 

Billion$ 

2000 

1500 

1000 

500 

0 

24 

1970s 

Kaynak/Source: UNCTAD 

93 

1980s 

402 

1990s 

1401 1472 

2000 

2005-2007 

ortalama 

average 

1976 

2007 

1791 

2008 

1198 

2009 

%16 

1309 

2010 

1524 

2011 

Uluslararası Doğrudan Yatırım Girişlerinin Ülke Ve 

Bölgeler İtibari İle Dağılımı (2012 - VI) 

Breakdown of FDI Inflows to Turkey by Countries and 

Regions in the First Half of 2012 

İlk 10 ülke UDY Gi ri şi (mil yon $) Pay 

Top 10 countries FDI Inflows (million $) (%) 

İngiltere / UK 1.951 29,3 

Avusturya/ Austria 1.384 20,8 

Lüksemburg / Luxemburg 676 10,1 

Hollanda / Netherlands 551 8,3 

Lübnan / Lebanon 312 4,7 

İsviçre / Switzerland 291 4,4 

Almanya/Germany 267 4,0 

Malezya / Malaysia 230 3,5 

Azerbaycan / Azerbaijan 206 3,1 

ABD / USA 204 3,1 

Diğer / Other 591 8,7 

Toplam / Total 6.663 100,0 

(Milyar dolar) 

(Billion $) 

1.4 

Türkiye'ye Uluslarası Doğrudan Yatırım Girişleri 

FDI Inflows To Turkey 

10.0 

20.2 

22.0 

19.5 

1995 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2011/VI 2012/VI 

2004 

(ortalama) 

(yabancıların gayrimenkul alımları dahil) 

(average) 

(including real estate purchase) 

Kaynak/Source: TCMB / Central Bank of Turkey 

8.4 

9.0 

15.9 

6.8 

8.2 


SOSYAL SORUMLULUK 

SOCIAL RESPONSIBILITY 

BP Türkiye, Londra 2012 

Olimpiyat & Paralimpik 

Oyunları Sponsoru oldu 

Türkiye’deki faaliyetlerinin 100. yıldönümünü kutlayan BP Türkiye, 

2012’den başlayarak 5 yıl boyunca 

Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi ile 

Türkiye Milli Paralimpik Komitesi’nin 

sponsoru oldu. BP Türkiye’nin desteği 

Türk milli takımlarının Londra 

Olimpiyat oyunlarına katılımına olanak 

sağladı. Aynı zamanda, önümüzdeki 

beş yıl boyunca Türk Paralimpik 

Takımları araçlarının yakıt ihtiyacını 

da karşılayacak olan BP, takımların 

Paralimpik Oyunlar’a hazırlıkları için 

yetkililere ve sporculara ulaşım imkanı 

sağladı. 

BP, Ay Yıldızın Çocukları’nı destekliyor! 

Londra 2012 Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları 

Siemens’in TAC konsepti 

Kartal tesislerinde hizmet 

veriyor 

Siemens’in dünyada 6 ülkede oluşturduğu TAC (Technology and 

Application Center) konsepti Siemens Kartal tesislerinde de hizmet 

vermeye başladı. Siemens AG tarafından dünyadaki en iyi 

yerel uygulama olarak seçilen TAC İstanbul, 

diğer ülkelere de örnek olmaya 

devam ediyor. Siemens Beceri Tabanlı 

Stajyer Programı kapsamında 22 adet 

meslek lisesi stajyerine bu merkezde 

CNC tezgahlar, hareket kontrol sistemleri, 

PLC, bina otomasyonu ve çevre 

mevzuatına uyum konularında gönüllü 

eğitmenler tarafından verilen eğitimler sayesinde stajyerlerin 

donanımları artırılırken iş deneyimi de elde etmeleri sağlanıyor. 

Ayda ortalama 50 kişiye sertifikalı eğitim verilen merkezde ilk 

sertifikaların teslimi de gerçekleştirildi. 

BP Turkey’s Olympics 

and Paralympics Games 

Sponsorship 

In its 100th anniversary in Turkey, BP became the Energy Sponsor 

of both the Turkish Olympic and 

Paralympic teams for 5 years 

starting from 2012. 

BP is providing fuels to both national 

committees and in addition, donated 

two special purpose vehicles and 

sports equipment to the National 

Paralympic Committee. BP’s aim 

is to support Turkey’s success in 

sports and the Olympic Games; 

increase the public awareness of 

the Games, and promote disabled 

sports among Turkey’s youth. 

Siemens’s TAC concept is 

in service at Siemens 

Kartal 

TAC (Technology and Application Center) concept, which Siemens 

has developed in 6 countries, started service in Siemens Kartal. 

TAC Istanbul, selected as the best local implementation in the 

world by Siemens AG, continues to set an example for other 

countries. On account of the trainings 

on CNC controllers, motion control 

systems, PLC, building automation 

and compatibility with environmental 

regulations, provided by voluntary 

experts as part of the Siemens Skillbased 

Internship Program, interns at 22 

vocational highschools gain job experience while upgrading 

their qualifications. In the head office, where 50 interns on a 

monthly average, are given certified trainings, the ceremony for 

the delivery of the first certificates has taken place. 

DHL çalışanları, Küresel 

Gönüllülük Günü’nü 

çocuklarla geçirdi 

Sosyal sorumluluğu şirket 

stratejisinin temel bir parçası 

haline getiren DHL, 

’Sorumluluğu Yaşamak’ 

sloganı ile kapsamlı bir 

strateji geliştirdi. İnsan ve 

çevre odaklı sosyal sorumluluk 

projeleri gerçekleştiren DHL Supply Chain Türkiye de 

DHL Küresel Gönüllülük Günü etkinlikleri kapsamında LÖ- 

SEV ile ortaklaşa bir gönüllülük günü etkinliğine imza attı. 

DHL Supply Chain Türkiye çalışanları, proje kapsamında 

LÖSEV işbirliği ile 15 Eylül Cumartesi günü İstanbul Oyuncak 

Müzesi’nde 9-12 yaş arasındaki 30 çocukla bir araya 

gelerek müzeyi ziyaret etti. Dünyanın dört bir yanındaki 

DHL şirketlerinde farklı uygulamalarla hayata geçen Gönüllülük 

Günü’nde binlerce DHL çalışanı programın ikinci 

yılında 736 farklı projede gönüllü olarak yer aldı. 

DHL employees spends 

International Volunteer 

Day with children 

With its slogan, 'Living the Responsibility', DHL, making 

social responsibility an essential part of its corporate policy, 

has developed an extensive strategy. Performing human and 

environment-oriented social responsibility projects, DHL 

Turkey’s Supply Chain has signed a partnership with LÖSEV 

(Foundation for Children with Leukemia) for International 

Volunteer Day, as a voluntary event. The employees of DHL 

Supply Chain in Turkey, in cooperation with LÖSEV, came 

together with 30 children between the ages of 9-12 and 

visited the Istanbul Toy Museum on Saturday, September 

15th. DHL companies host numerous workshops in all four 

corners of the world. The Volunteer Day program, in its 

second year, took part in 736 different projects, all on a 

voluntary basis with thousands of its employees. 

SOSYAL SORUMLULUK 

SOCIAL RESPONSIBILITY 

Vodafone’dan Teknolojide 

Kadın Hareketi 

Vodafone Grubu’nun Dünya GSM Birliği ve Cherie Blair Foundation 

for Women işbirliğinde yürüttüğü mWomen Programı, Türkiye 

Vodafone Vakfı çatısı altında, Haziran 2011’de Türkiye’ye 

uyarlandı. Türkiye Kadın Girişimciler Derneği (KAGİDER), Türkiye 

Bilişim Vakfı (TBV) ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme 

Bakanlığı işbirliğinde, aynı zamanda Aile ve Sosyal Politikalar 

Bakanlığı’nın desteğinde yürütülen proje, kadınların teknolojiye 

eşit şartlarda erişimi, ekonomik ve sosyal yaşantıda eşit temsili 

adına örnek bir sosyal iş modelini oluşturmak için “Teknolojide 

Kadın Hareketi” adı altında hayata geçirildi. Gerçekleştirilen 

saha çalışmasının sonucunda Türk erkekleri arasında %91.1 

olan cep telefonu sahipliği oranının, Türk kadınlarında %70.2’ye 

düştüğü yönündeki verilere ulaşıldı. 

Vodafone launches Women’s 

Movement in Technology 

The mWomen Program conducted by Vodafone Group with 

the cooperation of World GSM Association and Cherie Blair 

Foundation for Women has been adapted to Turkey, under the 

roof of Turkey Vodafone Foundation. The project carried out in 

cooperation with Women Entrepreneurs Association Turkey 

(KAGİDER), Turkey Informatics Foundation (TBV) and the Ministry 

of Transportation, Maritime Affairs and Communications, and at 

the same time supported by the Ministry of Family and Social 

Policies was developed under the name ‘Women’s Movement in 

Technology’, to set a social business model for women to have 

equal access to technology and equal representation in economic 

and social life. As the result of the filed study, the data revealed 

that the rate of mobile phone ownership among men was 91.1%, 

whereas the rate among Turkish women is only 70.2%. 


KÜLTÜREL GÜNCE 

CULTURAL DIARY 



Sting, 26 Kasım’da 

İstanbul’da sahne alacak 

Sting büyük başarı kazanan 2011-2012 Dünya 

Turnesi’nin ardından, sevilen şarkılarını sadece 5 enstrüman 

eşliğinde seslendirdiği “Back to Bass” turnesi 

ile yeniden İstanbul’da! 

Müzik dünyasının efsanevi isimlerinden Sting, en son 

2006 yılında İstanbul’a gelmiş ve Kuruçeşme Arena’da 

15 bini aşkın dinleyicisiyle buluşmuştu. Sting, bu konser 

esnasında sahneden gördüğü manzaraya hayranlığını 

dile getirmişti. Sanatçı şimdi 26 Kasım’da Ataköy 

Atletizm Arena’da bir kez daha İstanbul’da dinleyicileriyle 

buluşacak. Sting’e bu turne sırasında uzun zamandır 

birlikte çalıştığı gitarist Dominic Miller, Vinnie 

Colaiuta (davul), David Sancious (klavye) Peter Tickell 

(elektronik keman) ve Jo Lawry’den (vokal) oluşan bir 

grup eşlik edecek. 

Sting’in 2011-2012 Back to Bass Dünya Turu, 7 Kasım’da 

Strasbourg-Fransa’da başlayacak, Fransa’da ilan edilecek 

diğer konserlerin ardından Slovakya ve Çek Cumhuriyeti’ndeki 

performanslarla devam edecek. 

Sting takes stage in Istanbul 

on 26 November 

After the huge success of his 2011-2012 World Tour, Sting comes to 

Istanbul once again, this time with “Back to Bass” where he will sing 

his greatest hits with only 5 instruments! 

Sting, a legend in the music world has been in Istanbul in 2006 and 

met over 15 thousand people in Kuruçeşme Arena. It was this concert 

where Sting expressed his fascination with the view from where he 

stood. Now the artist will meet his fans once again in Istanbul on 26 

November in Ataköy Atletizm Arena. In this tour Sting will be joined 

by a band featuring his longtime guitarist Dominic Miller, Vinnie 

Colaiuta (drums), David Sancious (keyboards), Peter Tickell (electric 

violin) and Jo Lawry (vocal). 

Sting’s 2011-2012 Back to Bass World Tour kicks off on 7 November in 

Strasbourg-France and continue with his performances in Slovakia 

and Czech Republic and other concerts to be announced in France. 

İstanbul Resitalleri klasik 

müziğin uluslararası 

ustalarını ağırlıyor! 

Klasik müziğin dünya çapındaki 

büyük ustaları, en prestijli 

salonların ve dev orkestraların 

muhteşem solistleri, 

2012 - 2013 sezonunda İstanbul 

Resitalleri için Sakıp 

Sabancı Müzesi 'the Seed'de 

sahneye çıkmaya devam 

ediyor. Resital kapsamında 

Kasım ayında Fransız çelist 

Ophélie Gaillard ve Aralık 

ayında ise Galler Piyanisti 

Llyr Williams konser verecek. 

Çello virtüzörü Ophélie Gaillard 

İstanbul’da sahne alacak 

Fransız çelist Ophélie Gaillard, 16 Kasım 2012’de Sakıp 

Sabancı Müzesi’nde hayranlarının karşısına çıkacak. 

Uluslararası Bach Çello Yarışması'nın da aralarında 

bulunduğu sayısız ödüle ve Fransız Klasik Müzik 

Ödülleri'nde kazandığı "Yılın Enstrümantal Solisti" ünvanına 

sahip Gaillard, kendisine Fransa'nın en büyük 

bankalarından CIC tarafından emanet edilmiş bulunan 

Francesco Goffriller (1737) yapımı bir çello çalıyor. 

Piyano şairi Galler Piyanisti kulakların 

pasını silecek 

Royal Academy'nin en yüksek derecesinin ardından 

Borletti-Buitoni Trust Ödülü'ne layık görülen Galler Piyanisti 

Llyr Williams, 15 Aralık'ta, İstanbul Resitalleri 

kapsamında sahne alacak. Llyr Williams 2004 yılında, 

tüm yaşamı boyunca büyük bir müzisyen olacağına 

inanılan müzisyenlere verilen ve mottosu "Once a BBT 

winner, always a BBT winner" olan Borletti-Buitoni Trust 

(BBT) Award'ı kazandı. 

Istanbul Recitals host the 

masters of classical music! 

World class masters of classical music, magnificent soloists of the 

most prestigious halls and gigantic orchestras continue to perform 

at ‘the Seed’ in Sakıp Sabancı Museum in 2012-2013 season of the 

Istanbul Recitals. French cellist Ophélie Gaillard will give a concert 

in November while the Welsh pianist Llyr Williams will perform in 

December within the scope of the Recital. 

Cello virtuoso Ophélie Gaillard to perform in Istanbul 

French cellist Ophélie Gaillard, one of the most important 

representatives of the Baroque music of our time, whose albums are 

internationally acclaimed in the media will meet with her fans on 

November 16, 2012 at Sakıp Sabancı Museum. Gaillard has received 

numerous prizes including the Bach International Cello Competition 

and received the “Instrumental Soloist of the Year” title in French 

Classical Music Awards and plays a Francesco Goffriller (1737) cello 

loaned by CIC, one of France’s largest banks. 

Welsh poet of Piano to refresh your ears 

The Welsh Pianist Llyr Williams who won Borletti-Buitoni Trust Award 

after receiving the highest degree at the Royal Academy will perform 

on December 15, within the scope of Istanbul Recitals. Llyr Williams 

received the Borletti-Buiton Trust (BBT) Award which is extended to 

lifetime achieving musicians with the motto: “Once a BBT winner, 

always a BBT winner” in 2004. 


65





"Nasa: A Human 

Adventure" ile dünden 

bugüne uzay yolculuğu 

Uzay çalışmalarına yön veren Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesi 

NASA’nın, insanoğlunun uzayla ilgili önemli adımlarını 

bir araya getiren sergisi "Nasa: A Human Adventure" Marmara 

Forum’da. İnsanlığın uzay merakı yüzyıllar öncesine dayanıyor. 

Uzay boşluğuna yönelik gizemin peşinde koşan insanoğlu, 

uzay çalışmalarına ve yolculuğuna hız kesmeden devam 

ediyor. 

İşte bu yolculuğun hikayesi, ilk kez "Nasa: A Human Adventure" 

sergisiyle Türkiye’ye geldi. Marmara Forum’un katkılarıyla 

kurulan 2.500 m2 büyüklüğünde Expo Center’da yer alan 

sergi, insanoğlunun uzay macerasını başlangıcından bugüne, 

tarihsel anlatımı yanında teknoloji ve donanımı aktaran 

300’den fazla özel parçayla sunuyor. Sergide özel maketlerin 

yanı sıra insanoğlunun uzaydaki 50 yıllık macerasını gözler 

önüne seren NASA koleksiyonuna ait uzaya gitmiş ve gelmiş 

100’den fazla orjinal parça yer alıyor. 

Her yaşta uzay meraklısının büyük ilgiyle izleyeceği sergi, 

ziyaretçilerini bir uzay istasyonundaki ateşleme rampasından 

uzay yolculuğuna çıkarıyor. Soğuk savaş dönemindeki 

gelişmeler, Neil Armstrong’un aya inişi gibi önemli anlardan 

kesitler, uzaya yolculukta kullanılan araçlar, aletler ve giyim 

malzemelerini de sunan sergi günümüze ve geleceğe de ışık 

tutuyor. Bugünlerde Mars yüzeyinin araştırıldığı ve NASA’nın 

Curiosity gibi araçlarıyla büyük ilerleme kaydettiği uzay yolculuğuna 

katılmak için “NASA: A Human Adventure” sergisini 

Marmara Forum’da 21 Eylül – 22 Aralık 2012 tarihleri arasında 

saat 10:00 - 22:00 arasında ziyaret edebilirsiniz. 

Space trip from the 

past to the present 

with "Nasa: A Human 

Adventure" 

The exhibition by NASA, the National Aeronautics and Space 

Administration of America, which brings together the space 

related important steps of the humankind, now arrives at 

Marmara Forum. The curiosity of space by the mankind goes back 

to centuries ago. In pursuit of the mystery of the outer space, 

the human being continues his work and his journey regarding 

space unabated. 

Now, the story of this journey has 

arrived to Turkey for the first time along 

with the “Nasa: A Human Adventure” 

exhibition. The exhibition has been 

settled in the Expo Center, which is 

established on a 2,500 square meter 

area with the contribution of Marmara 

Forum. The exhibition presents the 

space adventure of the humankind 

from its beginning till today with more than 300 special pieces 

that relay the technology and the equipment accompanied 

by the historical narrative. In addition to the special models, 

the exhibition also includes over 100 original pieces from the 

NASA collection that have gone into the space and come back, 

revealing the 50 year adventure of the humankind in space. 

The exhibition to be followed by the space enthusiasts of any age 

takes the visitors on a space journey from the firing ramp situated 

on a space station. The exhibition sheds light on the present and 

the future by offering scenes from important moments such as 

developments during the cold war or Neil Armstrong’s landing 

on the moon as well as devices, equipment and clothing used 

during the voyage to the space. 

You can visit the “NASA: A Human Adventure” exhibition at 

Marmara Forum between 21 September and 22 December 2012, 

from 10:00 to 22:00 and participate in the space journey which is 

discovering the surface of the Mars where NASA is making great 

progress by using its vehicles such as the Mars rover Curiosity. 

Dönüşüm: Çağdaş Çin 

Sanatına Bir Bakış 

İstanbul Modern, “Dönüşüm: Çağdaş Çin Sanatına Bir Bakış” 

başlıklı sergiyle Türkiye ve Çin arasındaki diplomatik 

ilişkilerin 40. yılında Çin sanatının çağdaş örneklerine ev 

sahipliği yapıyor. 21 Eylül - 25 Kasım 2012 tarihleri arasında 

düzenlenecek ve 15 sanatçının 20 yapıtla yer aldığı sergide 

geleneksel Çin kültürü ve felsefesi, yeni teknikler, çağdaş 

keşifer ve yenilikçi yaklaşımlarla yorumlanıyor. 

Serginin teması, günümüz dünyasında geleneksel Çin değerlerinin 

içsel araştırması ve dışsal yansımasına odaklı 

dinamik bir dengeyi ifade eden “içsel ve dışsal dönüşüm”. 

Geleneksel Çin kültürünün dış değişimleri hoşgörüyle karşılarken, 

iç bağımsızlığını ve değerlerini korumaya çalıştığını 

vurgulayan küratör Sun Feng, “Çin’in doğa ve felsefe 

üzerine özgün görüşleriyle, güncel gerçekliğin karşılaşmasından 

canlı ve yenilikçi bir sinerji ve heyecan verici bir yaratıcılık 

ortaya çıkar” diyor. 

“2012 Türkiye’de Çin Kültür Yılı” etkinlikleri kapsamında 

düzenenen sergi, Çin Halk Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı, 

Türkiye Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Çin Halk Cumhuriyeti 

Türkiye Büyükelçiliği’nin destekleriyle gerçekleştiriliyor. 

Çin Sanat ve Eğlence Grubu’nun Uluslararası Sergileme 

Ajansı ile İstanbul Modern arasındaki bu ortaklık, aynı zamanda 

iki ülke arasındaki karşılıklı anlayış ve dostluğu geliştirme 

fırsatı sunuyor. İstanbul Modern, bu sergiden sonra 

“Çin’de Türkiye Yılı” çerçevesinde 2013 yılında Şangay’da 

bir koleksiyon sergisi düzenleyecek. 

Transformation: 

A View on Chinese 

Contemporary Art 

Istanbul Modern presents 

contemporary examples of 

Chinese art in the exhibition 

Transformation: A View on Chinese 

Contemporary Art. Running from 

September 21–November 25, the 

exhibition celebrates the 40th 

anniversary of diplomatic relations 

between China and Turkey. The 

exhibition reinterprets traditional Chinese culture and philosophy 

through the use of contemporary techniques, new discoveries, 

and ground-breaking approaches. 

Traditional Chinese culture tolerantly accepts external changes 

while adhering to the pursuit of internal independence and values. 

It also embraces unique perspectives on nature and philosophy, 

and when these collide with contemporary reality there arises a 

vivid and innovative synergy and an exciting creative force. So, 

how do contemporary Chinese artists conceive art How do their 

creative works reflect the Chinese culture How do they expect to 

inspire the world 

The exhibition at Istanbul Modern revolves around the theme of 

“inner and outer transformation”, a carefully balanced dynamic 

that focuses on the internal exploration and external application of 

traditional Chinese values in today’s world. 

Organized as part of the 2012 Chinese Cultural Year in Turkey, the 

exhibition is supported by the Ministry of Culture of China, the 

Ministry of Culture and Tourism of Turkey, and the Embassy of 

China in Turkey. The collaboration between the China International 

Exhibition Agency of China Arts, the Entertainment Group, and 

Istanbul Museum of Modern Art presents an opportunity to 

extend the mutual understanding and friendship between the 

two countries. This special celebration of 40 years of diplomatic 

relations between China and Turkey will be followed by an 

exhibition of Istanbul Modern’s collection in Shanghai in 2013. 


AJANDA 

CALENDAR 

Kasım - Aralık - Ocak 

November - December - January 

İstanbul 6. Otomobil Fuarı 

2- 11 Kasım 2012 

Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, 

İstanbul 

Istanbul Autoshow 2012 

November 2-11, 2012 

Tuyap Fair and Convention Center, 

Istanbul 

Dijital Ekonomi E-Ticaret Zirvesi 

8-9 Kasım 2012-09-28 

Hilton Convention Center, 

İstanbul 

Digital Economy E-Commerce Summit 


Hilton Convention Center, 

Istanbul 

Atlantik Konseyi Enerji ve Ekonomi 

Zirvesi 

15-16 Kasım 2012 

Swissotel The Bosphorus, İstanbul 

Atlantic Council Energy & Economic 

Summit 


Swissotel The Bosphorus, Istanbul 

Uluslararası Orta Doğu Gıda Fuarı 

26-28 Kasım 2012 

Abu Dhabi / Birleşik Arap Emirlikleri 

CeBIT 

29 Kasım - 2 Aralık 2012 

CNR Expo, Yeşilköy, İstanbul 

CeBIT 

November 29, – December 2, 2012 

CNR Expo, Yeşilköy, Istanbul 

5. Bilişim Teknolojileri Zirvesi 

7-8 Aralık 2012 

İTÜ Maçka, İstanbul 

5. Information Technology Summit 

December 7-8, 2012 

İTÜ Maçka, Istanbul 

The Middle Eastern Food Exhibition 


Abu Dhabi / United Arab Emirates 


Marka Konferansı 2012-09-28 

13-14 Aralık 2012 

Swissotel The Bosphorus , İstanbul 

International Brand Conference 2012 

December 13-14, 2012 

Swissotel The Bosphorus , Istanbul 

4. Ulusal Enerji Verimliliği Forumu 

ve Fuarı 

10-11 Ocak 2013 

WOW Convention Center, Istanbul 

4th National Energy Efficiency 

Forum and Fair 

January 10-11, 2013 

WOW Convention Center, Istanbul

2012 yÄ±l sonu beklentileri - YASED UluslararasÄ± YatÄ±rÄ±mcÄ±lar DerneÄi

Create successful ePaper yourself

Delete template?

Save as template?

2012 yÄ±l sonu beklentileri - YASED UluslararasÄ± YatÄ±rÄ±mcÄ±lar DerneÄi