24. Ulusal Biyokimya Kongresi - Türk Biyokimya Dergisi
24. Ulusal Biyokimya Kongresi - Türk Biyokimya Dergisi 24. Ulusal Biyokimya Kongresi - Türk Biyokimya Dergisi
XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES‹ 25 - 28 Eylül 2012 Dedeman Otel - Konya 24. Ulusal Biyokimya Kongresi, Konya [24 th National Biochemistry Congress, Konya / TURKEY] İÇİNDEKİLER DAVETLİ KONUŞMACI ÖZETLERİ SANTRAL S‹N‹R S‹STEM‹ HASTALIKLARINDA MikroRNA Zübeyde ERBAYRAKTAR Santral sinir sistemi hastalıkları başlığı altında, kısaca, santral sinir sisteminin tümörleri, nörodejeneratif hastalıkları, otoimmün hastalıkları, iskemik ve psikiyatrik bozuklukları sıralanabilir. mikroRNA’lar ise, protein kodlamayan küçük RNA’lardır ve apoptozis, farklılaşma ve büyüme gibi hücrenin temel işlevlerinde rol alan post-transkripsiyonel düzenleyici moleküller olarak tanımlanabilir. mikroRNA’lar ilk defa, yaklaşık 15 - 16 yıl önce C. Elegans’ta lin-4 geninin keşfiyle tespit edildiler. Lin-4 geninin kodladığı mikroRNA, lin-14’ün 3’-UTR bölgesine bağlanarak mRNA’nın translasyonunu inhibe etmekte ve gen regülasyonunda kritik bir mekanizma oluşturmaktadırlar. Son yıllarda, mikroRNA’ların sinir sistemi hastalıkları ile olan ilişkisini inceleyen sayısız araştırma yapılmıştır ve hastalıkların tanısından tedavisine kadar pek çok aşamada çeşitli mikroRNA’ların rolleri saptanmıştır. Gelişmekte olan ekspresyon ve fonksiyonel veriler ise, santral sinir sistemi hastalıklarında mikroRNA’ların kilit fonksiyonlarını ortaya koymaktadır. Santral sinir sistemi hastalıklarında ve özellikle tümörlerinde, önemli yolakların başlangıç noktalarını hedef alan ve sayıları giderek artmakta olan birçok mikroRNA tanımlanmıştır. Günümüzde, mikroRNA’ların prognostik indikatör olarak kullanılıp kullanılamayacağı henüz net bir şekilde ortaya konulamamıştır ancak, farklı mikroRNA modellerinin hastalık ve özellikle tümör derecesi ile ilişkili olduğu bilinmektedir. En yeni profilleme verilerine göre mikroRNA’lar, tanı ve izlemde potansiyel biyobelirteç olarak kabul edilmektedir. Elde edilen tüm bu verilerin hastalar için uygun tedavi protokollerine dönüştürülmesi için her geçen gün artan bir hızda araştırmalar devam etmektedir. MicroRNA IN CENTRAL NERVOUS SYSTEM DISEASES Zübeyde ERBAYRAKTAR Under the heading of diseases of the central nervous system, briefly, central nervous system tumors, neurodegenerative diseases, autoimmune diseases, ischemic, and psychiatric disorders are listed. MiRNAs are small non-coding RNAs and are defined as post-transcriptional regulatory molecules involved in the cell’s basic functions such as apoptosis, differentiation and growth. MiRNAs were first identified about 15-16 years ago with the discovery of C. Elegans lin-4 gene. MiRNA encoded by the gene lin- 4 inhibits translation of mRNA with binding to 3’-UTR region of lin-14 and constitutes a critical mechanism in gen regulation. In recent years, numerous studies have been performed to examine the relationship between miRNA and the nervous system diseases and they have explored roles of miRNAs in various stages of diseases from diagnosis to treatment. Accumulating functional data have revealed the key function of miRNAs in central nervous system diseases. Many miRNAs are defined as target the starting points of important pathways in particular tumors of the central nervous system. Today, it is clear whether miRNAs can be used as a prognostic indicator, hovewer, different models of miRNA are known to be associated with disease and as well as the tumor grade. According to the most recent data from profiling, miRNAs are considered as potential biomarkers is diagnosis and follow-up. Ongoing researches are accelerated to translate the obtained data to appropriate treatment protocols CONTENTS ABSTRACTS OF INVITED LECTURES Turk J Biochem, 2012; 37 (S1) http://www.TurkJBiochem.com
XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES‹ 25 - 28 Eylül 2012 Dedeman Otel - Konya 24. Ulusal Biyokimya Kongresi, Konya [24 th National Biochemistry Congress, Konya / TURKEY] İÇİNDEKİLER TIBB‹ LABORATUVAR H‹ZMETLER‹ DA‹RE BAŞKANLIĞI’NIN ÇALIŞMALARI Ferzane MERCAN Sağlık Bakanlığı, Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Tıbbi Laboratuvar Hizmetleri Daire Başkanlığı CONTENTS DAVETLİ KONUŞMACI ÖZETLERİ Sağlık hizmetlerinde, doğru teşhis ve tedavinin yapılabilmesi için laboratuvar hizmetlerinin mümkün olan en yüksek kalitede hizmet vermesi gerekmektedir. Sağlık Bakanlığında Laboratuvar Hizmetleri Daire Koordinatörlüğü 03.05.2011 tarih ve 19798 sayılı makam onayı ile çalışmalarına başladı. 02.11.2011 tarih ve 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Laboratuvar Hizmetleri Daire Başkanlığı olarak faaliyetlerine devam etmektedir. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanlıklarının Görevlerine Dair Yönerge gereğince Tıbbi laboratuvar Hizmetleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır: • Kamuya ve özel sağlık tesislerine ait tıbbi tanı laboratuvar hizmetlerini planlamak, tıbbi tanı ve doku tipleme laboratuvarlarına ilişkin ruhsat düzenlenmesi ve iptali işlemlerini yürütmek, faaliyetlerini izlemek, •. Tıbbi tanı laboratuvarlarının kalite kontrol sistemi uygulamalarını sağlamak ve sonuçlarını değerlendirmek, • .Tıbbi tanı laboratuvarları ve araştırma laboratuvarlarının görev ve yetkilerine ilişkin mevzuat oluşturmak, •. Test maliyetlerinin analizini yapmak ve iyileştirilmesi çalışmalarını yürütmek, •. Cihaz ve alt yapıya yönelik teknolojik gelişmeleri izlemek ve değerlendirmek, •. Laboratuvar disiplinlerine göre testlerin sınıflandırılmasına dair çalışma yapmak, • .Laboratuvarların standardize edilen yöntemleri uygulamalarına ve laboratuarlar arası karşılaştırmalı testlerle doğru tanı koyma uygulamasına ilişkin çalışma yürütmek, • .Gerektiğinde çalışma ve bilimsel komisyonlar kurmak ve sekretarya işlemlerini yürütmek, Başkanlığımızın bir yıl içerisinde yaptığı çalışmalardan bazı örnekler; Web sayfasının kurulması; Saha ile sürekli iletişim halinde olmak ve yaptığımız çalışmalar hakkında bilgi vermek üzere web sayfası kuruldu. Web sayfasında, kurumsal yapı, istatistikler, mevzuat, faaliyetler, linkler ve sık sorulan sorular, bize ulaşın, duyurular, yayınlar linkleri ve linklerin içerikleri hakkında bilgiler mevcuttur. ABSTRACTS OF INVITED LECTURES Turk J Biochem, 2012; 37 (S1) http://www.TurkJBiochem.com
- Page 1 and 2: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 3 and 4: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 5 and 6: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 7 and 8: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 9 and 10: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 11 and 12: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 13 and 14: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 15 and 16: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 17 and 18: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 19 and 20: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 21 and 22: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 23 and 24: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 25: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 29 and 30: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 31 and 32: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 33 and 34: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 35 and 36: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 37 and 38: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 39 and 40: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 41 and 42: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 43 and 44: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 45 and 46: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 47 and 48: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 49 and 50: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 51 and 52: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 53 and 54: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 55 and 56: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 57 and 58: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 59 and 60: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 61 and 62: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 63 and 64: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 65 and 66: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 67 and 68: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 69 and 70: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 71 and 72: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 73 and 74: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
- Page 75 and 76: XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES
XXIV. ULUSAL B‹YOK‹MYA KONGRES‹<br />
25 - 28 Eylül 2012<br />
Dedeman Otel - Konya<br />
<strong>24.</strong> <strong>Ulusal</strong> <strong>Biyokimya</strong> <strong>Kongresi</strong>, Konya [24 th National Biochemistry Congress, Konya / TURKEY]<br />
İÇİNDEKİLER<br />
DAVETLİ KONUŞMACI ÖZETLERİ<br />
SANTRAL S‹N‹R S‹STEM‹ HASTALIKLARINDA MikroRNA<br />
Zübeyde ERBAYRAKTAR<br />
Santral sinir sistemi hastalıkları başlığı altında, kısaca, santral sinir sisteminin<br />
tümörleri, nörodejeneratif hastalıkları, otoimmün hastalıkları, iskemik ve<br />
psikiyatrik bozuklukları sıralanabilir.<br />
mikroRNA’lar ise, protein kodlamayan küçük RNA’lardır ve apoptozis, farklılaşma<br />
ve büyüme gibi hücrenin temel işlevlerinde rol alan post-transkripsiyonel<br />
düzenleyici moleküller olarak tanımlanabilir. mikroRNA’lar ilk defa, yaklaşık 15<br />
- 16 yıl önce C. Elegans’ta lin-4 geninin keşfiyle tespit edildiler. Lin-4 geninin<br />
kodladığı mikroRNA, lin-14’ün 3’-UTR bölgesine bağlanarak mRNA’nın<br />
translasyonunu inhibe etmekte ve gen regülasyonunda kritik bir mekanizma<br />
oluşturmaktadırlar.<br />
Son yıllarda, mikroRNA’ların sinir sistemi hastalıkları ile olan ilişkisini inceleyen<br />
sayısız araştırma yapılmıştır ve hastalıkların tanısından tedavisine kadar pek çok<br />
aşamada çeşitli mikroRNA’ların rolleri saptanmıştır. Gelişmekte olan ekspresyon<br />
ve fonksiyonel veriler ise, santral sinir sistemi hastalıklarında mikroRNA’ların<br />
kilit fonksiyonlarını ortaya koymaktadır. Santral sinir sistemi hastalıklarında ve<br />
özellikle tümörlerinde, önemli yolakların başlangıç noktalarını hedef alan ve<br />
sayıları giderek artmakta olan birçok mikroRNA tanımlanmıştır.<br />
Günümüzde, mikroRNA’ların prognostik indikatör olarak kullanılıp<br />
kullanılamayacağı henüz net bir şekilde ortaya konulamamıştır ancak, farklı<br />
mikroRNA modellerinin hastalık ve özellikle tümör derecesi ile ilişkili olduğu<br />
bilinmektedir. En yeni profilleme verilerine göre mikroRNA’lar, tanı ve izlemde<br />
potansiyel biyobelirteç olarak kabul edilmektedir. Elde edilen tüm bu verilerin<br />
hastalar için uygun tedavi protokollerine dönüştürülmesi için her geçen gün artan<br />
bir hızda araştırmalar devam etmektedir.<br />
MicroRNA IN CENTRAL NERVOUS SYSTEM DISEASES<br />
Zübeyde ERBAYRAKTAR<br />
Under the heading of diseases of the central nervous system, briefly, central nervous<br />
system tumors, neurodegenerative diseases, autoimmune diseases, ischemic, and<br />
psychiatric disorders are listed.<br />
MiRNAs are small non-coding RNAs and are defined as post-transcriptional<br />
regulatory molecules involved in the cell’s basic functions such as apoptosis,<br />
differentiation and growth. MiRNAs were first identified about 15-16 years ago<br />
with the discovery of C. Elegans lin-4 gene. MiRNA encoded by the gene lin-<br />
4 inhibits translation of mRNA with binding to 3’-UTR region of lin-14 and<br />
constitutes a critical mechanism in gen regulation.<br />
In recent years, numerous studies have been performed to examine the relationship<br />
between miRNA and the nervous system diseases and they have explored roles of<br />
miRNAs in various stages of diseases from diagnosis to treatment. Accumulating<br />
functional data have revealed the key function of miRNAs in central nervous<br />
system diseases. Many miRNAs are defined as target the starting points of<br />
important pathways in particular tumors of the central nervous system.<br />
Today, it is clear whether miRNAs can be used as a prognostic indicator, hovewer,<br />
different models of miRNA are known to be associated with disease and as well<br />
as the tumor grade. According to the most recent data from profiling, miRNAs are<br />
considered as potential biomarkers is diagnosis and follow-up. Ongoing researches<br />
are accelerated to translate the obtained data to appropriate treatment protocols<br />
CONTENTS<br />
ABSTRACTS OF INVITED LECTURES<br />
Turk J Biochem, 2012; 37 (S1)<br />
http://www.TurkJBiochem.com